anlamını kaybeden yolculuk.

595 36 33
                                    

İyi okumalar.

Her şey düzmeceydi.

Koskocaman bir hafta geçmişti, ne telefonum çalıyor ne de ona benzer bir bildirim alıyordum. Yok olmuş fakat hâlâ orada bekleyen bir ruha, kalbimi vermiş gibi hissetmem anlamsızdı.

Etraf dağılmış, üstüm başım sigara kokusundan batmıştı. Duvarımda, çöp kutusunda buruşturduğum güzel kağıtlarda, yerde ve aklımda;

Her yerde Kim Taehyung vardı ve ben, gecenin Tanrısı için sadece yüzüne armağan edebileceğim şeyler içinde bocalıyordum.

Düşündüm, fazlasıyla düşündüm. İlk günden son karşılaşmamız üzerinden geçen zamanı, arada kaynayan ufak sohbetleri en kısa detayına kadar düşündüm.

Uyuşmuş bacaklarımı hareket ettirmek için ayaklandım, hava güzeldi. Kışın soğuk havası yerine bugün ılık bir esinti hâkimdi.

Pencereyi açıp kafamı dağıtmak istedim, saat daha erkendi ve kuşların aşk şarkılarını dinlemek için hoş anlardı.

Yüzüme vuran meltem ile olduğum yerde durdum, Kim Taehyung bana oldukça tanıdık geliyordu.

Önceden sahip olduğum, gittikçe kaybettiğim zamanla unuttuğum, küçükken oynadığım video oyunlarını anımsamam gibi bir histi.

Kimse tek bir gece gördüğü esmer tene düşen gölgelere anında aşık olamazdı, aşk değildi. Beğenme arzusu olarak adlandırabilirdi fikrimce.

Beğenme arzusu bir insana ne denli hükmedebilirdi? Tartışmaya açık bir konu, kesik kesik kafamın içinde yaşanan gürültüler ile gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.

Kim Taehyung, kimdi?

Cebimden çıkardığım sigarayı, esen melteme doğru yaktım. Şu son haftalarda yaşadığım duygu karmaşası, beni yormuştu.

Köşemde oturup, Kim Taehyung'un saçlarında dolaştırmak istiyordum parmaklarımı.

İki dudağım arasında tuttuğum sigara, ellerimin balkon demirliklerine hırs ile vurulmasıyla sarsılmıştı.

Yine ve yine. Neden düşmüyordu ağzımdan ismi? Çevirmenlik yapan, küçük bir yerde çalışan bu beden; neden eski hislerimi gün yüzüne çıkarıyordu?

Göğsümün derinlerine saklanmış kırgın Jeongguk, neden gülümsüyordu?

Bildirim sesi, beyazlaşan parmak boğumlarımın kurtarıcı sesi idi. Fakat ayak üstü birbirine teslim edilmiş numaralar, bir işe yaramamışa benziyordu.

Bankadan gelen mesaj, hayal kırıklığı yaşatmıştı bana. Gecenin Tanrısı, henüz beni düşünmüyor olmalıydı. Uykusundan uyanıp kahvesini içmemiş huysuzca mırıldanıyor veya çok sevdiği radyosunu açmış, penceresinden süzülen ışık ile kalçasını oynatıyordu.

Bunu yaptığını nereden biliyordum, muamma. Tahmin olmalıydı.

Ağzımda bitmiş olan sigarayı balkondan aşağıya fırlattım, güzel havada yürüyüş yapmak dolu zihnime yardımcı olabilirdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 16, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sakuya, taekook. Where stories live. Discover now