dix

3.1K 162 111
                                    

Dakikalardır Draco'nun önündeki kruvasanı bir flüt gibi üflemeye çalışmasına kahkahalarla gülüyordum, Blaise yeter dermişcesine bir nefes verdi. "Şakanın bütün havası kaçtı Delilah." Ona tam cevap vereceğim sırada yanımda bir hareketlilik hissettiğimde yanımdaki Crabbe kalkmış, onun yerine Tom gelmişti. Önce dudaklarını birbirine bastırıp ardından ne diyeceğini bilmez bir şekilde nefes vererek "Selam." dedi. Yutkunup hafifçe öksürdüğümde Draco, Blaise ve Pansy dikkatle bize bakıyordu. Tom onlara dönüp tek kaşını kaldırdı, "Sevgilimin yanına oturamaz mıyım?" gözlerimi kaçırıp ellerimi kucağıma koydum ve başımı aşağı eğdim, Draco bir sorun olduğunu sezmiş olacak ki dalga geçer gibi güldü, büyük bir cesaretle! "Oturabilirsin tabii." Herkes Draco'nun söylediği sözleri normal karşılarken şuan Draco'nun Tom'u aşağılamaya çalışmasını sadece üçümüz anlıyorduk. "Bana kendini geberttirme Draco." Tom onun üstüne yürüdüğü sırada herkes bize dönerken ayağa kalktım ve elimi dur dermişcesine Tom'un karnına koydum. Tom anında susarak karnındaki elimi kavradı ve elimi tuttu, "Biraz konuşabilir miyiz?" Draco'ya döndüm, sinirden elindeki çatal ve bıçağı sıkıyordu. "Ders başlayacak Tom." tek kaşını kaldırıp elimi bıraktı, "Bahaneni sikeyim gerçekten. Soktuğumun derslerine çalışmıyorsun bile ve bana bunu bahane ediyorsun." stresle derin bir nefes verdiğimde ellerim titremeye başlamıştı, Tom bir sorun olduğunu farketmiş olacak ki çok fazla üstelemeden büyük salondan çıkmıştı.

Ondan utanıyordum, nedenini bilmiyordum ama hem kendimi ona teslim etmek isterken, onun ateşinin içinde kendi canımın yanacağını bildiğim halde kavrulmak isterken bir yandan da ondan uzak durmak istiyordum. Neden uzak durmak istediğimi bilmiyordum fakat onunla olduğum sürece zayıf olacaktım, babam bana bir aşkın ve erkeğin ilk önceliğim olmaması gerektiğini söylerdi. O bana daima ilk önceliğimin güç olması gerektiğini öğretmişti fakat ben Tom'un yanındayken saçımı tutup çekse bile ondan etkileniyordum.

Aklıma tıpkı bir kurşun gibi saplanan düşünceyle oturduğum yere tekrar çakıldım, Tom'dan hoşlanıyordum.

Tom'dan hoşlanıyorum
Tom'dan hoşlanıyorum
Tom'dan hoşlanıyorum

Blaise'in bileğimden tutup yerime oturtmasıyla gözlerim çeşitli yemeklerle donatılmış yemek masasında iken istemsizce dudaklarımdan hiç söylememem gereken kelimeler döküldü, "Tom'a aşık oldum." Pansy elindeki çatalı salataya batırarak bana tek kaşını kaldırdı, "Biliyoruz?" Blaise'de anlamayarak elindeki çatalı bir bıçak gibi döndürmeye devam etti. "Öyle değil miydin zaten?" kendime gelince gözlerimi masadan çektim ve ne dediğimin farkına varınca bedenim buz kesilmişti. Bu masada Tom ile sevgili olmadığımızı bilen tek kişi Draco'ydu ve şuan o bana çok ama çok şaşkın bir şekilde bakıyordu, bunu beklemediği belliydi.

Pansy ile yanyana yürüyerek büyük salondan çıkarken derin bir nefes alıp mırıldanmaya başlayınca bana bir şey söylemesi gerektiği belliydi, "Hermione ile ben.." hemen ona dönüp kaşlarımı çatarak güldüğümde dudaklarını birbirine bastırdı ve yutkundu, "Çıkıyoruz." dudaklarım şaşkınlıkla birbirinden ayrılırken ellerimle kısa bir alkış yapıp gülmeye başladım, "Çok sevindim!" beraber iksir sınıfına girdiğimizde daha Slughorn'un gelmemiş olduğunu gördük. "Yani 1 hafta oluyor ama olayın heyecanını daha yeni atlattım." gülüp boş bir yere geçtim ve Pansy'de yanıma oturdu, şansına dersimiz Gryffindor'la ortaktı ve sürekli birbirlerine bakıp gülüyorlardı. "Bugün Hermione ile benim odamda buluşacağız, Tom'la beraber sende gel." hafifçe öksürdüm ve sınıftan içeri giren Tom'a baktım.

Koyu kahverengi ve dalgalı saçları, uzun boyu, şeftali pembesi dudakları, yeşil gözleri, üstünde ait olduğu binanın amblemini taşıyan cübbesi ve okul forması.. O kadar yakışıklıydı ki.

enemy | tom m. riddleWhere stories live. Discover now