-13-

3.5K 355 48
                                    

Uyarı! Okuduğunuz bu bölümden ben sorumlu değilim. Çok detaylı olmasa da cinsel içerik bulunduruyor, buna göre okuyun.
____________________

Hyunjin x Jeongin

Hyunjin:
Elini çek
Jeongin
Neremi elliyorsun
Minho hyung bize bakıyor yapma anlayacak

Jeongin:
İyi be bir kere de şikayet etme

Hyunjin:
Herkesin içinde masanın altından bana dokunman normalmiş gibi davranma

Jeongin:
Normal
Kimse görmedi zaten

Hyunjin:
Ben ne yapacağım şu an
Elini itiyorum hâlâ devam ediyorsun

Jeongin:
Ne oldu Hyunjin
Tahrik mi oldun yoksa

Hyunjin:
Bazen ciddi ciddi ilişkimizi sorguluyorum

Jeongin:
Tamam

Hyunjin:
Tuvalete gitmem gerek sanırım

Jeongin:
Gidersen peşinden gelirim

Hyunjin:
Gelme
Zaten yeterince dikkat çektik
Bekle sen burada
Hemen gelirim ben

Hyunjin çevrimdışı

Jeongin çevrimdışı

_____________________

"Siz takılın ben hemen geliyorum." dedi Hyunjin. Kendi halinde takılan arkadaşları ona bakarak başıyla onay vermiş, hiç kimse de en ufak bir soru sormamıştı. Gideceği yeri tahmin etmeleri o kadar da zor değildi gerçi.

Hyunjin gömleğinin kıvrılan ucunu hızla düzeltip kendisini izleyen Jeongin'e bakmadan yerinden kalktı.

Hep birlikte buluşmak istediklerinde sık sık ziyaret ettikleri bar ortamı artık onlar için oldukça bilindikti. Müziğin ritmine göre delicesine dans eden insanların arasından onları umursamadan geçti.

Bar tuvaletinden her ne kadar hoşlanmasa da şu an aklına bundan daha iyi bir çözüm gelmiyordu. Her şeye rağmen orada yiyişen bir çiftle karşılaşmamayı diledi.

O sırada Jeongin, Hyunjin'in aksine kimseye bir şey söylemeden masadan kalkmış, yüzündeki sırıtmayla hızlıca tuvaletlerin yolunu tutmuştu. Hyunjin kabine girmeden önce ona yakalamayı düşünüyordu çünkü o içerdeyken yanına giderse Hyunjin'in kendisine yaklaşmasına izin vermeyeceğini biliyordu.

Adımlarını hızlandırdı. Uzun koridorda yürüyen adamı neredeyse tuvaletlere girecekken gördüğünde yürümekten ziyade resmen koşmuştu.

Son anda yetiştiği Hyunjin'in kolunu tuttu önce. Karşısındaki bedenin hafif bir sinirle çattığı kaşlarına bakarak güldü.

"Sana gelme demiştim, Jeong."

"Dinlemedim, sana yardım etmek istiyorum." Gözlerini tuvalette gezdirdi Jeongin. "Hem baksana şansımıza kimse de yok."

"Bizimkilerden birisi gelebilir."

"Gelmeyecekler." dedi Jeongin. Pekala bundan o kadar emin değildi.

Kendinden uzun olan bedeni bir nevi itekleyerek kabinlerden birisine sokarken Hyunjin sırtının kabinle buluşması yüzünden gözlerini hafifçe büyüttü.

"Sen ciddi misin?"

"Ben her zaman ciddiyim." dedi Jeongin. Dudaklarını hızla Hyunjin'in dudaklarına kapatıp onu öpmeye başladığında Hyunjin de her zaman inkar edip karşılık verme işine tekrar girişti. Parmaklarını Jeongin'in saçlarından geçirirken küçük olan kendisini karşısındaki bedene bastırdı.

Hyunjin'in dudaklarının arasından kısık bir inleme döküldü.

Jeongin, ellerini büyüğünün kalçalarına attığında uzun olan kontrolünü kaybettiğinin gayet farkındaydı. Jeongin yine onu ele geçiriyordu.

Göğsünün üzerinde gezinen el, birkaç saniye göğüs ucunda oyalanıp pantolunun kemerine kaydı. Jeongin onu hem öpüp hem de kemerini çözerken Hyunjin gözlerini kıstı.

Küçük olan geri çekildi. Hyunjin'in kızarmış dudaklarının üzerinde dilini gezdirerek kemerini çözdüğü pantolunu ve iç çamaşırını aşağı indirdi. Parmakları anında onun etrafını sardı.

Uzun olan bu his yüzünden tekrar inlediğinde Jeongin istemsiz bir şekilde sırıttı. Hyunjin'in kendisi yüzünden bu halde olmasının ona yaşattığı haz çok büyüktü.

"Jeongin-" dedi uzun olan. Sesi hem kısık hem de çok güçsüz çıkmıştı. Jeongin parmaklarını onun dolgun dudaklarına bastırdı.

"Sessiz ol." 

Hyunjin itaatkar olmayı ve onu dinlemeyi seçerek başını salladı. Küçüğün elini ritmik bir şekilde hareket ettirmeye başlaması yüzünden bacaklarının titrediğini hissetti. Onun omuzlarına tutundu.

Yaşadı hisler yüzünden Hyunjin, dudaklarını dişleri arasına kıstırıp inlememek için kendisini tutmaya çalışsa da seslerini içinde çok fazla tutamadı.

Jeongin elinin hareketini daha çok arttırdı. Aniden hızlanması yüzünden zaten şişmiş olan penisin kısa sürede neredeyse boşalacak hale geldiğini fark etti.

Parmaklarını aşağı kaydırıp parmak uçlarını toplarına sürttü. Hyunjin'in sesiyle başını kaldırıp onun yüz ifadesini incelemekten çekinmedi.

Hyunjin, Jeongin'i tam anlamıyla deli ediyordu. Küçük olan büyüğüne karşı hissettiği tüm hislerin farkında olsa da onu tamamen kaybetmekten korktuğu için bir şey söyleyemiyordu.

Vakit kaybetmemek adına tekrar önüne döndü. Eliyle aynı hareketi yapmaya devam ettiğinde titreyerek boşalan Hyunjin menilerini yere akıttı.

Uzun olan nefes nefese kalmışken Jeongin onun bu dağılmış hali için her şeyini verebileceğini düşündü.

Hızlıca pantolununu topladı. Kabinden çıkmak için hamle yaptı ancak Jeongin kolunu onun önüne koyup onu durdurdu.

Uzun olan ne oldu der gibi başını salladı.

"Teşekkürünü sonra edersin artık."

Hyunjin başını sallayarak onay verdi.

"Ederim, Jeongin."

Onun dudaklarına yumuşak ve birkaç saniyelik öpücük bırakıp kabinden çıktı. O ellerini yıkarken Jeongin onu arkasından izledi. Hyunjin gerçek bir Tanrı gibiydi... Jeongin'i mutlu edebilecek olan da mahvedebilecek olan da oydu. Küçük olan bunun gayet farkında olsa da o büyüğü için mohvolvayı çoktan göze almıştı. Ya onunla olacaktı ya da hiç olmayacaktı...

Only Be Mine | Hyunin ✓Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora