Özel Bölüm-2

58.1K 3.9K 3.9K
                                    

Canım Gülfem. Kendi evreninde, bıraktığın yaşında hayatının en zor doğum gününü geçirdiğini biliyorum. Yaşadığın tüm zorluklara rağmen pes etmeyip, yeni, daha güçlü bir Gülfem var ettiğin için de seninle gurur duyuyorum. Bende yerin çok özel. Benden aldıkların, bana kattıkların öylesine çok ki... Benden parçalar taşıyan yanlarınla şu an binlerce kişiye dokunuyorsun. Birlikte büyüdük, büyümeye devam ediyoruz. Karakterinle, duruşunla, olduğun gibi, bir adamı kendine bu denli aşık edebildiğin için hayranım sana.

Seninle, sizinle geçirdiğim bu yolculukta cebim dolu dolu ilerliyorum. Hala yolun çok başındayız ve her gün hikayenizle yeni tanışan onlarca insanla karşılaşıp, tanışıyorum. Bundan sonraki yaşlarında hep mutlu olacağının garantisini veremesem de düştüğünde elinden tutup kaldıracak, sırtını sıvazlayacak ve seni her daim destekleyecek binlerce kişi olduğunu bildirmek isterim. Çünkü aynı kişilerle ben her gün sizi konuşup, sizi paylaşıyorum ve desteklerini sonuna kadar hissediyorum. Bana bu yolda binlerce yoldaş, arkadaş, dost kazandırdığınız için, kız kardeşim yokken kız kardeş diyebileceğim güzel yürekler bıraktığınız için sana da Savaş'a da minnetim çokça.

Senin için yeni yaşında çok sevip, çok sevildiğin ve çoğaldığınız bir yıl olacağını da not düşmek isterim. İyi ki doğmuşsun güzel kızım. ❤

....

''Buraya en son ne zaman geldin?'' diye sordu.

Sorarken bile sesindeki tedirginliği, burukluğu hissedebiliyordum. Birbirimizden ayrı o kadar uzun zaman mutsuz geçirmiştik ki şimdi yeni kavuştuğumuz bu mutluluğa gölge düşürecekmiş hissini atamıyordu.

''O geceden sonra bir kere gelmek istedim ama...'' dediğimde dalgalar ayaklarımıza vuruyordu. Sustum. O da devamını anladı, ısrar etmedi.

Su şişesini alıp yudumladıktan sonra ıslak kumların üzerine bıraktım ve başımı iyice göğsüne yasladım. Hafif esen rüzgar tenimi okşarken buna dahi müsaade etmeyerek üşümeye duran kollarımı sıvazladı. Dokunduğu yerler birden alev aldı, ardından kollarını kollarımın üzerine kapadı ve beni tamamen abluka altına aldı. Ne kadar yara alırsam alayım ona dokunduğumda, sığındığımda efsunlu gibi tüm yaralarıma şifayla dokunuyordu. Az önceki buruklukta şimdi tek bir dokunuşuyla silinip gitmişti.

Bu sahile ilk kez onunla isteme akşamı gelmiştim. Hayatımın en duygu yüklü anlarını o akşam burada yaşamış ve onca saatin içinde kaybettiğim bir dakika için kendime hiç olmadığı kadar çok sayıp sövmüştüm.

''Gülfem...'' diye mırıldandığında göğsünden başımı hafifçe kaldırdım ve yüzüne doğru baktım. Zifiri karanlığın içinde ufacık bir ışık gördüm gözbebeklerinde. Beni de o aydınlığa çekip çıkardı ve tebessüm ettirdi.

Eş zamanlı olarak onunda dudakları yukarı doğru kıvrılınca benim için bir daha imkansız gördüğüm anlardan birini yaşıyordum. Gülüşlerinde yeniden doğuyordum. Olmaz dediğim ne varsa onunla olduruyordum.

Parmakları saç tutamlarımın arasında dolanırken her bir teliyle özenle ilgilenmek ister gibi parmaklarının arasına dağıtıyordu.

''Gülfem...'' dedi tekrar yüzüme doğru bakıp çok sevdiği bir şarkıyı zevkle söylercesine.

Aslında yüzüne bakıyor oluşumu bir cevap kabul eder diye düşünmüştüm ama öyle olmadı.

''Efendim...'' dedim merakla.

Ses tonunun bu denli yumuşak olması, en derinlerime içtenlikle bakışı bir şey söyleyecek veya isteyecekmiş hissi yaratsa da o beni yanılttı ve ''Adını dilimden hiç düşürmedim o 6 ay boyunca...'' dedi bir itirafta bulunarak. ''Ama karşılık alamamak kadar kötüsü yokmuş. Ben sana dokunmayı geçtim...'' derken kaşları çatıldı ve dokunamadıklarının acısını da çıkarırcasına tüm bedenini bedenime temas ettirdi. ''Adını söyleyip karşılık almayı bile delicesine özledim be yavrum...''

Aşiyan (Kitap Oldu) Where stories live. Discover now