𝐏𝐫𝐨𝐣𝐞𝐜𝐭

896 68 7
                                    

Akşamımız çok eğlenceli geçmişti ancak çok yorulmuştuk. Ama tabi ki bu ders çalışmadan daha eğlenceliydi. Okula gelip normalce derslere girdikten sonra ikimizin de dersi boş olduğu için kütüphanede ders çalışacaktık.

Peter: İlk olarak anlamadığın konudan başlayalım.

-Bence bütün konuların üstünden geçelim.

Peter: Tamam o da olur.

Peter tam kitabı çıkartıp bana ders anlatmaya başlayacakken dün hiç bir şey yaşanmamışçasına Liz yanımıza geldi ve sandalyeyi çekip oturdu.

Liz: Eee ne yapıyordunuz?

-Ders çalışıyoruz ama bu seni pek ilgilendirmez.

Liz: Aa doğru sizin sınavlarınız yaklaşıyordu değil mi. Bu arada dün nereye kayboldunuz? Sizi uzun süre aradık ve bulamadık.

-Imm şey benim azcık başım döndü ve Peter ile geri döndük haber veremedik maalesef.

Liz: Neyse sorun değil bir dahakine artık.

Liz kalkıp ilerdeki masalardan birinde oturduğunda yanında Aaron'un da olduğunu fark ettim. Ben oraya şaşkınlıkla bakarken Peter bana şaşkınlıkla bakıyordu.

-Ne var?

Peter: Neden yalan söyledin?

-Çünkü bir şey karıştırıyorlar da ondan.

Peter: Bundan bize ne?

-Sence ben bu karıştırdıkları şeyi öğrenmeden oturup biyoloji mi çalışacağım ?

Peter: Nasıl öğreneceksin peki?

-Aa şansa bak biyoloji kitapları da hemen arkalarında.

Peter: Onlar tarih kita-

-Hayır onlar biyoloji ve bende normalce biyoloji kitabı bakmaya gideceğim.

Sonra hızlıca yerimden kalkıp aslında tarih kitabı olan biyoloji kitaplarının yanına gidip kitap bakıyormuş gibi yaptım. On dakika boyunca ikisinin de ağzını bıçak açmıyordu ancak sonunda Aaron sessizliği bozdu.

Aaron: Daha ne kadar onlara yaklaşmaya çalışacağız.

Liz: Projeyi elde edemedik.

Aaron: Projeyi kendimiz de oturup hazırlayabilirdik.

Liz: Peter'ın fikirleri çok iyi ve bu fikir de bize lazım. Notlarım hiç iyi gitmiyor bu proje sanırım son şansım.

Aaron: Tamam sen ne istersen o.

Tabi ya keşke bunu daha önce anlayabilseydim ancak anlayamamıştım. Liz'in bütün amacı Peter'e yaklaşıp onun projesiyle ilgili bilgi edinmekti. Hemen Peter'ın yanına geri döndüm. Ben geri dönerken masanın yan çekmesinde bir şeyler hazırlıyordu ancak ben gelince kapattı. Tamamen şans olarak olduğunu düşünüp yanına oturdum.

Peter: Bir şey öğrenebildin mi? Artık ders çalışabilir miyiz?

-İki dakika inek olmasan olmaz mı?

Peter: Tamam sadece iki dakikalık inek değilim.

-Mükemmel. Şimdi sen okulun hazırladığı proje yarışmasına katılıyorsun değil mi?

Peter: Evet.

-Liz de katılıyormuş.

Peter: Yani?

-Bak Liz'in notları çok kötü olduğu için bu proje onun son şansı o yüzden yarışmayı kazanması gerek. Ama senin fikirlerin daha iyi olduğu için projeyi senden almaya çalışıyor.

Belki de bunu söylememem gerekiyordu ya da en başından hiç gidip de onları dinlememem. Çünkü benim saçma sapan merakım yüzünden Peter üzülmüştü. Yani dikkat dağıtıcı olma sırası bana geçmişti.

-Sanırım enzimleri biliyorum.

Peter: Neyi?

-Biyolojide ki ilk konu enzim?

Peter: Bildiğine emin misin?

-Yani evet.

Peter: O zaman enzim ne?

-Emin değilmişim. Anlatmaya başlasan iyi olur.

Çalışmaya başladığımızdan beri anladığım tek şey biyolojinin insanın uykusunu getirmesiydi. Şaka. O kadar da mal değilim tabi ki konuyu anlıyordum ama sadece anlıyordum soru geldiğinde çözüp çözemeyeceğimi bilemiyordum. Peter ise hiç sıkılmadan ben anlayana kadar her şeyi son ayrıntısına kadar anlatıyordu. Sınav konuları bitene kadar böyle çalıştık ardından da yorulduğumuz için evlere dağıldık.

Gidip uyumam gerekirken annem beni yanına çağırdı yarım saat boyunca başında boş boş bekledikten sonra konuşmaya başladı.

Caroline: Geçen gün örümcek adamla karşılaşmıştın değil mi? O böcekle ilgili bir haber yapmam gerek bana her ayrıntısını anlat.

-Evet o sırada kızının kafasına silah dayadılar ve böcek dememen gereken örümcek adam beni kurtardı. Sen de beni düşünsen?

Caroline: İlk olarak bir şeyin yok iyisin

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Caroline: İlk olarak bir şeyin yok iyisin. Ayrıca kime böcek deyip demeyeceğimi sana sormayacağım sen bana kaynak ol yeter.

-Bende diyorum ki örümcek adam beni kurtarmasaydı ölüyordum ve sana kaynak olmak istemiyorum.

Caroline: Onunla ilgili haber yetiştirmem lazım ve sen küçük hanım hemen bana yardım ediyorsun.

-Hayır küçük hanım yukarıya çıkıp uykusunu almaya gidiyor.

Caroline: BURAYA GEL OLİVİA!

-İYİ GECELER, BENDE SENİ SEVİYORUM.

Ice Cream-Man | Peter ParkerDonde viven las historias. Descúbrelo ahora