His (4.bölüm)

283 25 0
                                    

Hemen kendimi toparlayıp yukarı çıktım. Zaten kıyafetlerimi kombin halinde astığım için seçerken sorun yaşamıyordum. Hava sıcak olduğu için etekli bir kombini üstüme geçirip aşağı indim. Woobin arabada bekliyordu. Hızla yürüyüp yanına oturdum. Emniyet kemerini taktıktan hemen sonra Woobin gaza bastı.

-Nereye gidiyoruz?

W: Dün mahvettiğin şeyi düzeltmeye.

-Elbiseden mi bahsediyorsun?

W: Araba kullandığımı görmüyor musun?

Sustum. Gerçekten bir elbiseye ihtiyacım vardı. Do Jin amcanın ayırdığı parayı yakmıştım resmen. Kendi birikimlerimle düzgün bir şey alabilirdim. Busan'da fiyatlar o kadar pahalı olamazdı. Yolu izlemeye koyuldum. Bir zaman sonra Busan'ın dışına çıktığımızı farkettim.

-Nereye gidiyoruz?

W: Seul'e tabiki.

-Neden?

W: Herkes Seul ve Gangam'dan seçiyor. Sen niye burasıyla yetinmelisin ki?

Yanımda olan parayı düşündüm.

- İstemiyorum sadece buradakine gidelim.

W: Sadece susar mısın? Gidiyoruz işte!

-İstemiyorum dedim!

O sırada karşıdan sağ sol yaparak hızla gelen arabayı gördüm. Woobinde farketti ve direksiyonu kırdı. Bana bir şeyler söylüyordu ama hiçbir şey duymuyordum. Aklıma sadece Jeju'daki kaza geliyordu. Gözlerimi yumdum ve kullaklarımı elimle kapattım. Daha sonrası hatırlamıyorum. Gözleri açtığımda Woobin sakindi ve arabayı kullanmaya devam ediyordu. Kendime baktım bir sorun yoktu. Eğilip Woobin yüzüne baktım. Oda beni farketti.

W: Hey iyi misin Bomi? Jong araba kazalarıyla ilgili hassaslığından bahsetmişti. Özür dilerim. Dikkatli olmam gerekirdi.

- Hayır sorun yok. İyiyim. Neredeyiz?

W: Seul'e girdik. Seni kendi mağazımıza götüreceğim 5 dakika içinde varırız.

Woobinlerin çok büyük bir alışveriş mağazası vardı. Ve tabiki sadece zengin kesim için. Orada cebimdeki paraya bir şeyler bulabilmem imkansızdı. Sesimi çıkarmadım. Sadece beğenmediğimi söyleyecektim. Woobin mağazanın önünde durduğunda arabadan indik. Mağazaya baktım ve bir kaç dakika ağzımı kapatamadım. W: Sinek kaçıcak.

-Hmm?

W: Bir şey yok içeri girelim.

Birlikte içeri yürüdük. Büyülenmiştim. O kadar büyük ve güzel bir yerdi ki. Elimde olmadan gördüğüm ilk mağazaya giriyordum ki. Woobin kolumdan tuttu.

W: Bahsettiğim yer üst katta.

-Burası çok güzeeel.

Woobin sadece gülümsedi. Birlikte yukarı çıktık. Ve elbise mağazına girdik. O kadar güzel elbiseler vardı ki gözlerim yaşardı. Tek tek hepsine bakmaya başladım. Woobin yanıma geldi elbiseleri eşelemeye başladı. Birkaçını üstüme doğru tuttu. Hoşuna gittiğini düşündüklerini koluna koydu. 3-4 tane olunca elime tuttuşturdu ve bana kabinleri gösterdi. İlk elbise kırmızı ve kısa bir elbiseydi. Giyip dışarı çıktım.

W: Bunu beğenmedim. Diğerini dener misin? Woobin bundan sonraki 10 elbiseye de aynısını söylemişti. İyice bunalmaya başladıktan sonra toz pembe uzun bir elbise giyip çıktım. Woobin'in arkadası dönüktü.

-Oppa?

Woobin bana baktığı zaman elleriyle gözlerini kapattı.

W: Gözlerim kamaşıyor..

Kıkırdadım.

- Abartma oppa.

Mağazadan çıktıktan sonra Woobin beni evin önüne bıraktı.

W: Yarın balo var biliyorsundur.Yarın saat 8'de seni alırım.

Don't Say GoodbyeWhere stories live. Discover now