1

1.5K 124 37
                                    

Yeni merthur çevirisi ile geldim, bu da kısa kısa olucak.İyi okumalar 💕

Rising Sun tavernasında yüksek sesli bir kahkaha yankılandı.Leon, Elyan, Lancelot ve Percival, yüzlerinde gülümsemeyle bir masanın etrafında oturuyorlardı.Her birinin elinde büyük bira bardağı vardı.Gruptan bir başka gürültülü kahkaha yükselirken,bira midelerini dolduruyordu.

Percival, bardağından bir yudum daha alırken, "Gwaine'i gören var mı? Hiçbir zaman bal likörü içmek fırsatını kaçırmazdı." diye sordu.

"Emin değilim.Onu ben davet ettim. Burada olmalıydı," diye Lancelot yanıtladı,meyhaneye giren diğer müşterilerin yüzlerini tarayarak.

Leon sırıtarak, "Muhtemelen buraya gelirken hoşlandığı zavallı bir kadınla flört etmekle meşguldür," dedi.

Grup, Leon'un büyük olasılıkla haklı olduğunu bilerek bu düşünceye bir kahkaha attı.Bir sonraki anda, Gwaine kapılardan içeri tökezleyerek girdi ve bu sırada neredeyse masayı deviriyordu.Masada arkadaşlarını görünce yüzünde bir sırıtış belirdi ve aylak aylak yürüyerek oraya yaklaştı.Percival'ın yanındaki koltuğa çöktü, kolunu ona dolayarak bira bardağını iri adamın ellerinden aldı ve anında yere düşürdü.

Percival ona kaşlarını çattı, "İçkimi çalma."

Gwaine sadece sırıttı ve bir tane daha sipariş etti. "Üzgünüm dostum, ama size söylemem gereken bazı haberlerim var," dedi diğerlerine bakarak.

Hepsi adama şüpheyle kaşlarını kaldırdı.Elyan gözlerini devirerek, "Gwaine, son kale dedikodun bizi ilgilendirmiyor," dedi.

"Hayır, bu senin sandığın gibi sıradan bir dedikodu değil," diye eğilip fısıldadı Gwaine, "bu Arthur hakkında."

Anında grubun ilgisi doruğa ulaşırken beklenti ile ona doğru yaklaştılar.Prensin bir şeye karışması çoğu zaman olmuyordu ve olduğu zamanlarda genellikle bunu duymak eğlenceliydi.Geçen sefer, söylentilere göre Arthur, bir kadın için ağzında bir gülle kalenin yan tarafına tırmanmıştı.

"Ne oldu?" Hepsi bir ağızdan sordu.

Gwaine, bilgiyi bulduğu için kendisiyle gurur duyarak gülümsedi. "Sanırım prens..." bahsi geçen kişiyi arıyormuş gibi etrafına bakınıyor, "...Merlin'i seviyor!"

Şövalyelerin hepsi şok ve şaşkınlık içinde geri çekildi,Lancelot dışında.Gwaine'in dediklerini doğrulayarak başını sallayan Lancelot, "Bu ikisi hakkında şüphelerim vardı. Seni bu kadar emin yapan ne?" diye sordu.

Gwaine hevesle sırıtarak, "Ben de uzun zamandır şüpheleniyordum. Onlarla tanıştığımdan beri aslında. Aralarında şu kimya var gibi. Açıklaması zor ama neyse, az önce buraya gelirken gördüm. Prens Merlin'le birlikteydi ve tartışmalarından birini yaşıyordular ve Merlin ayrılırken Arthur... ona bakıyordu."

Percival, "Bunda tuhaf olan ne? O ikisi sürekli birbirleriyle atışıyor," dedi.

"Evet, ama benim uzmanlığım sizde yok.Prensi gözlerindeki bakışı görebiliyordum.Bunlar arkadaşına bakan birinin gözleri değildi."

Lancelot başıyla onayladı. "Ne demek istediğini anlıyorum. O ikisini gördüm. Arkadaşlar birbirlerine öyle bakmazlar."

"Artık ikiniz de bundan bahsettiğinize göre, etkileşimlerinin zaman zaman biraz tuhaf olduğunu fark ediyorum. Demek istediğim, anlıyorum ki, hepimiz çok iyi arkadaşız ve Merlin'in de ölmesine izin vermem ama Arthur'un kimi kurtaracağını hepimiz biliyoruz.Eğer o ya da biz arasında bir seçim yapmak zorunda olsaydı, bir an önce Merlin'i seçerdi," dedi Elyan bardağından bir yudum aldıktan sonra.

Şövalyelerin geri kalanı onaylayarak başlarını salladılar. Leon, "Bu konuyu açman kesinlikle doğal değil," dedi, "ama yine de kesin bir şey söyleyemeyiz. En iyisi varsayımda bulunmamak. Özellikle de prens hakkında."

Gwaine geniş bir gülümsemeyle, "Hâlâ daha fazla kanıta mı ihtiyacın var ? O zaman belki bir gözetleme yapmalıyız?"

"Kulağa eğlenceli geliyor.Ben varım," dedi Elyan sırıtarak.Şövalyelerin hepsi, yüzlerinde gülümsemeyle kafalarını salladılar.Leon hariç hepsi.

"Prens'i gözetlememizi mi istiyorsun?!" Leon aniden ayağa kalktı,bu fikre çok kızmıştı.

Gwaine güldü. "Sakin ol. Sadece davranışlarını gözlemleyeceğiz. Kesin cevaplar bulabilecek miyiz bakalım."

"Hayır, böyle bir eylemde yer almayacağım," Leon meyhanenin kapısına doğru döndü.

"Aw, hadi Leon! Biraz eğlen!"

"Hayır, hayır demektir, Gwaine!" Odadan çıkmadan önce bağırırken,Gwaine kaşlarını çattı.

"Kendin bilirsin."

Operation MerthurWo Geschichten leben. Entdecke jetzt