Gözüme vuran güneş ışığı ile uyandım
Saate baktığımda okula gitmeme 1,5 saat olduğunu görünce gözlerimi tekrar kapattım. O sırada abimin sesini duydum
"Uyuyan güzel uyanabilmiş mi ?¿"
Uykulu çıkan sesimle;
"Uyanmamış"dememle üstümdeki çarşafı çekti anlımdan öptü ve
"Hadi kalk kahvaltı hazır"dedi .Söylene söyle lavaboya giderken abimin gülme sesini işittim rutin işlerimi halledip odama geri döndüm. Okul üniformalarımı giyip kahvaltıya indim.Sandalyeye otururken abimin sesini duydum.
"Günaydın"dedi gülümseyerek,somurtarak
"Gün daha aymadı"dedim.Haklıydım aymamıştı.
Sessizce kahvaltımızı yapmaya başladık tam çatalımı domatese batıracakken abimin telefonu çaldı aramayı cevaplandırıp konuşmaya başladı.
"Efendim cemre"...
"Tamam çıkıyorum şimdi"bu saatte şirkete mi gidecekti.Telefonu kapatıp cebine koydu abime dönüp
"Hayırdır neden bu saatte çıkacaksın" diye sordum bana bakıp
"Hayırdır beğenmedin mi küçük hanım"dedi.Kapıya gidip ceketini giydi kapıdan tam çıkarken ona seslendim
"Cüzdanını unuttun" masaya gelip cüzdanını cebine koydu.
"Harçlığın var mı küçük hanım"deyip yanağımdan makas aldı.Onun bu Hareketine göz devirip "nakit yok"Dedim cüzdanından 50 TL çıkarıp bana verdi" iki günlük harçlığımı verdiğin için teşekkürler"dedim gülümseyerek.Şaşırmış Bir şekilde "İki günlük mü"dedi .Gülerek "evet" dedim sonra bişey demeden evden çıktı . Bende çantamı alarak evden çıktım arabalardan hoşlanmadığım için otobüs durağına doğru yürüdüm gelen otobüsle otobüse bindim...otobüsün okula geldiğini görünce otobüsten indim ve okula doğru yürüdüm dışarıda çok kişi yoktu hemen sonra sınıfa çıktım sınıfta cam kenarından en son sırada nazlı'nın uyuduğunu gördüm hemen yanında gidip cam kenarına oturdum. Kulaklıklarımı takıp başımı sıraya gömdüm.Bir süre sonra sınıfın dolduğunu hissettim.Sonra kulaklıklarımın düştüğünü hissettim ve Nazlının sesini duydum "Hayret sen erken gelirmiydin" ona göz devirip "demekki geliyormuşum" dedim ve toparlandım. Kapının açılmasıyla o yöne baktık koridorda görevli olan nöbetçi hoca sınıfa girdi. "Sessiz olun. Şimdi herkes sessizce konferans salonuna insin" dedi. "Hocam Allah aşkına sabah sabah neden gidiyoruz"dememle kaşlarını çatıp "Hadi Sude hadi" oflaya puflaya salona gittik. Salon doluydu,5 dk sonra Salonda müdür ve iki adam geldi.Birisi siyah saçlı mavi gözlü diğeri ise siyah saçlı kahve gözlüydü.müdür konuşmaya başlamıştı.
"Öncelikle buraya kadar geldikleri için Bora Akbulut ve Demir Yıldırım'a teşekkür ederiz"deyince konferanstaki tüm öğrenciler alkışlamaya başlamıştı ben ise mavi gözlüyü izliyordum sadece,hafiften yeni çıkmaya başlamış sakalları hafif uzun saçları ile bir uyum sağlıyordu.Birden gülümseyerek konuşmaya başladı,gülümserken yanağındaki belediye çukuru gibi gamzesi beni benden alıyordu. "Öncelikle herkese merhaba ben Bora Akbulut" o sırada nazlı Bora'nın sözünü kesip bağırdı "Akbulut holdingin patronu" cidden kulağım sağar olmuştu.bora onun bu haline gülümseyip "evet" dedi.Ve sözüne devam etti. "Buraya bazı öğrencilerin holdingimizde asistan olarak stajyerlik yapabileceğini duyurmak için geldik." O öyle deyince bütün kızların gözleri parladı.O sırada göz göze geldik,ve sözüne devam etti. "Eğer sorularınız varsa sorabilirsiniz" o
sırada Leyla öğretmen tarafından broşürler dağıtıyordu.O sırada nazlı konuşmaya başladı. "Ben katılabilir miyim acaba Bora bey"dedi. Ardından devam etti "2 senedir sizin holdinginize katılmayı çok istiyorum."Bora önce bana sonra nazlıya dönerek "çıkışta holdingimize gel konuşalım istersen¿
" dedi. Nazlıya bakarak gülümsedim.Bir çift gözün üzerimde olduğunu hissettim o tarafa bakınca Bora olduğunu gördüm ardından hemen ceketini sandalyeden alıp ayağa kalkarak giymeye başladı.Hemen ardından herkese selam vererek çıkışa gitmeye başladı bende sıkılıp kapıdan dışarı çıkacakken Arkamdan İrem'in çarpmasıyla elimdeki kahvenin Bora bey'e döküldü.şok olmuş bir şekilde ona bakarken birden arkasını döndü gözlerine baktığımda çok öfkeli olduğunu gördüm...
İlk bölümümüz 528 kelime umarım vote atarsınız
