Eski aşklarca

476 26 14
                                    

Nalia geleli beş dakika olmasına rağmen kimsenin ağzını bıçak açmıyordu . Teyzem yeni görünüşüyle karşımızda oturmasına rağmen Nalia'nın onu direkt tanımasıda şaşılacak şeydi .Bu gereksiz sessizlik rahatsız edici bir hal almaya başladığından konuşmaya karar verdim.

"Ee Nalia , neden geldiğini söyleyecek misin artık ?" dedim sessimdeki soğukluğu koruyarak. Ona hala bana yalan söylediği için kızgındım.

Ve Perodanın kızı olması kızgınlığımı körüklemekten başka bir işe yaramıyordu. Evet öz teyzemde bana yalan söylemişti.

Ama Nalia ayrıydı . O benim arkadaş konusundaki hassaslığımı biliyordu. Yinede yalan söylemekten gerçeği gizlemekten çekinmemişti.

"şey aslında konu Claus'tu Sel . Senle bu yüzden konuşmam gerekiyordu." dedi beni şaşırtarak.Claus mu ? Onun ne alakası vardı ki şuan.

Claus'u düşünmek eve gelirken olan konuşmalarımızı aklıma getirmişti . En başta bana çok despot gelmiş olsada ona karşı içimde garip bir yakınlık hissediyordum. Tehlikeli bir yakınlık.

Burnumdan derince bir nefes çektim . Kafamı toparlamak için aldığım nefes Nalia'nın üzerine sinen kokunun burnuma dolmasına sebep olunca yüzümü buruşturdum. "Neden onla ilgili konuşmamız gerekiyor ?" dedim soğukluğumu koruyarak.

Varlığını bile unuttuğum teyzem konuya dahil oldu. "kızlar bu konu ne bilmiyorum ama sanırım önce bizim senle konuşmamız gerekiyor Nalia. " dedi . Kendini belli ederek . Haklıydı . Nalia ile hala konuşmadığımız , benim bile son günlerin stresinden aklımdan çıkmış olan konuları konuşmamız gerekliydi.

Aklımdaki Claus sorularına ara vererek ağzını açmış konuşmaya başlayacak olan teyzemin şuanki iri mavi gözlerini ortaya çıkaran, sarı saçlı , küçük ama dolgun dudaklı ve küçük burunlu haline baktım.

"Neden Selest'i ilk fark ettiğinde bana gerçeği söylemedin Nalia ?" diye sordu teyzem. Bunu bende oldukça merak ediyordum. Bu yüzden konuya dikkatimi verdim. Ve önceligimin Nalia ile aramızdaki buzları kırmak olduğu o anda kafama dank etti.

Nalia en başta öylece durdu . Nereden başlayacağını bilemeyem bir hali vardı. Küçük dudaklarını bir kaç kez aralayıp geri kapattı . Ve sonunda konuştu. "Açıkçası bunu bende bilmiyorum Bayan Ameliya." dedi. Son derece içten ama resmi bir tavırla. Onun bu cevabına karşı ufak çapta bir kahkaha attım.

Hali sinirime dokunuyordu. Onu burada gördüğüm ilk an içimde hissettiğim özlem ve anlamamak yeniden beynime nüks etti . O benim kendimden bile öte gördüğümdü ve tamamen yalandan ibaret olduğunu öğrenmek bana fazla dokunmuştu.

Ne kadar bu konuyu düşünmemeye çalışsamda bazen aklıma geliyordu. Diğer her şey gibi . Sadece bir ay kadar bir sürede haddinden fazla şey yaşamıştım ve artık hangisine şaşıracağımı , hangisine güleceğimi ve hangisini düşünmem gerektiğini kesinlikle bilmiyordum.

"Ne demek bilmiyorum?" diye sordum . Asabım bozuluyordu. "Selest ona kendini açıklaması için fırsat tanıyalım. Eminim birazdan sökülür ne de olsa Namesis'in kızı." dedi teyzem.

Namesis , teyzemin bahsettiği kadarıyla dik başlı olduğu kadar kırılgan , sır tutmayı iyi bildiği kadar da konuşkan biriymiş.

Aynı Nalia gibi... Nalia bilmesede annesine oldukça benziyordu . Karakter açısından neredeyse bire bir aynı kişi gibi gelmişlerdi bana . Teyzem bana ondan bahsederken 'acaba hayatta olan başka akrabalarımız var mıdır?' diye geçmişti içimden.

"Bakın . Biliyorum bana kızgınsınız.Özellikle sen Sel bana ne kadar kırgın olduğunu biliyorum. Ama sana söyleyemezdim. Inan bana yapamazdım ve o gün de dediğim gibi bana inanmazdında .  Ben cidden size o an söyleyemediğim için çok üzgünüm. Ama yapamadım işte. ilk defa gerçek bir dostum olmuş gibi gelmişti . Üvey kardeşlerim haricinde birine ilk defa yakındım .Ve kaybetmekten korktum. Anneni esir tutan adamın kızıyla arkadaş olmazsın sandım ve bana yaklaşımına bakarak haklı olduğumu anlıyoru..."

Anka - AteşWhere stories live. Discover now