2.1

1.7K 145 77
                                    


Keyifli okumalar...

***

O kadar çok sıkışık bir durumdaydım ki. Sanki her an bir yerden başka bir şey daha çıkacak ve ben işte o zaman kesinlikle bu işten sıyrılamayacak gibiyim...

Odanın içinde bir o yana bir buyana deli danalar gibi gidip gelen kardeşime bakarken başımın hafiften döndüğünü hissetmeye başladım. Hızına yetişemediğimden olsa gerek bir seferden sonra takip etmek yerine sakince beklemeye başladım.

Sonunda karşıma geçip durduğunda gözlerinde ki kıvılcımları biraz olsun dinmesini beklemiştim. Ama yanıldığımı farketmek uzun sürmedi...

"Ablaa bak sakinim. Çok sakinim! Tamam mı? Lütfen bana Kübra ablamın bu işte bir parmağının olduğunu söyle! Şakalaşıyordunuz değil mi?"

Dişlerini sıkarak söylediği son cümleyle oturduğum yere sindim desem yeridir. Yatağım çöktü galiba...

Sakince bir nefes çektim içime. Sana bende çok isterdim bu düşündüklerini söylemeyi ama ne yaparsın hayat işte umduğunu değil bulduğunu alacaksın canım kardeşim.

Yutkunuşumun sesi odada yankılandı. Saatler aleyhime işliyor. içimden bir yerde'Öt artık Efidee' diyeee bağıran sesleri duymuyorum.

Dayanamıycam!

Ötüyorum!

"Canım kardeşim. Mustafak bak sana ne diycem bu kadar sinir senin yaşına zarar ablam. Yazık günah sinir hastası olucan şimdi."

Galiba batırdım. Kurtarayım derken Ferhat Göçer in şarkısında ki gibi 'düştüm ben yollaaraa.' Şu durumda aklıma gelene bakın hele. Allah'ım sen aklımı koru.

"Yok ben sakin değilim! Değilim tamam mı? Olamıyom sakin falan! Kim bu çocuk ablaa! Bak bana geliyorlar. Kim ki seni istemeye geliyor? Kim kim bu? İn mi cin mi? Hırlı mı hırsız mı? Yazmış öyle internetten ne ayak bu çocuk!!! Canına susamış."

Yok be Mustafa'm ne in ne cin. Valla beyaz atlı prens gibi girdi hikayemizi hayır olsun bundan sonrasında artık ne diyeyim.

"Yok bu böyle olmayacak. Ben babama söyleyeceğim şimdi. O ne yapacağımıza karar verir."

Neyy af buyur Mustafa?

Babam mı. Tövbe bismillah. Yok olmaz Ertuğrul bu sefer gerçekten bu akibetten sağ çıkamaz!

"Ne alaka canım. Babam ne yapsın adamcağız. Bu kadar yaşlı bir adama bu taraz meseleleri anlatmak ne kadar doğru? Ben babamı üzmem böyle bir durumla."

Hafiften inandı mı ne?

Kaşlarını çatıp düşünceli olan yüz iafedinden de pek bir şey anlaşılmasada az çok o da benim gibi düşünüyor olacak ki " Haklısın. Ama bunu babamdan böyle bir şeyi saklamamı bekleme abla"

Bende zaten saklamayı düşünmedim. Ama bunu Mustafa'nın söylemesi çok ağır bir durum olurdu. En iyisi bunu annem anlatsın. Tabi yaa o tatlı dilini kullanırsa babam kesin yumuşar.

"Annem!" Dedim sevinçe Mustafa'ya bakarken "Annem söylesin Mustafa o makul bir yolunu bulup anlatır"

Benim söylediğimi mantıklı bulmuş olacak ki başını sallayarak onayladı. Ama çatık kaşlarını hiç bozmamıştı. Sanırım uzun süre tek kaşlı gezecek oratada.

Bana arkasını dönüp yavaş adımlarla kapıya ulaştığını görünce ohhh çektim şöyle bir rahat tam yatağıma çöküyordum ki bir anda yükses sesli bağırması sıçratmıştı beni yerimden.

En Güzel İmtihanı'm |Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin