Deliverance

I Want To Be Like Everyone Else With You

Merhabaa

Cinsel içerik bu işaretle '✵' başlayıp bu işaretle bitecektir!

İyi okumalar~

Jimin etrafına bakındı. Üniversite ortamı hakkında hiç bilgisi yoktu Taehyung onun belini kavradı. "İyi misin güzelim?" Jimin kafasını onaylar anlamda salladı.

"Sadece biraz endişeliyim" Taehyung Jimin'in elini tutup bileğini okşadı. "Ben hep buradayım korkma bebeğim. Eğer gitmek zorunda kalırsam da Jungkook burada olur"

Jimin kafasını onaylar anlamda salladı. "Teşekkür ederim izin verdiğin için. Ve hep burada kalmana gerek yok Taehyung"

Taehyung yaşadığı dejavu yüzünden gözlerini kırpıştırdı. "Jimin sana bir şey olmasını istemiyorum. Üzgünüm gidemem" Jimin kafasını onaylar anlamda salladı. "Sorun değil"

Diğerlerinin görmemesi için yavaşça geri çekildi. Taehyung Jimin'in yanağını okşadı.

"Hadi git artık" Jimin kafasını onaylar anlamda salladı ve etrafında kimse olmadığını anlayınca Taehyung'un dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.

Taehyung gülümsedi. Jimin el sallayıp üniversiteye yönelmişti. Taehyung arkasından bakıp iç çekti. O sırada Jimin sınıfına gelmişti. Gördüğü boş yere ilerledi.

"Hey yanına oturabilir miyim?" Daha oturmadan sorulan soruyla gözlerini kırpıştırdı. "Şey.. tabiki hangisine geçeceksin?"

Yavaşça yerine geçti. "Ben Ha Sungwoon" Jimin gülümsedi. "Park-Kim Jimin" Sungwoon gözlerini kırpıştırdı. "Hangisi gerçek soy ismin?"

Jimin gülümsedi. "Park" Sungwoon gülümsedi. "Sana Bay Park diye sesleneceğim o zaman" Jimin kafasını iki yana salladı. "Gerçekten gerek yok sadece Jimin diyebilirsin"

Sungwoon kitaplarını çıkardı. "Sende Sungwoon diyebilirsin o zaman~" Jimin kıkırdadı. "Aslında buraya gelirken korkmuştum. Çünkü eksiden babam yüzünden hiç arkadaşım yoktu. Benimle tanıştığın için teşekkür ederim"

Sungwoon gülümsedi. "Seni anlayabiliyorum. Utangaç olduğun belliydi zaten. Benim de arkadaşım yok bu yüzden anlaşacağımızı düşündüm. Birde merak ettim de baban öldü mü?"

Jimin gözlerini kırpıştırdı. "Öldü ama zaten ben evliyim bu yüzden çoktan onunla iletişimimi kesmiştim" Sungwoon gözlerini kırpıştırdı. "Çok genç gözüküyorsun"

Jimin saçlarını karıştırdı. "Aslında öyleyim ama evlendiğim için pişman değilim. En azından özgürüm" Sungwoon üzgün bakışlarını Jimin'e yolladı.

"Saçlarından belli" Kıkırdadı Jimin. "Herkesin dikkatini çektin" Jimin'in kaşları havalandı. "Gerçekten mi?" Sungwoon kafasını onaylar anlamda salladı.

"Ama kötü değil. Gerçekten güzelsin" Jimin kafasını öne eğdi. "Teşekkür ederim" Sungwoon kıkırdadı. "Aww Jiminie utandı~"

Profesörü içeri girince susmuşlardı.

***

Taehyung arabanın içinden okulun bahçesine bakıyordu. Derin bir nefes aldı.

Dışarı çıkan bedenleri görünce yavaşça ön arabada indi. Kalçasını lüks arabasına yaslayıp soğuk bakışlarını insanlar üstünde gezdirdi.

"Siktir çok yakışıklı değil mi? Zengin olduğu da belli. Kimi bekliyor sence?" Taehyung duyduklarıyla alaycıl gülümsemesini engelleyememişti.

Okuldan çıkan turuncu saçlarıyla kendini belli eden eşini görünce hızla oraya ilerledi. Jimin gülümseyerek Taehyung'a baktı.

Hızla ona ilerledi. Sungwoon'un dersi olduğu için gelememişti. "Bugün bu kadar ders varmış Taehyung gidebiliriz"