neuf

3.5K 159 230
                                    

UYARI: Bu bölümü isterseniz geçebilirsiniz çünkü bu bölüm smut bulunduruyor!

Kapıyı açıp içeri girdiğimde Snape'in henüz gelmemiş olduğunu gördüm, hızla Pansy'nin yanına oturdum ve önümdeki ikili bana döndü. Draco ve Blaise, hatta Pansy bile bana beni öldüreceklermiş gibi bakıyordu. Draco tam konuşacakken içeriye Snape girdiğinde her zaman ki gibi asasıyla perdeleri kapatarak bütün sınıfı karanlığa boğdu. "Sayfa 394." Hepimiz onun söylediği yeri açarken ben ise çaktırmadan etrafıma bakmaya çalışıyordum fakat Tom hiç bir yerde yoktu. Snape'in bizi fark etmemesi için Pansy'ye dikkatlice fısıldadım, "Tom bugün gelmedi mi?" o konuşmadan kaşlarını hayır anlamında kaldırınca arkama yaslandım.

Kollarımı göğsümde birleştirmiş yeri izlerken baktığım yerde Profesör Snape'in siyah ayakkabılarını ve siyah cübbesini gördüm, bir nefes verip başımı kaldırıp onun yüzüne baktım. "Bana Quotios Nomamber büyüsünü açıklar mısınız Bayan Grindelwald?" Hiç bir şeyi bilmediğimi, dinlemediğimi ve ya çalışmadığımı sanıyordu. Tom'un karşısında nefes bile alamazken ne cüretle benim karşımda böyle konuşabilirdi? Ayağa kalkıp gözlerinin içine baktım, "Yapılan bütün büyüleri etkisiz hale getirir. Sadece bu büyüyü yapan kişinin büyüleri aktif kalır fakat bu büyünün ters tepme ihtimali oldukça fazladır." ona yapayca gülümseyip yerime oturduğumda o ise bana tuhaf bakışlarından birini atıp masasına oturdu ve mimik bile oynatmadan siyah tüylü kalemini mürekkebe batırdı. "Slytherin'e 10 puan." sınıftaki Slytherin'ler bana döndüğü sırada gururlanmıştım, övünmek gibi olmasın fakat Slytherin'e puan kazandıran 3 kişi vardı o da Tom, ben ve Blaise'di.

Ders bittiğinde hızla toplanıp sınıftan çıkmaya yeltendiğim sırada kolumda bir el hissettiğimde arkamı dönüp kolumu tutan Draco ile onun arkasındaki Pansy ve Blaise'e baktım. Draco kaşlarını çattı, "Bizi umursamıyorsun bile." duraksayıp onlara baktım. Ne diyeceğimi bilmiyordum, bir şey demek istemiyordum çünkü gerçekten haklılardı. Son zamanlarda onlarla konuşamıyordum bile, Draco'nun çok kırıldığını biliyordum.. "Üzgünüm çocuklar, gerçekten gitmeliyim." Şu an onları düşünemezdim şu an sadece Tom'u merak ediyordum ve bir an önce onun yanına gitmek istiyordum. Ben arkamı dönerken onların sinirle nefes verme seslerini duyabiliyordum.

Hızla sınıftan çıkıp Tom'un odasına girdim ve eşyalarımı bir kenara bırakıp cübbemi üstümden çıkardım, uzun olduğu için yırtılabilme ihtimali vardı.

Yatakta sessizce yatan Tom'u gördüğümde onun yanına doğru ilerleyip yanına oturdum. Çok hasta görünüyordu, elim ile tam ateşine bakacağım sırada elimi tutup ittirdi. "Hastayım, benden sana bulaşmasın şimdi." Sesi çok kötü geliyordu ve burnu da tıkalıydı, ona biraz daha yaklaştım ve derin bir nefes verdim. "Saçmalama Tom." Ellerimle onun alnına yapışan koyu kahverengi saçlarını çektim ve bir anlığına, ikimizinde hiç beklemediği bir şey yaptım. Dudaklarımı alnına koyup ateşine baktım, o kadar fazla ateşi vardı ki neredeyse dudaklarım yanmıştı. Onun şaşırdığını biliyordum fakat şuan o kadar hastaydı ki hiç bir tepki veremiyordu.

Onu elinden tutup kaldırmaya çalıştım, "Kalk hadi, soğuk suyun altına girmen gerekiyor." kendini geri çekip yorganın altına geri girdi. "Çok üşüyorum." Elini daha fazla sıkarak daha fazla çekiştirdim, "Kalk dedim Tom! Bir damla soğuk sudan mı korkuyorsun gerçekten?" bu dediğimle gaza gelmiş olacak ki yavaşça yerinden kalkıp ayağa kalktı. Kolunu omzuma attığında bende kolumu onun beline sardım ve banyoya doğru ilerledim, Tom'un bir şey yapmasını istediğinizde ona 'Yapamazsın!' demek yeterliydi.

TW : SMUT
RAHATSIZ OLANLAR OKUMASIN

Onun odasındaki özel banyosuna girdiğimizde o klozetin üstüne otururken bende soğuk suyu açıp belimden kayan eteği biraz daha yukarı çektim. Ona döndüğümde hala gözleri yarı açık yarı kapalıydı, saçı başı dağılmıştı ve yüzü kıpkırmızıydı. Bir nefes verip ona yaklaştım ve tişörtünün kenarlarından tutup yukarı sıyırarak tişörtünü çıkardım ve yere attım. Gözlerim bir kaç saniyeliğine kaslarına çarpsa bile çok fazla bakmadan silkelendim ve saçımı kulağımın arkasına attım. "Eşofmanını çıkar hadi su iyice soğudu." Arkamı dönüp eğilerek elimle buz gibi olan suyu kontrol ettim, su gerçektende çok soğuktu ve Tom'un saniyesinde bu sudan çıkacağından emindim. Tekrar ona baktığımda o ise hala yere bakıyordu ve eşofmanını çıkarmamıştı, sinirle dizlerimin üstüne çöktüm ve eşofmanının iplerini çözmeye başladım. "Ariel." Kör düğüm attığı eşofmanının ipini hala çözmeye çalışırken onun yüzüne baktım, "Hm?" elini klozetin kenarlarına koyup kafasını yana yatırdı. "Çok ateşli görünüyorsun." nutkum tutulduğunda hızla başımı eğdim ve 3 düğmesi açılmış olan beyaz gömleğimin içinden görünen siyah, kenarları dantelli sütyenime bakıp şuan olduğum duruma baktım.

enemy | tom m. riddleWhere stories live. Discover now