Sezione speciale

7.3K 500 139
                                    

29 Şubat 2020, Almanya Frankfurt şehri

Barlas ve Meriç kardeşleri dedikleri adama bakıyordu. Ömer Asaf'a....

Günden güne daha da bitiyordu Asaf. Hayatı iş, ev ve barlar arasında geçiyordu. İçinde ki ateş hırsa dönmüştü. Bu hursla tüm dünyaya yayılmış bir Şirketler birliğinin sahibi olmuştu.

Kendi emekleri ile küçük bir şirketten dünyanın en büyük Holding'ine çevirmişti.

'Eva Holding' her gün, her ay, her yıl başarısını daha da katlıyordu.

Ama kendini de öldürüyordu Asaf. Öğünlerini aksatıyordu bazen tüm günü içki içerek geçiriyordu.

Ona kalsa daha fazla yaşamaz intihar ederdi ama o zamam da Eva üzülürdü. Abisi öldü, kendini öldürdü diye çok üzülürdü.

Onu üzmeye hakkı yoktu. Her akşam yanındaydı Eva, bazen kabus olarak ateşler içinde bazen gülücükler saçarak çiçekler içinde.

Bazen ise kollarında küle dönüyordu işte o en kötüsüydü. Ter içinde uyanıyor ve ilaç kullanmak zorunda kalıyordu.

Meriç ve Barlas arkadaşlarının bu haline çok üzülüyordu ancak ellerinde gelen hiçbirşey yoktu.

İkisi de başını bilgisayardan kaldırmadan çalışan ve bir yandan içki içen arkadaşına baktı.

"Asaf yarın ki toplantıyı ertelesek mi?" diye sordu Meriç. Ses tonunda çekingenlik vardı sebebi ise Ömer Asaf'ın işlerini ertelemekten nefret ettiğini bilmeleriydi.

Ömer Asaf sert bakışlar ile arkadaşına döndü.

"Neden?"

Ses tonunun sertliği ve ciddiliği Meriç'i tedirgin ederken Barlas konuştu

"Yarın çok toplantı var ya o yüzden."

"Hayır! Toplantı yarın."

Barlas dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı.

Tam o sırada telefonu çalmaya başladı. Ömer Asaf başını işinden kaldırmazken yabancı bir numaranın aradığını gören Barlas toplantı odasından çıkıp kendi odasına geçti

"Buyrun." diyerek açtı telefonu. Karşı taraftan orta yaşlı bir adamın sesi geldi

"Barlas Sertel ile mi görüşüyorum?"

Barlas kaşlarını çattı.

"Benim. Siz kimsiniz?" dedi meraklı çıkan sesiyle. Karşı taraf derin bir nefes alıp verdi.

"Ömer Asaf yanında mı?" diye sordu Barlas'ın sorusunu es geçerek.

"Yanımda değil de siz kimsiniz?"

Artık sesi meraklı değil öfkeliydi

"Ben Fırat Atay, Ömer Asaf'ın babasıyım."

Barlas duyduğu isim ile afalladı. Asaf kendini onlardan uzak tutmaya çalışıyordu. Şimdi bu adamla konuşması da doğru değildi

"Bakın Fırat Bey, Asaf sizinle...." Barlas lafını bitirmeden Fırat Bey tekrar konuştu.

"Biliyorum oğlum bizimle konuşmak istemiyorum ama bu gerçekten önemli bit durum. Asaf'ın buraya gelmesi lazım."

"İmkansız!" dedi Barlas net bir şekilde ama oldukça şaşırmıştı. İlk defa kendisini arıyordu Fırat Bey hep Ömer Asaf ile konuşurlardı normalde.

" Barlas, Eva..... " diye konuşmaya başladı Fırat Bey ama sustu.

" Eva'nın ölümü çok ağır geldi oraya Eva'sız dönmesi imkansız." dedi Barlas.

"Eva ölmemiş kaçırılmış."diyip sustu Fırat Bey

Barlas dumura uğtamıştı. Donup kalmıştı. Ömer Asaf'ın Eva diye çığlıkları geldi aklına her gece gördüğü kabuslar, sinir krizleri, psikolojik tedavi görmesi.

" SİZ NE SAÇMALIYORSUNUZ! "diye hiddetle bağırdı

" Sakin ol! "diye uyardı onu Fırat Bey.

" Bu adam neler yaşadı bitti!tükendi! ama siz şimdi gelmiş hepsi boşuna diyorsunuz! "dedi Barlas.

İçinde ki öfke dinmiyordu. Fırat Bey onu sakinleştirip her olayı tek tek anlattı.

" Onu buraya gönder Eva ile ilgili bir şey söyleme. "diyip telefonu kapattı sonunda.

Barlas hala duyduklarının etkisinden çıkamamıştı. Oda da öylece ayakta duruyor ve boşluğa bakıyordu.

Arkadaşı uzun süre gelmeyince Meriç meraklanmış ve Ömer Asaf'ı yalnız bırakıp Barlas'ın odasına gitti.

İçeriye girdiğinde arkadaşını duvara bakarak düşündüğünü görünce iyice meraklanmıştı.

"Barlas ne oluyor?"

Arkadaşının sesini duyan Barlas bakışlarını duvardan bakışlarını çekip Meriç'e baktı.

Yarım saat boyunca konuşmuşlar ve Barlas olanları ve konuştuklarını Meriç'e anlatmıştı.

Barlas'tan daha duygusal olan Meriç'in gözleri dolmuştu. Çünkü arkadaşlarının yaşadıkları az buz şeyler değildi.

"Annesi konusunda hassas." diye ortaya bir fikir attı Meriç. Onu Türkiye'de göndermek için sebep arıyorlardı.

"Kardeşinden sonra annesi için korkması.." dedi tereddütle Barlas. Meriç başını salladı.

"İyi ya annesi için korkup gider." dedi Meriç onunda içinde tereddüt vardı.

"Denemeye değer." dedi Barlas.

Birlikte odadan çıkıp toplantı odasına döndüler. Ömer Asaf hala çalışıyordu.

"Asaf..." dedi Meriç tedirgin bir sesle. Hem az önceden kalan duyguları vardı üzerine bir de rol yapınca Ömer Asaf birşeyler olduğunu anlamıştı.

"Meriç?" onun yüzünü görünce Barlas'a baktı. Onda da aynı ifadeyi görünce kaşları çatıldı.

"Ne oluyor oğlum ne bu ifade?" diye sordu meraklı sesini bastırmaya çalışarak.

"Baban aradı..." diye mırıldandı Barlas.

"Hah harika benden size mi sıçramış." diye sordu. Dönmeyeceğini birçok kez söylemiş olmasına rağmen ısrar etmeleri canını sıkıyordu.

"Asaf.... Baban aradı çünkü..." diye konuşmaya başladı Meriç.

Yalandan nefret eden arkadaşına yalan söylemek zorundaydı.

"Annen rahatsızlanmış hastaneye yatırmışlar o da annesi için gelsin bari dedi."

O an ilk defa yüzünü endişe bürüdü Ömer Asaf'ın. Kardeşinden sonra annesi çok ağır gelirdi.

"İşleri en yakın ne zaman halledebiliriz?"

"Bir haftaya biter" dedi Barlas.

Ömer Asaf başını sallayıp kapıdan dışarı seslendi.

"Asya!"

Asya, Ömer Asaf'ın asistanı aynı zamanda birkaç kez yattığı kadınlardan biriydi.

Asya belini kıvırtarak odaya girdi

"Buyrun Ömer Bey?" dedi cilveli bir sesle.

"Asaf!" dedi hiddetle Ömer Asaf. Ömer isimini kullanmayı bırakalı çok olmuştu.

"Peki Asaf Bey.." dedi hiç bozuntuya vermeden.

"Bir hafta sonraya İstanbul'a bilet al"

780 kelimelik bir özel bölüm.....

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 29, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ataylar Where stories live. Discover now