final (0)

5.2K 385 247
                                    

Selamünaleyküm mümin kardeşlerim.

Özel bölüm vardır.

Bölüm Mavi'nin ağzından

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Bölüm Mavi'nin ağzından.

İki kilo domates on beş lira; bir kilo salatalık yedi buçuk, iki kilo şeftali yirmi, iki tane cips on...

Elimdeki poşetlerde bulunan şeylere kısa bir bakış attım. İçerikleri oldukça moralimi bozuyordu. O kadar paraya bu kadar az şey almak kötü hissettiyordu ama olsun, en azından poşete para vermemiştim!

Asansör durduğunda, kocaman binanın içerisinde küçücük bir kapının ardına sığan evime gitmek için içerisinden çıktım. Elimdekiler çok ağır değildi. Birkaç kez daha arabaya inmem gerekecek şekilde taşıma yapıyordum. Azar azar yorulmadan bitirecektim bu işi.

Zamanlayıcı aklıma gelirken adımlarımı hızlandırdım. Evimin kapısının önüne gelince elimdekileri yere yerleştirip, ceketimin cebinden çıkardığım anahtarlıktan doğru anahtarı seçmeye çalışmıştım. Babamların evinin anahtarı, yazlığın anahtarı, abimin evinin anahtarı, ablamın evinin anahtarı, dağdaki evin anahtarı ve son olarak benim anahtarım!

Ulaştığım başarıyla gülümsedim. Bakışlarım kısa bir an anahtarlığımdaki ismini saymadan atladığım anahtara kayınca yine kalbim sızlamıştı. Gözlerim istemsizce dolarken yerdeki poşetleri elime alıp, ağlamamak için başımı kaldırıp tavana baktım. Göz yaşlarım göz pınarlarımdan içeriye, gerisin geri girerken silkelenip elimdeki anahtarı kapının deliğine sokmuştum. Anahtarla kilidi iki kere çevirdim. Kapı açılır açılmaz hızla içeriye girip arkamdan ayağımla kapıyı kapattım.

Elimdekileri mutfağa taşımak için hareketlendiğimde duraksamıştım. Aniden durmamın nedeni içimi birdenbire kaplayan kara bulutlardı. Vera'nın bahsettiği sıkıntı beni de bulmuştu sanırım.

Her ne kadar kendime paranoyaklaşmamam gerektiğini defalarca hatırlatmış olsam da, elimde olmadan sağıma ve soluma bakmıştım. Evde kimsenin olmadığına göz ucuyla da olsa şahitlik edince yürümeye devam ettim. İçimdeki sıkıntı azalmıyordu, aksine her geçen saniye artıyordu.

Mutfağa girince poşetlerin bir kısmını büyük masanın üzerine, bir kısmını ise tezgaha koydum. Elimdeki anahtarı gelişigüzel cebime yerleştirip arkamı döneceğim esnada hissettiğim şeyle olduğum yerde durdum.

Biri vardı, tam arkamda. Emindim, belki buraya gelene kadar ayak seslerini duymamıştım ama tam şu anda bir alkol kokusu alıyordum. Kalp ritmim gitgide artıyordu. Saniyeler o kadar uzun gelmeye başlamıştı ki en sonunda Vera'nın ayarladığı zamanlayıcı da kesin kaybettiğime emin olmuştum.

"Dönmeyecek misin arkanı?"

Günlerdir sesine oldukça aşina olduğum kişi konuşunca yutkundum. İçimdeki ses sadece konuşmak için gelmiştir diye beni avuturken ben çoktan arkamı dönmüş, ona bakarken bulmuştum kendimi.

Yanlışı Savunmak | Texting ✓Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt