"Kıyamet Dudakların"

25.8K 2K 1.8K
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin! Heyecanla okuyorum yorumlarınızı 🥺

Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin! Heyecanla okuyorum yorumlarınızı 🥺

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

BÖLÜM 15: "Kıyamet Dudakların"

Cigarettes After Sex - Apocalypse

Sesimi unut, göğsümü yakan bu aşkı unut. Ama kokumu unutma. İki dudağının arasında verdiğim nefesi sonum olsa bile feda ederdim. Kokumu bir başkasında arama.

Göğsünü saran his olduğu yeri yakmıyorsa o sevgiyi aşktan sayabilir misin? Gözlerini kapattığında dudakların titremiyorsa, bedeninde bir sızı dolaşmıyorsa, karnında o tanıdık hissi yakalayamıyorsan sevgiyi aşkla aynı sanabilir misin?

Gözlerimi kapattım. Rüzgârın saçlarımda dolaşmasına, vücuduma sızıp tenimi ürpertmesine izin verdim. Kasım ayının ilk haftasındaydık. Hava iyiden iyiye soğumuştu. Yavaş yavaş ceket yerine kaban ya da mont kullanmaya başlamıştım. Atlas'la olan konuşmamızın üzerinden yalnızca üç gün geçmişti.

O günden sonra bana karşı tavrı değişmedi. Aynı mesafedeydi. Burada olduğunu belli ediyor, varlığını kanıtlar nitelikte davranıyordu fakat net adımlar da atmıyordu. Belki de ona karşı koyduğum bu mesafe onun adım atmasına engel oluyordu, bilmiyordum.

Tek bildiğim artık varlığının beni mutlu etmeye yettiğiydi.

Ona karşı olan kırgınlıklarımı ve öfkemi yavaş yavaş kaybediyordum ve böyle hissediyor olmak bana iyi geliyordu çünkü onu sevmeyi seviyordum. Onu bırakmak istemiyordum. Bir kış gecesinde, nefretiyle baş etmek istemiyordum.

Altında var olduğuna inandığım o iyilikle yüzleşiyor olmak kalbimin topraklarında yeşeren çiçeklerin beslenmesine sebep oluyordu.

Göğsümde hissettiğim boşluğun üzerini yalnızca Atlas'ın varlığı kapatıyordu.

Odamdaki alkol şişelerini aşağıdaki buz dolabına yerleştirmiştim. İstediğim zamanlarda kendime şarap doldurup oturduğum oluyordu fakat artık her gece alkol tüketmiyordum. Sigara içiyordum fakat etkisi kadar çok değildi. Paketimi iki, üç günde ancak bitirebiliyordum.

Onu sevmek beni iyileştiriyordu, bunu görebiliyordum.

Belki de bunca zamandır ondan başkasına böyle bağlanmama sebebim buydu. Ona dair her şeyi sevmek içimdeki sıkışmışlık hissini benden alıyordu ve ben özgür kalmış hissediyordum.

O yokken beni boğacağına inandığım derin sular ondan sonra özgür hissettiğim sonsuzluk oluyordu. İçimi kaplayan korku yerini huzura bırakıyordu.

Bu yüzden öyle sesleniyordum ona.
Sen varsın diye Atlas.
Sen varsın diye, diyordum.

Çünkü o vardı. Ve ben bilirdim, o varken hiçbir kötülük bana dokunamazdı. Eli belimi kavrayıp kendisine doğru çektiğinde, başım göğsüne yaslandığında hiçbir kötülük bana dokunamazdı. Dokunacak olsaydı bile onun yaşayabileceğim en acı an bile olsa o anı onun göğsünde yaşıyor olmak bana güç verirdi.

XVI - ÖLÜM PORTRESİWhere stories live. Discover now