-AYRILIK KONUŞMASI-

65 9 0
                                    

                   Veliaht prense kapıyı açınca yanında duran kişiyi görünce şaşırmıştım.
             4.Prens elinde kılıçla karşımda duruyordu.Yavaş adımlarla kapıdan elimi çekip geriye doğru bir kaç adım attım.Veliaht prens ve 4.Prens içeriye girdi.Veliaht prens 4.Prense dönerek ellerimi ve gözlerimi bağlamasını söyledi.
Wang So'ya dönerek:
-Ellerimi ve gözlerimi neden bağlayacaksınız?dedim ürkek bir sesle.
4.Prens Wang So:
-Endişelenmene gerek yok sadece seni vergi karşılığında Barlas beye teslim edeceğiz.
      4.Prensin bunu söylemesi garipti çünkü Tanla hatunun Barlas beyin verdiği bir bilekliği takmasına bile o kadar tepki göstermişti şimdi kendi elleriyle beni Barlas beye verecekti.
             Açuğ'un gönderdiği notu da okumayı bitirmemiştim daha acaba notun sonunda ne yazıyordu diye düşünürken Veliaht prens elindeki iple ellerimi arkamdan bağladı ve tam gözümü de bağlayacakken 4.Prens Veliaht prensin elini tutup geri çekti ve Veliaht prense dönerek:"Bize biraz müsaade eder misiniz majesteleri?"deyince Veliaht prens uzun sürmesin deyip kapının dışında beklemek için dışarı çıktı.
               Çaresiz ve yorgun gözlerle 4.Prense bakarken yavaşca yere dizlerimin üzerine kendimi bıraktım çünkü ayakta kalacak gücüm kalmamıştı.Yemeğimi de tam yiyememiştim.
                4.Prens yere oturduğumu görünce o da karşımda dizlerinin üzerine çöktü ve bana doğru bakmaya başladı bakışları çaresiz ve sevgi doluydu.Tanla hatun şu an burda olsaydı ne sorardı diye düşündüm ve prense:
-Ne yapmaya çalışıyorsunuz ,Veliaht prens neden bir anda beni bırakmak için ikna oldu ona bir şey mi teklif ettiniz?
4.Prens:
-Barlas beyin vergi vereceğini söylemiştim majesteleri bu yüzden seni serbest bırakıyor.
         Derken gözlerini benden kaçırıyordu.Çaresiz olduğu her halinden belliydi.
Ben:
-Simdi gözlerimin içine bakarak bana doğruyu söyleyin.
4.Prens:
-Bundan sonra görüşmememiz ikimiz içinde en iyisi olacak geçmişte yaşadıklarımız benim en değerli anılarım ama sana daha fazla acı çektirmek istemiyorum.Ben senin yanındayken seni hep bir savaşın içine çekiyorum.Bunları sana yaşatmaya hakkım yok.
        Derken gözlerinin dolduğunu farkettim ne diyeceğimi bilmiyordum ama bunun bir ayrılık konuşması olduğunu biliyordum.
    Benden bir cevap bekliyor gibiydi.Ben de dışarıya seslenerek:"4.Prens ile konuşmamız bitti, artık gözlerimi bağlayabilirsiniz"deyip ayağa kalktım.Şimdi 4.Prense ne cevap versem yanlış olacağından korkuyordum çünkü ben Tanla değildim ama neden kalbim acıyordu ve ağlamak istiyordum.
          O sırada veliaht prens içeri girip gözlerimi bağlaması için 4.Prense elindeki bezi verdi.Wang So üzgün bakışlarla bana yaklaştı ve gözlerimi bağlamak için uzandı.Artık etrafımı görmüyordum ve beni kolumdan tutarak kapıdan çıkardılar, önümü göremediğimden dikkatli adımlar atıyordum.4.Prensin koluna da sıkıca sarılmıştım düşmemek için.
                       Sarayın dışına gelmiştik galiba.Veliaht prens 4.Prense dönerek "Buradan sonrasını at arabasıyla devam edin nehrin kenarında bir tekne sizi bekliyor olacak"dedikten sonra 4.Prens at arabasına binmem için yardım etti sonra kendisi de binip at arabasını kullanan kişiye hareket etmesini söyledi.
                    
           Nehre doğru giderken bir anda saçlarımda 4.Prensin elini hissettim ve geri doğru çekildim."Ne yapmaya çalışıyorsunuz" dedim kaşlarım çatık bir şekilde.Bana:"Nehre gidene kadar gözlerinin bağlı kalmasını mı istersin?"deyince gözlerimdeki bezi çözmesi için ona doğru yaklaştım.
       Gözlerimi açtığımda Güneş'in tamamen battığını , yerini Ay ve yıldızlara bıraktığını gördüm sonra at arabasını kullanan kişi limana geldiğimizi söyledi.Gelip arabanın kapısını açtı ellerim hala bağlıydı.
               Dikkatli bir şekilde aşağı inmeye çalışırken 4.Prens yardım isteyip istemediğimi sordu.Wang So'ya dönerek "Bana gerçekten yardım etmek istiyorsan bir daha karşıma çıkma" dedim ve aşağıya indim.Liman girişine doğru yürümeye başladım.

          Barlas bey ve Açuk tekne de beni bekliyorlardı.Geldiğimi görünce Barlas bey ve Açuk tekneden aşağıya inip yanıma geldiler.Wang So'da yanımda duruyordu.Barlas bey Wang So'ya elindeki deriyi verdi.O deride ne vardı acaba benim karşılığımda Goryeo'ya vermek için kabul ettiği vergi miydi? 
       4.Prens cebinden bir mühür çıkarıp Barlas beye uzattı ve deriyi mühürlemesini söyledi.Ben de o sırada Açuğ'un yanına doğru yürümeye başladım.Açuk daha ellerimi bile çözmeden boynuma atladı.Az daha boğulacak gibi olmuştum ve öksürmeye başladım.Açuk bana sarılırken"Bir an seni gerçekten kaybettiğimizi düşündük iyi ki buradasın şu iki günde seni çok özledim"dediğinde Açuğ'a:  "sen bana böyle sarılmayı bırakmazsan şimdi gerçekten nefessiz kalıp öleceğim ve bir daha sarılacak bir arkadaşın kalmayacak" deyince sarılmayı bıraktı.
           
          Barlas bey deriyi mühürleyip Açukla benim yanıma geldi tekneye doğru yürümeye başladık.Tekneye bindiğimizde Barlas bey ellerimi çözmek için hançerini çıkardı ve ipleri kesti.Ellerim kızarmış ve uyuşmuştu.
           Tekne hareket etmeye başladı ve arkamı dönerek 4.Prense doğru bakmaya başladım hala oradaydı ,at arabasının yanında durup bana bakıyordu.En son buruk bir ayrılık konuşması yapıp ayrılmıştı. Acaba bir daha karşılaşabilecek miydik?

                    Ay ışığı ve yıldızların altında tüm bu düşünceler içinde sanki bir parçam kaybolmuş gibi hissediyordum.Açuğ'un dizlerine başımı yasladım ve gözlerimi yavaş yavaş kapattım.Açuğ'un eli saçlarımı okşuyordu bu bana huzur veriyordu bir anne sevgisi gibi .
       Tüm bu yaşadıklarımın bir rüya olmasını dilerken uykunun ellerine kendimi bırakmıştım.Uyandığımda yine uzun bir macera ve çözülmeyi bekleyen gizemler beni bekliyor olacaktı.
                        -16.BÖLÜM SONU-

                   

                

NEREDEYİM?Where stories live. Discover now