|on iki|

5.2K 354 65
                                    

Kaplanlarım ben geldiiiim😘😍😍nasılsınız?
Umarım iyisinizdir. Çünkü baya bi zaman atlamalı bir bölümle geldim. Kontrol etmeden atıyorum dersler yüzünden. Bu yüzden kusura bakmayın. Keyifli okumalar dileği ile~~~
.
.
.
.

(Taehyungdan)
Hekimin evinde 2 haftalık bekleyişten sonra evimize gelmiştik. Jungkook yanımdayken kendimi iyi hissediyordum. Aslında küçük gezinti gibi bir şey planlamıştık. Ve bu yüzden o odamızdaki küçük dolaptan bir kaç eşya almış ve bir bohça hazırlamıştı. Jimin ne kadar da gitmemem için dirense de, bu uzaklaşmanın sakinliğine ihtiyacım vardı. Yürümekte biraz zorlansam da iyi idare ediyordum. Zaten çoğu zaman Jungkook beni kucağında taşıyordu. Hala kendini suçlu hissetse de ona bu kadar üzülmemesini söylüyordum. Sonuçta o benim eşimdi. Ve ben eşimi seviyordum...
.
.
.
(Uzun zaman atlayışı...neden diye sormayın spoiler veremem dkskksks)
Bir kaç haftalık geziden sonra tekrar eve geri dönmüştük. Aslında bir aylık süreci kuzey sınırlarındaki Jungkook'un minik klübesinde, ormanın derinliklerinde geçirmiştik. Eve geldiğimiz gün Alfa Min gelmiş ve Jungkookla bizi akşam yemeğine davet etmişlerdi. Jin hyung da bize bir haber vericekti. Önemli olduğunu demişti. Bu bir ay içinde çok şey değişmişti.

"Sevgilim, sen biraz dinlen ben eşyaları yerleştiririm."

Yüzüme gülümsemesi sunan sevgilime bakmış, karşısına geçmiştim. Ellerini tutmuş, gözlerinden gözlerimi alamıyordum.

"Bak Jungkook, seni anlıyorum ama artık iyiyim ben. Sorun yok. Seninleyken güzel hissediyorum zaten. Artık her işi senin görmen gerekmiyor. Sürünün başına dönmelisin. Onlar artık seni bekliyor. Evet, bana ayırdığın zamanlardan çok mutlu oluyorum ama onların da artık bir güçlü lidere ihtiyaçları var."

Sözlerimi onu kırmayacak türden seçib konuşmuştum. Bir elini ayırmış, sol yanağımı avuçları altına almıştı. Sonra anlımı öpmüştü.

"Seni seviyorum benim anlayışlı omegam."

"Hadi artık hazırlanalım akşama. Jiminlere gidicez."

"Evde kalsak olmazmıydı ya?" hemen bebeksi mızıklanmasını ortaya sunmuş, belimden tutmuştu "biraz seni yesem," sözleri kulağımın arkasından bir ince rüzgar gibi geçmiş ve beni titretmişti "biraz şarap içsek," anılar gözlerim önüne geliyordu. Burnu burnuma sürtünmüştü. Nefesi dudaklarıma çarparken ben kalp krizi geçiriyordum."Seni sevsem, olmazmı güzelim? Hm?" Son cümlesi ile dudaklarıma yavaşca kapanmıştı. Biz ateşin ortasına sürüklenirken o dilini kullanmaktan ve beni deli etmekten başka bir şey yapmıyordu. Ben de ona karşılık vermiş kollarımı boynuna dolamıştım. Uzun zaman oluyordu birlikte olmuyorduk. Odayı fermonlarımızın kokusu sararken aniden kapı çalmış ve gelenin kim olduğunu merak etmiştim.

"Kapıyı açalım sevgilim" dudaklarımızı zorlukla da olsa ayırmıştık. Sonra ben kapıya yönelmişti. O ise belimi bırakmadan arkamdan sarılarak yürümüştü. Kapıyı açtığımızda Alfa Min'in şaşkın yüzü ile karşılaşmıştık.

"Ah, sanırım yanlış zamanlama"

Üçümüz de bu şeye kıkırdamıştık. Ben ise yine yanaklarımın kızarmasına izin vermiştim. Sonra anlamadığım dilde Alfa Deltama bişeyleri gözleri ile anlatmıştı.

"Hey, bana bakın, siz ikiniz," parmaklarımla onların ikisini göstermiş, "ne işler çeviriyorsunuz?"

"Hiç bir şey canım. Sadece sürü ile alakalı ufak şeyler var. Sen anlamazsın. Boynuma kısaca öpücük kondurmuş, kokumu içine çekmişti.

"Akşam biraz çabuk gelin diyecektim." Yoonginin cümlesi ile transtan çıkmıştım. Jungkook beni hemen etkisi altına alıyordu.

"Tamam Yoongi. Hadi git şimdi." demiş ve kapıyı yüzüne kapatmıştı Jungkook. Aceleci tavırla hemen beni karnımdan tutmuş, sırtına almıştı.

«𝐑𝐞𝐝 𝐖𝐢𝐧𝐞»|𝑻𝒂𝒆𝑲𝒐𝒐𝒌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin