-GÖKBİLİMCİ-

42 9 0
                                    

        Artık kaçış yolum kalmamıştı.Barlas beye tüm yaşadıklarımı anlatmaya karar verince Barlas beyin karşısına geçip oturdum ve:"Beyim şimdi size söyleyeceklerim hakkında bana inanmayabilirsiniz,hatta delirdiğimi düşünebilirsiniz yine de anlatmamı istiyor musunuz?"deyince Barlas bey kendinden emin bir şekilde:"Anlatasın hele"dedi ve sözüme şöyle devam ettim:
-Buraya geleli yaklaşık bir ay gibi bir süre oldu.Buraya geleli dediğim ormanda beni baygın halde buldukları zamandan beri ve aslında o kişi ben değildim,Tanla hatundu.
   Dediğim de Barlas bey gülmeye başladı:
-Gerçekten ateşin çıkmaya başladı herhalde.
      Dediğinde, ciddi bir şekilde Barlas beyin alaycı suratına baktığımı farkedince gülmeyi kesti.
Ben:
-Sözümü kesmeden dinleyin lütfen  alaycı konuşmalarınızı ben sözümü bitirdiğim de yaparsınız.
     Başıyla onay verip tekrar pür dikkat beni dinlemeye başladı.
Ben:
-Tanla hatunun obanın dışında neden baygın olduğunu bilmiyorum ve şu an bununla da ilgilenmiyorum ama ben de kendi dünyamda ölmek üzereydim en son metro kapıları kilitlenmişti ve nefesimin kesildiğini hissetmiştim.Gözlerimi açtığımda ormanın icinde toprağın üzerinde bir vaziyetteydim.Ben de olanların bir rüya ya da halüsinasyon olduğunu düşündüm  birisi benimle iletişime geçene kadar.Beni arayan gizli bir numara var ama kim olduğunu hala bilmiyorum.Kendisi beni buraya gönderen kişi olduğunu söylüyor ama emin değilim.Sizinle evlenmek istemememin de sebebi buydu çünkü ben Tanla hatun değilim ve onun yerine kararlar veremem.
    Barlas bey öksürüp sesini düzelttikten sonra:
-Tanla hatun imdi nerede?
Ben:
-O şu an benim bedenimde kendi dünyamda ama durumu nasıl bilmiyorum.Düşünceme göre ben şu an burada onun bedeninde yaşayabiliyorsam o da şu an benim bedenim de yaşayabilir yani hayatta ölmemiş demektir bu.Bu durum biraz daha devam ederse ruhlarımızın bedenlerimize esir olacağından bir daha geri dönememekten korkuyorum.
Dediğimde yanağımda gözyaşımın sıcaklığını hissettim.Barlas bey yanıma gelip pusatında sarılı olan mendili elime verdi.Acaba söylediklerime inanmış mıydı yoksa delirdiğimi mi düşünüyordu?
        Tüm bunların cevabını beklerken gerçekten ateşimin çıktığını hissetmeye başladım, titriyordum.Barlas beye dönerek:
-Bunları başka bir vakit daha detaylıca konuşalım size anlatmam gereken daha çok şey var.
Barlas bey:
-İyi o vakit benden istediğin bir şey var mıdır?
Ben:
-Tek isteğim söylediklerimi kendinize saklayın ve bunların gerçek olduğunu unutmayın.
          Barlas bey Açuğ'a beni yatağıma yatırmasını söyledi Açuk koluma girip beni yatağıma yatırdı.Barlas bey çadırdan çıkmak için ayağa kalktı.Çadırdan çıkarken arkasına dönüp:
-Tanla hatun olmadığın için teşekkür ederim.Söylediklerine inanıyorum merak etme.Kendine iyi bak tez vakitte iyileş.Sonuçta daha konuşacak çok şeyimiz var.
Dedi gülümseyerek ve çadırın perdesini kaldırıp çıktı.
     Vakit akşam olmuştu güneş yavaş yavaş batıyordu. Yatağımda uzanıp çadırın tavanına bakarken Tomris hatun bir anda çadırın içine girdi.Çok telaşlı gözüküyordu, şaşkınlığını gözlerinde görüyordum.Yanıma oturup bana acımış bir şekilde bakıyordu bu bakışlarından nefret ediyordum.
     Saçlarımı okşamaya başladı ve :"Obaya bir misafir geldi, gökbilimci olduğunu söylüyor.Bence senin bu hastalığına bir de o baksın belki derdine bir çare önerir"dedi çaresiz bir ses tonuyla.
                           Kızamık olduğumu ne ara öğrenmişti.Konuşmak için doğruldum :
-İyi o vakit gelsin bir de o baksın ama benim pek umudum yok.
      Tomris hatun gökbilimciyi getirtmesi için yanında duran Alpe emir verdi.Hepimiz gökbilimciyi bekliyorduk aradan bir on dakika ya geçti ya geçmedi Alp yanında yaşlı beyaz sakallı bir adamla çadıra çıkageldi.Yaşlı adama dikkatlice bakınca gözleri pek de yabancı gelmemişti.Sarayda bayılmadan önce  gördüğüm bir çift göz bu adama mı aitti?
                    -19.BÖLÜM SONU-

NEREDEYİM?Where stories live. Discover now