17

152 12 29
                                    

Chaeyoung gözlerini açtığında kendini ormanda bulurken, ne yapacağını bilememişti. Karşısında gördüğü garip şeylerle gözlerini ovalarken yanlış gördüğünü umarak birkaç kere daha gözünü açıp kapadı, ama karşısında gördüğü şeyler gerçekten de oradaydı.

Karşısında gördüğü sırtlanlar ve ortalarında çıplak bir şekilde duran kadınla derin bir nefes aldı, ses çıkarmamalıydı. Aldığı nefesi geri veremezken üstüne doğru gelen sırtlan ile ayağa kalktı ve arkasına bakmadan koşarak ormanın içine girdi.

Ormanın ortasında karşılaştığı kapıya dik dik bakarken arkasından gelen uğultularla yaklaştıklarını fark etmiş, ne çıkacağını bilmeden kapıdan içeri girmişti.

Karşısında üstünde garip şekiller olan 10 tane kapı çıkarken telefonu hızla cebine attı, Bambam deney sırasındayken Mina'yi arayabilmişti belki o da arayabilirdi, fakat telefonun üstünde gördüğü çekmiyor işaretiyle bıkkınlıkla soludu. Telefonunu geri cebine koyarken eline değen kağıtla hızla cebinden çıkartmıştı.

Merhaba Chaeyoung! Diğerlerinin aksine sana bir geçit töreni düzenledik, umarım beğenmişsindir:) bu geçit töreninde 1 saatin çoktan doldu, Jungkook'u bulmak için hızlı olmalısın! 3 saat sonra görüşürüz, tabii görüşebilirsek!

Chaeyoung sıkıntıyla nefesini verirken, bu kaçıncı oldu sayamamıştı bile. Hızla ilk kapıya girerken, kendini morgda bulmayı beklemiyordu.

"Jungkook! Ses ver lütfen!"

En sağdaki demir kapının çıkardığı sesle hızlı adımlarla oraya ilerlemişti, kapıyı zorda olsa açmayı başardığında elleri ve ağzı bağlı olan bir Jungkook beklemediği kesindi.

Çabuk bir şekilde altındaki sedyeyi (?) çekerken aynı zamanda da Jungkook'un ağzındaki bandı çıkarmıştı. Jungkook kendi ayaklarının üzerinde dururken Chaeyoung'a gülümsemişti.

Chaeyoung hızlı hareketlerle ellerindeki bandı da yırtarken, Jungkook beklemeden ona sarıldı.

"Seni çok özledim, bir şey oldu sandım."

"Iyiyim, merak etme. Sen iyi misin?"

Jungkook sadece kafasını sallarken öksürdü, Chaeyoung ise Jungkook'un kolunu kendi omzuna atarak çıkışa yönlendirdi. Kapıyı açıp dışarı çıkacakları sırada Jungkook, Chaeyoung'u durdurdu, Chae, neden durdurduğunu sormak için Jungkook'a dönmüş, Jungkook ise bütün dikkatini yere odaklamıştı. Chae hızla baktığı yere bakınca yerde duran Lila renkli zarfla bakıştı, Jungkook'u duvara yaslarken eğilip zarfı aldı, sakin bir şekilde zarfı açıp içerisinden notu çıkardı.

Merhaba Chaeyoung ve Jungkook! Kendinizi kurtardığınıza göre sırada biricik sevgilisini kaybetmiş olan Miyeon var, onu bulmanız için 1 buçuk saatiniz var.

Jungkook ile bakıştıktan sonra hızla kağıdı cebine koymuştu.

"Sevgilisini kaybetmiş derken?"

"Bunu sonra konuşalım, Miyeon'u bulmamız gerekiyor."

"peki o zaman, sen şu yıldız mıdır nedir ona gir, bende yanındakine."

"Tek girmesek?"

"Tamam güzelim, gel."

Jungkook, Chaeyoung'un elini tutup karşı kapıya girerken, derin bir nefes aldı. Kendilerini asansörde bulurken, böyle bir şey beklemedikleri belliydi. Daha korkunç bir şey beklerken asansörde kalmaları daha zordu.

"Ciddi misin ya?"

"Of!"

*********

Yoongi, derin bir nefes aldıktan sonra yaptığı şeye daha da dikkatli baktı, Minnie açıkça Miyeon'un önünde intihar etmişti ve bu Miyeon'u kötü etkileyeceği kesindi. Bu sefer gözlerini Jungkook ve Chaeyoung'un görüntüsünde gezdirirken sıkıntıyla iç geçirdi. Ona en yakın olan rosekook ikilisi asansörde sıkışıp kalmıştı. Göz göze geldiği eşiyle gülümsemek istese de buna yüzü yoktu, bu sefer gözleri yardım istemek için Taehyung'a dönmüştü. Taehyung ile birkaç dakika bakıştıktan sonra gözlerini kaçırmış, bilgisayarına geri dönmüştü. Saniyeler içinde kafasında dikilen bedenler ile derin bir nefes aldı, kafasını kaldırdı, gördüğü yüzlerle sıkıntıyla iç geçirmek istese de şu an sırası değildi.

the experimentWhere stories live. Discover now