1.8K 152 113
                                    

Liseli genç zil çalar çalmaz, etütlerini umursamadan, pet shopa doğdu koşmaya başladı. O tatlı kediyi kesinlikle istiyordu. Mağazayı gördüğünde durup akciğerlerine gerekli havayı doldurdu. Okulundan buraya kadar hiç durmadan koşmuştu ve şu an nefessiz durumdaydı. Ellerini dizlerine koyup bir süre kendine gelmeye çalıştı ve rahatladığını hissettiğinde ise hızlı adımlarla pet shopa girdi.

Gözleri ilk önce bir çalışan aramıştı ama göremeyince gri tüylü kedinin kaldığı camın önünde gitti. Jungkook'un içi içine sığmıyordu. Kedi iki büklüm olmuş, kuyruğunu sallayarak uyuyordu. Yani en azından gözleri kapalıydı.

Dayanamayıp parmağının ucuyla cama vurdu bir kez. Kedi bu sesi duyar gözlerini aramamıştı. Jungkook'u görür görmez de ayaklandı ve onun karşısına geçti. O sırada da çalışanın sesi duyuldu. "Hoş geldiniz~ size nasıl yardımcı olabilirim?"

Genç hemen parmağıyla önünde durdukları kediyi gösterdi. "Onu istiyorum." çalışan şaşırmadan edemedi. "Emin misiniz?" Jungkook sadece kararlı bir şekilde başını salladı. Çalışan o kediyi birine vermeyi çok istiyordu fakat bu genç çocuğa da acımadan edemedi. "İstersen ilk önce onunla biraz vakit geçir, kucağına al ve sev biraz. Birbirinizi severseniz bu kedi artık sizindir Küçük Bey." Jungkook hemen kabul etti. O gri tüylere en kısa sürede dokunmak istiyordu ve şimdi de eline böyle bir fırsat geçmişti.

Çalışan kadın, kedinin bulunduğu hücreyi anahtarla açıp birkaç adım geriledi. Bu sevimli ve sakin kedinin üzerine atlamasından deli gibi korkuyordu. Jungkook kadının bu hareketine şaşırsa da umursamadı ve tüm ilgi odağını bu kediye verdi. Heyecanlıydı ve kediyi korkutmak istemiyordu. Bu yüzden elini yavaşça içeri sokup kediye uzattı. Korkmadığını görünce biraz daha uzantı ve başını sevmeye başladı. Eş zamanlı olarak kedi de gözlerini kapamış hatta mırıldanmaya başlamıştı.

Genç çocuk çalışana döndü. "Şey kucağıma alabilir miyim?" kadın üzerindeki şoku atlatamazken onayladı. "T-tabii, ben de gerekli malzemeleri ve belgeleri hazırlayayım." çalışan kadın yanlarından ayrılırken Jungkook tekrardan kediye döndü. "Şimdi seni kucağıma alacağım ve beraber evime gideceğiz." bu sefer iki elini birden uzatınca kedi bakışlarını ellere indirmişti. Fakat kedi bir şey yapmayınca nazikçe onu kaldırmış ve kucağına yaslamıştı.

Jungkook yumuşak tüylerden dolayı gıdıklanırken kedi, başını kaldırarak ona baktı ve miyavladı. Bir eliyle alttan tutarken diğeriylede çenesini okşadı. "Çok güzelsiin!" başını öpmek için yaklaştığı sırada kedi patileri buna engel oldu. Jungkook şaşkınca geri çekilip tekrar yaklaşmaya başlamıştı ki tekrar aynı şeyi yaşadılar. Şimdilik bunu boş verip yanlarına gelen çalışana döndü genç.

"Onu bu kafesin içine koyun. Veteriner veya başka yerlere giderken ihtiyacınız olacak. Bu poşete de kedi kumu, kuru mama ve tasma koydum. Bir de broşür var. Bir kediye nasıl bakılacağını anlatıyor. Üzerinde de bizim numaramız var. İhtiyacınız olursa ararsınız. Artık gidebilirsiniz, iyi günler."

Jungkook şaşkınca önüne konulanlara baktı. "Şey peki oyuncak?" kadın aklına gelenle parmağını şıklattı. Ardından poşete bir şey ekleyip kafesin ağzını açtı. "Buraya koyun onu hadi." çalışan kadının bu aceleci tavrına şaşırsa da eğilip kediyi koymaya yeltendi fakat gri tüylü kedi Jungkook'un kucağından inmemekte ısrarcıydı. Gencin omzuna çıkmış, orada duruyordu.

Jungkook kıkırdamadan edemedi. "Hadi ama~ seni oraya koymalıyım. Omzumdan inmezsen ve nasıl gideceğiz?" geri Jungkook'un kollarına indiğinde patisiyle yanağına vurup kafese girdi. Çalışan kadın tüm bu olanları hayretle izlerken Jungkook kahkaha atıp kafesin ağzını kilitledi. Eğildiği yerden kalktıktan sonra çantasındaki cüzdanını çıkarttı.

"Ne kadar tuttu acaba?"

"H-hepsi bizden. Lütfen gidin artık. Dükkanı kapatacağım."

Genç çocuk kadının bu tavrına bozulsa da umursamadı ve yeni arkadaşını alarak mağazadan çıktı. Eve vardıklarında ilk olarak kediyi kafesten çıkartıp etrafı tanımasını sağladı. Ardından geniş banyolarına yeni aile bireyleri için bir tuvalet daha oluşturdu. Sonra arkadaşının acıkmış olabileceğini düşünerek bir kaba su, başka bir kaba da kuru mamadan koyarak mutfak girişine yerleştirdi kapları.

"Pisi pisi, gel hadi biraz su iç." kedi ağır hareketlerle üst kattaki Jungkook'un odasından çıkıp aynı yavaşlıkta merdivenlerden indi. Bir Jungkook'un onu izleyen sevimli yüzüne bir de yere kendisi için bıraktığı kaplara baktı. Sudan içtikten sonra tekrardan Jungkook'un odasına girdi.

"Beni de bekle, orası benim odam."







***

Kim uke kim seme olsun? Ya çoğunluğa göre ya da yorumlarda beni kim ikna ederse onun seçtiğine göre yapacağım dldmfkdnclxmsls.

-bu oyuncağı

-bu oyuncağı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My Private Cat - {YoonKook}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin