Quattro

5.3K 316 14
                                    

Yıl 2020, 27 Şubat Pazartesi, Eva Mehir'den

Kış ayında olmamıza rağmen hava da boğucu bir nem vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kış ayında olmamıza rağmen hava da boğucu bir nem vardı. Hava insanın içini titretiyor olsa bile nefes alırken sıcak hava akciğerlerime iniyordu sanki.

Yusuf amcanın kitapçısındaydım ve bu dükkana kesinlikle aşığım. Retro tarzında dekore edilmiş tek katlı geniş bir dükkandı.

Genelde dünya klasikleri, eski kitaplar, şiir kitaplarının bulunduğu çok hoş bir yer.

Beş yıldır burada çalışıyorum. Üvey babamın eve para götürmem için beni işe soktuğu bu kitapçı benim hayatım olmuştu.

Yusuf amca bol gelirli bir adamdı. Birçok yerde evi vardı ve hepsi kiradaydı. Eşi Pınar teyze de kendisi de emekli olduğu için Hobi olarak burayı işletiryordu ve bir çok insan da gelip kitap alıyordu.

Hem satışlar sebebi ile hem de Yusuf amcanın o güzel kalbi sebebiyle haftalığım yüksek bir miktardı

Bu parayı birirktirp dil kurslarına gitmiştim aynı zamanda yüzme ve okçuluk eğitimi de almıştım.

Filiz'in kirli parasını yemektense kendim kazandığım parayı yemek daha hayırlıydı.

Filiz, hala aynı Filiz. Her gece yan odamda başka adamın altında kendini inleten bir kadın ve asıl bomba bu kadının eskiden Tıp kazanmış olduğunu öğrenmem.

Arkadaşı ile konuşurken duyduğum kadarıyla üniversiteyi üçüncü senesinde bırakmış. Neler yaşayıp da tıp öğrencisinden hayat kadınına döndüğünü çok merak ediyorum.

Onun dışında liseyi açıktan okumaya devam ediyorum aslında okula gidebilirim ama onun yerine hem çalışıp hem kurslara gidiyorum.

Bilgisayardan da okul derslerini öğrenmiş oluyorum.

"Mehir geç oldu kızım. Eve geç artık sen."

"Tamam Yusuf amca. İyi akşamlar. Pınar Teyze'ye selam söyle"

"Tamam kızım söylerim"

Çantamı sırtıma atarak kitapçıdan çıktım. Kapıdan çıkmam ile soğuk hava yüzüme vurmuştu. İçim titrerken hızlı bir şekilde eve adımlamaya başladım.

Sokakta hızlı adımlıyordum çünkü pek tekin bir mahallede yaşamıyoruz.

Birkaç kez saldırıya uğramıştım ama geçen sene gitiğim spor salonunda aldığım dövüş dersleri sayesinde kolaylıkla kaçmıştım.

Eve gelip anahtarımla kapıyı açtığım zaman salonun ışığının açık olduğunu gördüm. Kaşlarım merak ile çatıldı Filiz bu saatlerde asla evde olmazdı.

Kaşlarım çatık salona girdiğim zaman Filiz'i yalnız başına salonda oturmuş duvara bakarak içki içtiğini gördüm.

Ona şaşkın bakışlar ile bakarken beni görünce boş boş bakmaya başladı.

"Mehir?"

"Filiz burada ne oluyor? Sen neden evdesin?"

"Otursana" diyip karşısında ki koltuğu gösterdi. Koltuğa bakıp gözlerimi Filiz'den ayırmadan oturdum.

"Bu halin ne?"

Her zaman güzel olan o kadın çökmüştü.

Saçları karışık, gözleri soluk gözaltları mordu.

"Hep mükemmel olmak zorundaydım." diye konuşmaya başladı. Duvara bakan gözlerini bana çevirip sonra yine duvara baktı.

"Biliyorsun Tıp kazandığımı ve merak ediyorsun"

Başımı salladım. Yalan yok, merak ediyordum. Filiz ile kısa konuşmalarımız vardı hep. İkimiz de sessiz sakin insanlardık.

Çok garipti kişiliği bir iyi bir kötü.

"Babam mükemmel bir doktordu."

Merakla onu dinliyordum.

"Benim de doktor olup ayaklarım üstünde durmamı istedi. Yaptım, Tıp kazandım ama babam.... babam benim ikinci senemin sonunda trafik kazasında vefat etti."

"Öyle bir boşluğa düştüm ki benim hayatım babamdı. Asosyal bir kızdım. Annesi onu çok küçükken terk etmiş bir kız... "

" Babam ve annem zoraki evlilik yapmış. Annem sürtük lafının vücut bulmuş hali "

Lafa atladım.

" Hiçbir kadın o tabiri hak etmez "

Beni takmadan devam etti.

*Cinsel olaylar içerir * (+18)

"Babam işe gidince eve adam-lar çağırdı. Asla tek kişi olmazdı. Üç kişi gelirdi. Çok iğrenç biliyorum ama biri önden biri arkadan girerdi. Diğerini ise kendi ağzına alırdı gözlerim önünde."

Yüzümü buruşturdum.

İğrençti....

"Uyuşturucu ve alkol bağımlısıydı. Henüz yedi yaşındaydım. Babam öğrendi eve erkek attığını beni alıp terk ettik o kadını."

"O görüntüleri asla unutmadım. Babam ölünce maddi ve manevi çöküş yaşadım. Sonra annem buldu beni"

Kaşlarım havalandı.

"Bana  iyi davrandı. Yanında kalıyım istedi. Kabul ettim, beni manipüle etti, bilmiyorum. İlk iki ay herşey mükemmeldi annem var gibi hissetmiştim. Sorma beni sattı"

"Birkaç yüz bin liraya beni sattı
Dövdüler, uyuşturucu verdiler. Her gece biri tarafından inletildim. Çok kötü günlerdi. Bir yıl kadar sonra kaçtım..."

Yüzünde buruk bir tebessüm oldu.

"Ama o hisse çok alışmışım içimde biri olmasına uyuşturucu krizine girdim o gece çok alkol aldım ve Serhat ile karşılaştım. Sonrası malum. Ben böyle olmak istemedim zorlandım."

"Hala şu illetten kurtulamadım. İçmediğim zamanlar sana kötü davranıyorum. Seni asla bulaşturmadım bu işlere masum kalmalıydın"

*Cinsle olay içeren kısım bitti *

"Atahan peki? O senin oğlun"

"Annem bulmuş beni seninle tehdit etti bu işlere bulaştırmakla tek çarem oğlumu vermekti. İyi bir aile aldı onu, sana bunu yapmazdım."

Benim için yapmıştı....

"O gün ifadesiz yüzüme bakıp nefret kusmuştun. 'O senin oğlun sen nasıl duygusuz bir kadınsın? Sen nasıl annesin?' demiştin. Ben o gece hıçkırarak ağladım gözyaşlarım aktı bütün gece"

"Ben nasıl bir anneyim diye düşündüm uzun süre.."

Derin bir nefes alarak durakladı.

"Bir süre sonra sana 'Eva' demiştim uzun süre sonra ilk defa adın ile seslendim ve sen 'İğrenç ağzına adımı alma' demiştin
Havva(Eva'nın diğer şekli) ismi ağzıma yakışmıyordu."

"Sonra... Sonra herkes sana Mehir der oldu 'Eva' ismini kimse söylesin istemiyordun. Neden bilmiyorum ama boşver."

"Bunu sana neden anlatıyorum merak ediyorsun muhtemelen?"

Başım ile onayladım.

"Mehir beni hastaneden aradılar, arayanlar öz ailen."

Arayanlar öz ailen

Öz ailen

Ailen....

Biraz kısa oldu

=800 kelime

Bu kadar yazabildim.

Bu arada Filiz'e de üzüldüm..

Oy sınırı -

Ataylar Where stories live. Discover now