Önemli bir şey konuşmamız gerekiyor.

6.2K 630 392
                                    

"Jisung, o ininden çık artık yoksa polis çağıracağım. Ahmak herif arkadaşların geldi."

Chan'ın odasının önünde abartılı bir şekilde bağırması yüzünden başına kadar çektiği yorganı indirirken yatağında huysuzlanarak gerindi. Saatlerdir dinlenmesine rağmen hala daha oldukça yorgun hissediyordu.

Uzun süreli uykudan şişen göz altlarını hafifçe ovdu ve birbirine karışan saçlarını düzeltti. Birkaç gündür hayattan tam anlamıyla izole olmuş bir şekilde yaşamaktaydı. İşte bu yüzden ilgilenmeyi hiç düşünmediği narin bedeni yıkılmaya hazır köhne bir ev misali tozu dumana katarak çökmüştü.

Kimseyle görüşmemiş, okula hiç uğramamıştı. Chan'a göre tükenmişlik sendromuna girmiş olsa da aslında tek yaptığı biraz olsun kafa dinleyebilmekti. Stresli olduğu dönemlerde kendisine veya çevresine zarar verme gibi boktan bir huyu vardı maalesef. Bunun için bu kötü günlerinde birilerinin sağlığı adına gözlerden uzak yaşaması en iyisiydi.

"Jisung biz geldik. Ben Hyunjin, eğer beni duyuyorsun şu kapıyı aç."

"Sesini ayırt edebiliyorum boktan piç."

Kapıya doğru bağırıp yatağından hızla kalktığında yatağının kenarında biriken boş noodle kutularını sert bir şekilde tekmelemişti. Günlerce film izlediği bu havasız odada tek besin kaynağı hazır noodle ve şişelerce bitirdiği kolasıydı. Üzerindeki yakası bir tarafa kayan geceliği gelişigüzel düzeltip odasının kilidini açtı.

Adımları salona doğru ilerlerken hareketsizlikten yürümeyi unutan dizlerinin titremesine sinir olmuştu. Geniş salona doğru girdiğinde gözlerini yakan güneş ışığı yüzünden rahatsız olan bir vampir gibi tısladı.

"Şu perdeyi çekin."

"Perdeyi daha çok aç Seungmin."

Chan, Seungmin'e perdeyi açmasını işaret ederken Hyunjin arkadaşının bu haline şaşırmadan edememişti. Dudakları hafifçe aralandığında Seungmin onun açık ağzını sıkıca kapattı. Sevgilisinin yerine konuşmaya başlarken Jisung hiç oralı olmayarak masadaki içkilerden birisini kafasına dikmişti.

"Jisung bu halin ne? Neden okula gelmiyorsun sen? Chan'da hiçbir şey söylemedi."

"İşten kovuldum."

Hyunjin Seungmin'in ellerinden kendisini kurtarıp ne diye bağırırken Chan bunlardan bir bok olmaz der gibi başını iki yana salladı. Ortamda dalgalanan beklenmedik panik hali herkesin yüz ifadesine yansımıştı. Ee, tek bir kişi dışında. Jisung içkinin üzerinde gezinen parmaklarını karnına getirdi ve hafifçe okşadı.

"Bunu doyurmak kolay değil Hyunjin. Üzgünüm size söyleyemedim ama benim uzun bir süredir paraya ihtiyacım var."

"Jisung bize söyleseydin eğer bu sorunu halledeceğimizi en iyi sen biliyorsun. Neden hiçbir şey söylemedin? Yakın arkadaşlar olduğumuzu sanıyordum."

"Hyunjin, sizden alacağım miktar benim sadece bir süreliğine ihtiyaçlarımı giderecekti. Fakat bana lazım olan şey sürekli para. Chan'a veya başka birisine yük olmak istemiyorum."

"Yani yorgunluğunun sebebi buydu?"

Seungmin'in sorusuna karşılık başını hafifçe salladığında ortamda uzun süren bir sessizlik oluşmuştu. Buradaki hiç kimsenin Jisung'a akıl verecek hali yoktu çünkü onun hayattan kazandığı deneyim hepsinden daha fazlaydı. Bu yüzden karşılarındaki pufta sessizce alkolünü tüketen adamı izlemekle yetindiler.

"Dışarı çıkmak ister misin Jisung?"

"Hayır, hiç kimseyi görmek istemiyorum."

"Nereye kadar böyle yapacaksın?"

masör, minsungWhere stories live. Discover now