merhabaaa gönül dostları nasilsiniz 😣
buradan çok uzun süre ayrı kaldım resmen (çok değil muhtemelen ama bana göre çok)
güzelce okuyun tamam mı üç bin kelime yazdım bir anda.."bir şey içer misin, bayan kim?" dedim ve kocaman gülümseyerek oturduğum sandalyeye daha rahatça yerleştim. iki parmağımı gelişigüzel biçimde havalandırıp herhangi bir garsonu çağırmak için hamle yaptığım esnada, "lütfen sipariş verin.." diye devam ettirdim cümlemi. bayan kim, suratındaki garip ifadeyle -belki saçını sımsıkı topladığından ve yüzünün derisi ciddi anlamda çekildiğinden garip görünüyordu- bana bakarken başını aşağı yukarı salladı. çantasını sandalyenin koluna astı ve "lavaboya gidip geleceğim. bana ekstra şuruplu soğuk kahve söyleyebilir misin?" beni es geçerek taehyung'a döndü ve onun gözlerine bakarak konuştu. buna somurtmak istesem de hedeflediğim şey kendimi kanıtlamaktı. bu yüzden güven dolu olduğunu düşündüğüm tavrımı kenara bırakmadım. bayan kim bu hâlime oldukça şaşırmış görünüyordu. keza taehyung da öyleydi.
annesi sandalyesinden kalkıp topuklu ayakkabılarının zeminde takırdamasına izin vererek bizden uzaklaştığında taehyung, şaşkın ifadesiyle yanında oturan bedenime döndü. "sen mi ödeyeceksin hesabı?" diye sordu şaşkınca. bunu herhangi bir küçümseme içererek söylemediğini bildiğimden sakince başımı salladım. gardımı indirmeyecek ve o kadına yenilmeyecektim. ben iyi rol yapardım zaten. neyse ki aşık rolü yapmam gerekmeyecekti. sadece özgüvenli bir aşıkmış gibi davranmam lazımdı ki, özgüven adlı maske ben tarafından oldukça kullanılmış ve tüketilmişti. aşk meşk konularına karşı hâlen bir hâyli yabani olsam da kendimi açmayı deneyecektim. bayan park ile yüz yüze olduğum herhangi bir an hayal etmemiştim doğrusu.
"buna gerek yoktu jeongguk.." diye mırıldandı taehyung mahcup tavrıyla. muhtemelen annesi konusunda bana emrivaki yaptığını düşünüyordu. öyleydi de açıkçası fakat bunu daha fazla geciktiremezdim zaten. kızıl saçlı kadının varlığına tek seferlik için dahi tahammülüm yoktu. bana birçok şeyi yaptıran da kıskançlığım ve öfkemdi zaten. bunlar aşka oldukça yakın şeylerdi esasında. "gelmen yeterliydi. seni yanımda görmesi bile birçok şeyi değiştirir.."
taehyung, gözlerime bakarak cümlesine devam ettiğinde ciddiyetimi korudum. derince iç çektim ve birkaç saniye öylece düşündükten sonra aklımdan geçenleri dilime vurdum. "her şeyin değişmesini istiyorum, taehyung, yalnızca birkaç şey değil. eşek kadar herifleriz. aile egemen bir hayat yaşamak darlıyor beni artık, anlıyorsun değil mi?" taehyung, gözlerini kaçırıp masaya dikti ve diliyle kurumuş alt dudağını nemlendirdi. ortası çatlamıştı. "iyi olacaksın ama değil mi? kendini zorlamanı ya da zorunda hissetmeni-"
hızlı hızlı sıralamaya başladığında bir kolumu onun sandalyesinin arkalığına attım ve yasladım. kalabalık içerisinde onunla bu tip temaslarda bulunmaktan çekinmiyor olsam omzuna koyabilirdim kolumu lâkin bununla idare edecektik. hareketimle duraksadı. "siktir git jeongguk ya." dedi cümlesini yarıda bırakıp pasif agresif yeni bir tanesine başlarken. "rolümü mü çalıyorsun sen benim? ne bu rahat partner tavırları.." dediği şeye güldüm. gerçekten içimden gelmişti gülmek. haklıydı çünkü. onu taklit ediyordum. önümdeki tek özgüvenli aşık örneği bu herifti ve aşkı bana karşıydı. bu yüzden yabancılık çekeceğimi sanmıyordum da. "sus da annenin siparişini ver. eksiye düşmeyelim hiç yoktan." taehyung'un dudaklarından bir homurdanma yükseldiğinde parmaklarımın ucuna değen omzunu çimdikledim. bana küçük gözlerini iyice kısarak baktı. bense gülümsüyordum.
taehyung annesinin istediği içeceği ve benim için de elma suyu söylerken de ufak tefek didişmeye devam ettik. yaklaşık beş dakika kadar sonra bayan kim, gevşettiği saç tokasıyla birlikte masaya geri döndü. sandalyesine daha insani bir ifadeyle oturdu ve garsonun getirdiği kahvesine uzanıp bir yudum alırken önüne düşen perçemini kulağının arkasına attı. sanırım onu bir denek gibi incelemeyi bırakmalıydım zira gözümü ayırmadan kadının her hareketini takip ediyordum. gergindim oldukça. umarım bunun yarısını bile dışarı yansıtmıyordum yoksa iş pek umut vadedici olmazdı açıkçası.

ESTÁS LEYENDO
litost. ✔
Fanfic[👨❤️💋👨✨] [enemies to lovers taekook x düzyazı] serseriliğine dalaşırken birbirimizle, dudaklarımızda sigaralarımızla yumruk savururken bedenlerimize her şey en basit formundaydı ve ben bu karmaşada bile kaybolurken, ona beni tutuşturmaması içi...