7

390 41 99
                                    

"Kōtarō, oğlum hadi kalk."

Bokuto'nun annesi kahvaltı etmek için Bokuto'yu uyandırmaya gelmişti.

Bokuto'nun dün ağladığı için kızarık gözleri hafif aralandı ve annesine baktı. Yekindi saate baktı. Saat 8.20'ydi. 9 da antrenman salonunda olması lazımdı.

"Günaydın canım." anne Bokuto'nun yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Anne her Bokuto ağladığında ona kızmamaya ve bağırmamaya çalışırdı. O ağladığı zaman içine bir şey otururdu. Canı yanıyormuş gibi hissederdi. Anne yüreği işte.

Bokuto gözlerini ovuşturdu ve kapıdan çıkan annesine baktı. Yorganı üstünden attı ve ayağa kalktı. Duşa girip kendine geldi. Lacivert tişört ve gri şortunu geçirdi üstüne her zaman ki gibi.

Mutfağa geçip masaya oturdu. Kendini neşelendirmeye çalışıyordu. Babasına selam verdi ve hep beraber masaya oturdular. Anne, babaya Bokuto'nun bir çocuktan hoşlandığını söylememişti. Bu zaman kadar ne olduysa hep kendi ağzından anlatmıştı babasına. Annesi tekrar böyle olmasını istiyordu. Belki babası ile kendi konuşursa içi rahatlayabilirdi.

"E okul nasıl? Arkadaşların falan." dedi babası.

"Baba sana bir şey demem lazım. Ama cevabından korkuyorum." dedi her zaman ki dobralığıyla.

"Cevabımdan mı? Söyle gitsin."

"Ben birisinden hoşlanıyorum." Bokuto yemeğini yemeyi kesmiş sadece masanın üstünde elleri ile oynuyordu.

"Ne güzel işte. Arkadaşlık gibi sevgili olayların da olacak. Ne oldu yoksa tavlayamadın mı?"

"Çalışıyorum... Kendimi sevdirmeye çalışıyorum. Ama asıl korkum bu değil. Sevdiğim kişi hemcinsim, Akaashi." Bokuto'nun sesi titriyordu. Çok iyi biliyordu, şu zamanlarda hemcinsinden hoşlanan insanların dışlanıp zorbalığa uğradığını.

Babası çatalını masaya bıraktı ve Bokuto'ya baktı. Bokuto kendine gelecek her türlü şiddete hazırlandı. Babası elini kaldırınca Bokuto gözlerini sımsıkı yumdu. Ama babası vurmak yerine saçlarını karıştırmıştı. Bokuto şaşkınlıkla gözlerini açtı ve utanarak babasına baktı.

"Yemeğini ye. Aç kalacaksın. Bugün çok yoracaksın sonuçta kendini. Hem voleybol konusunda hem de Akaashi'yi tavlama konusunda."

Bokuto'nun gözleri doldu ve babasına sarıldı. Bokuto tek çocuktu ve bu zamana kadar çok iyi yetiştirilmişti. Hem fiziksel hem de psikolojik konusunda. Ailesi hiçbir zaman şiddete başvurmadı. Çocukken televizyonda gördüğü voleybol maçlarındaki gibi servis atmaya çalışmış ve komşunun camını kırmıştı. İşte o zaman başlamıştı onun voleybol macerası.

Kahvaltı çok güzel geçti. Hatta babası "çocuğu öpmeye falan kalkışma" diyip Bokuto'nun utanıp kaçmasını sağlamıştı.

Bokuto otobüsünden inip Akaashi'nin evinin önünde geldi ve bir mesaj attı.

Bokuto
Akaashiii
Camdan bak

Akaashi
Ne

Akaashi evinin ön tarafındaki cama gitmek için oturma odasına koştu. Balkon kapısını açtı ve balkona çıktı. Aşağıda ona el sallayan Bokuto'yu gördü ve 'bekle' işareti yaptı. İçeri koştu ve çantasını kaptığı gibi kapıdan fırladı. Dışarı çıktı ve Bokuto'nun yanına koştu.

Boy i love ~ BokuAkaWhere stories live. Discover now