21. Bölüm

170 17 170
                                    

Tsubasaya sokulmuş öylece etrafa
bakarken Regulus bi anda ayağa fırlayıp
Roseline'ın önünde dikildi.Sağına soluna
bakıp Roseline'ın elini tuttu.Roseline
neye uğradığını şaşırmış bi haldeydi.
Regulus diz çöküp yüksek sesle:

"Şuan söyleyeceğim şeyler biraz ani
olabilir ama napiyim..durum malum-"

Uçak bi daha sarsılmıştı ama Reg
istirifini bozmadan konuşmasına devam
etti:

"Roseline...seni ilk gördüğüm günden
beri çok seviyorum..ALLAH BELAMI
VERSİN ÇOK SEVİYORUM VE SENDEN
AYRILMAK İSTEMİYORUM,öhüm şey..
benim kız arkadaşım olur musun?"

dedi ve bir "oh" çekti.Uçakta sarsılmayı
kesmişti.Roseline anlık afallamıştı.
Kendine gelince ona gülümsiyerek:

"Ya manyak..seviyorum seni gel buraya."

Roseline böyle diyip iki elinide Reg in
yanaklarına koydu.Reg'in dudaklarına
yöneleceği an sınıfla beraber uçakta
olduğunu fark edip sadece sarılmayı
yeğledi.Bu durum üstüne daha fazla
dayanamayıp ayağa fırladım:

"OH BE SONUNDA,DUALARIM KABUL
OLDU!" böyle bağırmam üzerine Lotus
uykulu bi sesle:

"Ne kaçırdım ben lan?" dedi.

Süratımı Lotus'a dönmemle beraber kahkaha atmam bir oldu.Luke'un makyaj yeteneği sıfırmış abi.

"Ne oldu ne gülüyorsun Mari?

dedi ve ellerini gözlerine götürdü.
Gözlerini uyuşturup elini geri çekti.

"Luke kaç!" dememle beraber Lotus'un
ellerine bakması bir oldu.

"LAN LUKE NAPTIN SEN GEL BURAYA
YA!"

diyip Luke'un peşinden koşmaya
başladı.Gülerken hocanın ciddi bakışlarıyla karşılaşmam bir oldu.

"Eheh..tamamdır hocam kızmayın
hemen onları yakalar geri getiririm!"

diyip ayaklandım.Tsubasa'da peşime
takıldı.

"Tuvalete gittiler herhalde?" dedim.

Bu sırada koltukları teker teker açıp
hosteslerin oturduğu bölüme gelmiştik.
Tuvalet kenardaki kapıda kalıyordu.

"Bencede tuvalettedirler,gel bakalım."

diyip Tsubasa elimi tuttu.O bana özel
sandviç sunmaya çalışan hostesle göz
göze gelip gözlerimi kısarak sırıttım.

Tsubasayla beraber tuvalet kapısının
önündeydik.Kapıyı tık tıklayıp:

"Lotus? Luke!? Orda mısınız?" dedim.

Bunu dememle Luke'un kapıyı açması
bir oldu.Lotus'un yarı makyajlı suratını
görüp tekrar güldüm.Luke bize kapıyı
açınca Lotus'un suratını makyaj temizleyicilerle çıkarmaya devam etti.
Lotus'u yüzündekiler çıkınca hep beraber
yerlerimize geri döndük.Daha varmamıza
çok vardı anlaşılan.Kaç saat var acaba
diye düşünürken ön taraflarda oturan
Misaki hocaya:

"Hocam daha kaç saat var?" dedi.

Hoca saatini kontrol edip Misaki'ye:

"15-16 saat daha var Misaki,istersen
uyu daha hızlı geçer vakit." dedi.

Abi Japonyadan Maldivelere Tokyo'dan
kalktığımızı düşünerek 20 saat bir yolcu-
luk mu var? Ve daha 4-5 saat geçmiş.
Oha abi,dedim kendi kendime.Kafamı
kaldırıp etrafa baktığımda Rose ve Reg'
in birbirine sokulup uyuduklarını farkettim.Tsubasa'nın omzuna dokunup
onları işaret ettim.Tsubasa da gülümsedi.Telefonumu elime alıp fotoğraflarını çektim.Luke ve Lotus'a
baktığımda ise Lotus kulaklıklarını takmış müzik dinlerken Luke'da uyumaya çalışıyordu.Tsubasa'ya tekrar
dönüp ne yaptığına baktım.Al işte yine
futbol haberlerine bakıyordu.Şimdi
yapacağım şeyin Tsubasanın sinirlerini
hoplatacağını biliyordum.Bu düşünceden
sıyrılıp Tsu'nun telefonunu ani bi hareketle elinden kaptım.Kafamı ona
yavaşça çevirdiğimde ise bana napıyorsun abi der gibi bi bakışı vardı.

Çocukluk Aşkım|𝑀𝑎𝑟𝑖𝑡𝑠𝑢Where stories live. Discover now