Jungkook elini cama koydu, kediye dokunabilme arzusuyla. Tarçın gözlü kedi bir camdaki ele bir de liseli gence baktıktan sonra ağır hareketlerle patisini kaldırıp, Jungkook'un elinin hizasına koydu. Jungkook o an içinden geçirdi: Bu kedi benim olmal...
"Sen kimsin?! N-nasıl geldin bir anda?! KEDİM NEREDE?!" Jungkook korkuyla etrafa bakındı. Kedisi ne ortalıkta görünüyordu ne de ses çıkartıyordu. Çırılçıplak kucağında oturarak kendisine bakan beden şu anlık umurunda değildi. Sadece kedisinin iyi olup olmadığını bilmek istiyordu.
Beyaz tenli beden kaşlarını üzgünce düşürüp pati olarak düşündüğü elini sahibinin göğsüne koydu. Jungkook alev saçan bakışlarını ona çevirince korkup geri çekti elini. "Çabuk kalk kucağımdan!" Yoongi sahibinin dediğini hemen yerine getirecekti ama bir türlü dengesini toparlayamıyordu. Her kalkma denemesinde etrafa saçılan sularla Jungkook daha fazla dayanamadı ve küçük bedeni kucağına alarak küvetten çıktı. Çıkar çıkmaz da kucağındaki narin bedeni yere indirdi fakat yine dengesini toparlayamayıp yere düştüğüne şahit oldu.
Onun yere düşmesi, ikisininde çıplak olması ve kendisinin ereksiyon geçirmiş olması umurunda değildi. Aklında sadece kedisi vardı. "Yoongi, Yoongi neredesin?" dolaptan kendine havlu çıkartırken seslenmeye devam etti. Yoongi ise dolan gözlerle sahibini izliyordu. "Sahip? B-benim, Yoongi..." Jungkook kendisiyle konuşan yabancıya döndü yine. "Ne saçmalıyorsun sen?" havluyu sıkıca beline sarıp beyaz tenliyi süzdü. Tanrı aşkına o nereden gelmişti?
"Yoongi'yim ben i-işte. Kedinim. Uyumayı ve karnının okşanmasını seven, banyo yapmaktan ne-fret eden. B-bak göbeğime. Ben tüylerimden dolayı büyük sanıyordum..." Jungkook şokla güzel yüzlü çocuğu dinlemişti falat aklı almıyordu. Evet kedisi kendisini anlıyordu hatta banyoya beraber girmeyi bile teklif etmişti normal olmadığını da biliyordu ama bir insana dönüşmesi onun için çok fazlaydı.
"Ama nasıl..?"
Beyaz yanaklar pembeleşmeye başlayınca Jungkook onun ıslak betonda oturduğunu fark etti. Üstü de çıplak olduğu için üşüyor olduğunu düşünerek tekrar kucağına aldı hafif bedeni. Kendi odasına geçtiklerinde yere indirdi ama dengesini toplayamadığını görünce yatağa oturttu. "Kıyafetlerin nerede, geri giy onları."
"Kıyafetim yok ki. Kedilerin kıyafeti olmaz. Ama! Ama! Senin bir kıyafetini giymeyi hep çok istedim. Giyebilir miyim..?" genç adam hâlâ kendinde değildi. "T-tamam ne istiyorsan al." Yoongi hâlâ yürümekte pek iyi olamadığı için kendini yataktan dizlerinin üzerine atıp dolaba kadar emekledi. Jungkook şokla beyaz tenli çıplak bedeni izlediğinde havlunun altındakinin rahat durmayacağını bir kez daha anlamıştı. Yoongi dolabın kapağını açıp istediği tişörte uzanmaya çalışıyordu ama bir türlü beceremeyince sahibine doğru miyavladı.
Jungkook yavaşça kabullenmeye başlıyordu çünkü bu ses cidden kedisinin sesiydi ve aynı bu şekilde miyavlıyordu. Bozuntuya vermeyip boğazını temizledi ve uzanmaya çalıştığı siyah tişörtü Yoongi'ye verdi. Baskılı siyah bir tişörttü, neden bu kadar heveslendiğini anlayamamıştı Jungkook. O yüzden merakına yenik düşüp sordu. "Bunu neden bu kadar çok giymek istiyordun?"
"Çünkü üstünde ay ve kedi var~ şey bunu nasıl giyeceğim sahip?" kahve saçlı iç çekip eğildi ve çıplak bedene oldukça büyük gelen tişörtü giydirdi. Beyaz tenliye tişört cidden büyük olmuş ve etekleri neredeyse dizlerine gelecekti.
Jungkook kendisi için kıyafet çıkarmaya başladığı sırada yerde kendisini izleyen çocuğa sorusunu yöneltti. "Kaç yaşındasın sen?" Yoongi bu sorunun cevabını bildiği için küçük, sivri dişlerini göstererek gülümsedi. "Sen bana 1 yaşında olduğumu söylemiştin. 1 yaşındayım ben." Jungkook tekrar derin bir iç çekti. "Yani insan yaşıyla 18 oluyorsun. Benden bir yaş büyüksün ama üç yaş küçük gibi görünüyorsun. Ayrıca 10 yaşta küçük gibi davranıyorsun. Her neyse, benim kedim tüylü, küçük ve güzel kokulu. Ama sen insansın. Benim kedim değilsin." Yoongi duyduklarını sindirmeye çalışırken gözleri doldu. Sahibi neden kendisine bu kadar sert ve soğuk davranıyordu ki?
"A-ama sahip, bir daha çenemi okşamayacak mısın? Ya da kucağına alıp karnımı ö-öpmeyecek misin?" kollarını havaya kaldırıp kucağına almasını bekledi. O hâlâ küçük bir kediydi ve sevilmek istiyordu. Jungkook eğilip güzel yüzlü çocuğun çenesini okşadı. Okşar okşamaz da duyduğu mırıltıyla elini geri çekti.
"Tanrım! Sen cidden kedisin!"
"Evet Jungkook, hem de senin özel kedin."
***
-Küçük sivri dişler ☟☟☟
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Yoongi'nin kedi göbüşü ☟☟☟
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
