-11-

565 77 56
                                    

Oy vermiyorsunuz bari
yorum yapın
vicdansızlar...


Lanet olsun bu benim yazdığım şarkıydı! Her sözüyle her kelimesiyle benim yazdığım söylediğim şarkıydı.

Kafam allak bullak olurken daha kendi yaşadığım şoku atlatamazken bunun daha hiç bir şey olduğunu birazdan anlayacaktım...

~

Üçümüzün gözleri birbirimizin üzerin de dolaşırken odada uzun bir sessizlik oluşmuştu. Seokjin hyung oturduğu yerden ayağa kalktığında Namjoonun karşısında durmuş ve gülümseyip rahat bir nefes dışarıya vermişti.

"Sen Kim Namjoonsun, saklamaya çalışma çünkü beni kandıramazsın."

"Hyung o Namjoo-"

Bende ayağa kalkıp Seokjine yaklaştığımda beni eliyle durdurmuş ve gözleriyle beni susturmuştu. Namjoonda kucağında ki gitarı kenara bırakıp ayağa kalktığında konuşmakta zorlandığını görmüştüm. Bir şey söylemek istiyordu ama yapamıyordu. Elini ensesine atıp kaşımaya başladığında gözlerini Jinden kaçırmıştı.

"Eskiden de böyleydin stres yaptığında yada canın sıkıldığında enseni kaşırdın..."

Namjoona biraz daha yaklaşıp kolundan tuttuğunda Namjoon bir tepki vermemiş ve sadece onun hareketlerini izlemeye başlamıştı.
Kolundan tutup arkasını çevirdiğin de ensesini kapatan saçlarını tutup yana çektiğin de görünen küçük siyah benle Jin hyung gülümsemiş ve Namjoona sarılmıştı.

"N-nasıl olur bilmiyorum ama geri döndün Namjoon..."
Gözleri dolup alt dudağı titrediğin de Namjoon boşta kalan kollarını Jine dolamıştı.
Boş gözlerle onları izlediğim de ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Hangi birine şaşırmalıydım ki? Namjoonla aynı şarkı sözlerini yazmamıza mı yoksa Jin hyungun onu hala unutmamış olup hatırlamasına mı?

"Bende bilmiyorum Jin, olup bitenden en ufak bir fikrim yok. Ama beni kimse hatırlamazke-"

"Ben nasıl hatırlıyorum değil mi?"
Jin hyung bir kaç adım geriye gittiğin de omuzlarını düşürmüş ve burukça gülümsemişti.

"İnan bende bilmiyorum, o gece yılbaşı günü parti için sahneye çıktım iki şarkı söyleyip kulise geçtim. Normal de senin çıkman gerekiyordu ama eve gittiğini hemen geleceğini söyledi Hoseok. Başka bir grubu aldılar sen gelene kadar ama gelmedin. Bende çatıya çıkmıştım zaten sevmezdim öyle ortamları biliyorsun, sonra bir anda şiddetli bir rüzgar çıktı gözgözü görmedi içeri girmek istedim ama gökyüzün de gördüğüm parıltılar beni durdurdu. Korktum ilk defa böyle bir şey görüyordum."

Biraz duraksadığında gözlerini kaçırmış daha sonra kalktığı sandalyesine yeniden oturmuştu.

"Sonrası ise karmaşa dolu. Seni her yer de aradık ama hiç bir iz bulamadık sadece kolyeni düşürmüştün arabanın yanına onu da Hoseok aldı zaten. Yoongi senin kaçtığını düşündü başka bir ülkeye daha çok para için onu bıraktığını düşündü ve hırs yaptı. Parayı nereden buldu bilmiyorum ama senden sonra şirketi çok büyüttü. İnsanlar onu karalamasın şirketi yanlış bilmesin diye senin kaçtığını değil de öldüğünü söyledi."

Sesi titrediğin de yanına gittim ve elini tutup önünde diz çöktüm. Ona destek olurcasına baktığımda gülümsemiş sonra devam etmişti.

Fırtınanın Şarkısı ϟ NamKook✔️Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt