utanma

1.9K 162 16
                                    

Kadir elindeki çöp torbasına sanki atom bombası taşır gibi bakıyordu. Hayır ne diye Seher'i dinleyip, güzelim tatilden vaz geçmiş ve bu kıç kadar daireye gelmişti ki?

Çöpü kapı girişine bırakıp mutfağa giderken bir taraftan söyleniyordu. "Şu anda esmer bir afetin baldırından tekila yudumluyor olabilirdim. Bol oksijenli bir ormanın göbeğinde hamak keyfi yapıyor olabilirdim. Biliyorsun değil mi?"

Seher adamın homurtularına cevap vermedi. "Ellerini yıka Kadir." dedi sadece. Bir taraftan da tavayı çevirememekten korkarak ocağa baktı. İncecik çıtır çıtır hamsi pilavı yapıyordu.

"Açık mutfak. Açık mutfak fikri sana ne söylüyor? Hamsi yok. Sadece mikro dalga var. Bütün ev hamsi kokacak." derken ellerini yıkıyordu adam.

"Balkon kapılarını bunun için yapmış olmasınlar? Ya da senin montajını yaptırmadığın araba değerindeki davlumbazı?" Seher pişen hamsili pilav ı tabağa alırken bir taraftan da elini yakmamaya çalışıyordu. Kadir bu arada kızın yanına gelip, ağır tavayı elinden alarak yardım etti. "Unutmuşum. Yaşamayacağımız, yemek pişirmeyeceğimiz bir ev için neden bu kadar uğraştığımızı da unuttum gerçi. Lütfen hatırlatır mısın?"

Seher balkona geçerken adama gözlerini devirdi. "Herhalde bütün arkadaşlarıma Bodrum'da kaynanamgillerle komün hayatı yaşadığımı itiraf etmemi beklemiyordun." dedi. Etrafını işaret ederek, "Burası şekerim, bizim karton evimiz. Herkesin mutluluk içinde yaşadığımızı sandığı, düğün hediyelerimizi gönderdiği, aşk yuvamız. Tabi senin işlerin Bodrum'da olduğu için sık sık oraya da gidiyoruz ama kara sevdamızın ortak başkenti bu daire." Bir taraftan da beyaz masa örtülerini, mısır ekmeğini koyduğu tabağı düzeltti.

Adam gülerek kızın kendi halleriyle alay eden tavrını izledi. Gerçekten dışarıdan gören herkes için her engeli aşıp, birbirine kavuşan aşırı romantik ve aşık bir çiftlerdi. Adam kızı düğününden kaçıracak kadar sevdalı, kız adamın başka bir kadından olan çocuğuna ve aradaki yaş farkına rağmen kaçacak kadar tutkundu.

Yemeklerini her zamanki gibi sohbet ederek yediler. "Şu şeyi senin kadar güzel yapanını görmedim." diyordu Kadir.

"Afiyet olsun. Mert'in de eline geçseydi keşke. Bodrum'da böyle hamsi çok zor bulunuyor."

Kadir kıza dikkatle baktı. Kendi arkadaşlarına yüzeysel ve biraz da uzak bir ilgisi vardı kızın. Ne düşündüklerini önemsiyordu ama tamamen bencilce sebeplerden. Oysa Mert onun için, evi daha da kalabalıklaştıran bir kayınbiraderden çok, gerçek bir abi gibiydi. "Sen bu 'gelin' rolünü her ne kadar nefret etsen de benimsiyorsun farkında mısın? Yani severek değil belki ama anneme babama Merte, korunun insanlarına, bebeğe bana karşı, kendine ödevler yüklüyor ve yapıyorsun. Psikoloji uzmanı biri olarak, kendini de analiz ediyor musun arada?"

Seher de adama baktı. "Evet. Kendimi sürekli ayarlıyorum hatta. Bu genetik bir şey de olabilir yengemin etkisi de. O insanları "benim insanlarım ve başkaları" diye listeler. Kendi insanları için yapmayacağı şey yoktur. Sanırım en çok bu hâlinden nefret ettim onun. En çok bu hâlini sevdim. Sonunda ona benzemem de kaçınılmazdı."

Kadir "Bu yüzden mi benim gömleklerimi kuru temizlemeye artık sen veriyorsun? Yani asistanım çok mutlu tabi. Ama bana garip geliyor. Tuhaf bir şekilde karım değilsin ama ben senin kocanmışım gibi davranıyorsun." diye sordu. Kızı kurcalamayı seviyordu. Yaşından daha bilge amber renkli gözlerini kaldırıp, siyah çatık kaşlarının altından bakışını da. Diğer insanlarda görmediği, biraz bıkkın, biraz yorgun, heyecanını yitirmiş bakışlardı şimdi. İşte bunu sevmiyordu. Bu kadar genç bir insan böyle bakmamalıydı.

Seher buğday renkli zarif ince ellerini sallayarak cevapladı. "Gömleklerini kuru temizlemeye hâlen asistanının vermesini istiyorsan öyle yap. Ama dünyanın en kabarık kuru temizleme faturasını ödemene gönlüm razı gelmiyor. Asistanın akıllı bir adam. Fakat bu tür şeyleri küçük hesaplar gibi görüyor. İlgilenmiyor. Senin alışkanlıkların ve konfor alanına odaklı."

Sana Rağmen (Tamamlandı) Korunun Çocukları 2Where stories live. Discover now