Jeon Jungkook
Seul Merkez Hapishanesi
Uiwang, Gyeonggi Province
Güney Kore
14.05.2021
Kim Taehyung
Kim Dans Akademisi
Dokseodang-ro, 45-gil
Seul, ST 1832
Taehyung,
Son mektubumdan sonra iki kez masa başına otursam da nedense bir türlü yazmaya devam edemedim, bir şey olduğundan da değildi aslında, sadece içimden gelmedi. Ben de yazacaklarımı karıştırmamak ve mektubu mahvetmemek adına biraz beklemeye karar verdim. On gün kadar sonra, yeniden buradayım işte.
Birlikte uyuduğumuz gecenin ertesi sabahı uyandığımda kelimenin tam anlamıyla her yerim ağrıyordu, çünkü çok az uyumuştum ve en fazla yirmi dakikalık aralıklarla sıçrayarak uyanmıştım, sen de benimle birlikte uyanmıştın birkaç kez. Bana sarılmaya çalıştığını hatırlıyordum, ama zaten daraldığım için birkaç dakika sonra kollarının arasından sıyrılmıştım hep.
O sabah da kapı sesine uyandım, birisi zili çalıp duruyordu. Yataktan çıkmaya halim olmadığı için seni dürttüm.
"Taehyung," dedim. "Uyan." Sesim ağlamaktan ötürü kısılmıştı, normal bir tonda konuşurken bile çatlıyordu.
Biraz tetikte uyuduğun için seni dürtmemle birlikte uyandın. "Hm? Ne oldu?" Dirseklerinin üzerinde doğruldun, yüzün şişti. "İyi misin?"
O sırada zil bir daha çaldı. "Kapı." dedim. Başınla onaylarken yüzünü sıvazlayıp yataktan kalktın. Komodinin üzerindeki telefonunu aldın. Gözlerin yavaşça açıldı. "Siktir."
Eunbi olduğunu anlamıştım, söylemene gerek yoktu. Yüzündeki bakıştan, gözlerinin büyüyüşünden, ısrarla çalan zilden... Ben de yataktan indim.
"Jungkook..."
"Boş ver." dedim sadece. Neden sinirlendiğimi bile bilmiyordum, zaten huzurlu bir sabah olacağı yoktu. Üzerimi giyinip evden çıkmak istiyordum sadece. Annemle ilgili bilgi almak için karakola gidecektim.
Ben giyecek bir şeyler almak için dolabını açtığım esnada kolumu tuttun. "Dur, saçma sapan bir şey yapma."
"Oturup sizi dinlemek istemiyorum." Ciddiydim, derdim başımdan aşkındı zaten.
"Dışarı çıkacağım."
"Bana bakar mısın?" İki elimi tutup beni sana bakmaya zorladın. "Buraya çıkmasına izin vermeyeceğim zaten. Bekle birkaç dakika. Hiçbir yere gitmek yok. Anlaşmamış mıydık bu konuda?"
Sabırlıydın, Taehyung. Ben değişmiyordum ama sen yine de sabırlıydın.
Derin bir nefes alıp başımla onayladım, bana ufak bir tebessüm verip çıktın odadan. Merdivenleri inerken, "Geliyorum!" diye seslendiğini duydum.
Normalde yapmayacaktım, gerçekten. Yatağa geri dönüp sen gelene dek bekleyecektim sadece ama Eunbi'nin bağırdığını duyunca istemsizce meraklandım. Kapıya yanaşıp kulağımı dayadım.
"Neden aramalarıma, mesajlarıma dönülmüyor? Kapıyı açan da yok, ne oluyor Taehyung?" Benim tanıdığım Eunbi kibar, sıcakkanlı ve sakin bir insan olduğu için bağırdığını duymak bana tuhaf gelmişti.
"Uyuyakalmışım dedim ya Eunbi, anlatacağım hem. Bağırma." dedin. Birkaç saniyelik sessizlik oldu, sonra buraya doğru yanaşan adım sesleri duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cockeye's Song | Taekook
FanfictionBu mektuplarda yazacağım şey ise, seni on iki yıl öncesine götürmekle başlayacak. 2008 güzüne. Sana bizim hikayemizi anlatacağım. En başından. Hatırladığım tüm detaylarıyla, en önemli kısımlarıyla. Yaşadıklarımızı bir de benim, o çaresiz ve belalı ç...