Gökyüzü 😇💫

Bölüm 11

'Okan orası çok soğuk olur mu?' Diye sordum valizi yerleştirirken.  

'Evet aşkım şimdi orası çok soğuktur.'
'Ben ona göre kıyafet aldim ama senin polar ceketini de alalım aşkım.'

'Tamam Çiçeğim'

Valizi nerdeyse hazırlamıştım. Yarın yola çıkacaktık. Bu tatil Okan içinde çok iyi olacaktı.

'Aşkım ilaçları aldin mi?'
'Aldım'

Her şey hazırdı.

Okan ile kendime kahve yaptım. Birlikte bahçeye çıkacaktık hava almaya.

Okan aşkım üstün ince ama üstüne küçük bahtaniyeyi alalım. Bak bereni de takmamışsın. Lütfen sevgilim benim için tak bereyi, havalar serin bbağışıklık sistemin düşük biliyorsun.

'Biliyorum Çiçeğim, alıp geleyim hemen.'

'Kalkma aşkım ben alıp gelirim'

Okan'ın sarı beresini ve küçük bahtaniyeyi alip Okan'ın yanına gittim.

Okan'ın kafasından öpüp sarı bereyi taktım. Bahtaniyeyide omuzlarından örttüm. Okan'ın yanına oturdum.

Birlikte sarıldık.

Okan ' Bu hastalık beni yorduğu kadar senide çok yordu Çiçeğim. Benim için çok yoruluyorsun. Sana hiç yardımcı olamıyorum. Dedi.

'Sev.....'

'Bölme Çiçeğim ben bir konuşayım. Biliyorum hayır ben yorulmuyorum diyeceksin ama yoruluyorsun hemde benim için. Bu süreçte bana çok yardim ettin, destekledin, hiçbir zaman gülüm- seni eksik etmedin, senin gülümsemen bana moral oldu. Her şey için teşekkür ederim sevgilim. Ilk öğrendiğimizde senden ayrilmayi düşündüm ama sahildeki konuşmadan sonra senden ayrılamayacağımı anladim. Dedim ki içimden eğer o isterse bunu kaldıramazsa bana ayrılmak istediğini söylerse, ona hiç kızmayacağım ama senin böyle düşünmeyeceğini çok iyi anladım. Doktor iyi şeyler söylemedi, evet ben pes etmicem senin için, sadece senin için... ama eğer ben iyilesemessem devam et tamam mi?
Hayati bırakma. Biliyorum kendine gelemezsin ama benim için bırakma. Ben senin için bırakmıyorum yaşamayı sende benim için bırakma Çiçeğim.'

Okan'ın bu uzun konuşmasından sonra gözlerimden yaşlar akıyordu. Okan'ın bu konuşması beni çok etkilemişti. Galiba şuanda nefes alamıyordum. Evet gerçekten alamıyordum. Biranda kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Yerimden doğruldum. Kalbimi tuttum, bir yandanda nefes almaya çalışıyordum. Okan hemen bana dönüp

'Çiçeğim iyi misin? Ne oldu? Sakin ol'
'Iyiyim merak etme.'

'Ben sensiz yaşayamam. Bunu biliyorsun. Sana bir şey olursa bana da olur aynı şey. Ölürsen bende ölürüm Okan. Anladın mı? Benden nasıl ayrılmayı düşünürsün. Bana aynı şey olsaydı. Ne olacakti? Benden ayrilacak miydin? Tabiki senin yanında olucam. Sen bensin, ben sen. Tamam mi?
Sen kansersin, bende kanserim.
Sen acı çekiyorsun, bende acı çekiyorum. Senin saçların gidiyor, benim de canım gidiyor. Seni çok seviyorum  çok.'

'Bende aşkım bende seni çok seviyorum. Sana aynı şey olsaydı, asla seni bırakmazdım aynı senin yaptığını yapardım ama sen ölürsen bende ölürüm deme eğer bana bir şey olursa gözüm arkada ka...'

'Kabul etmiyorum Okan. Biliyorsun benim ail..' derken ağlamaya başladım.
Benim ailem yok Okan, bir tek ailem sensin. Sen de beni bırakamazsın. Böyle bir şey olmayacak.'

Okan bana sarıldı. Birbirimize sımsıkı sarıldık. Ben onun omuzunda bağıra bağıra ağlıyordum. Bir süre sonra sakinleştim. Omuzunda yatmaya devam ettim. Okan kısa saçlarımı okşuyordu. Gözlerim daha çok ağırlaştı. Uykuya daldım.

Okan'ın ağızından:

Çiçek omuzumda uyuya kalmıştı. Çok güzel uyuyordu. Ona bakmaya hem doyamıyor hemde kıyamıyordum. Onu bu akşamda çok üzmüştüm ama ne olur? Ne olmaz? Buna alışması gerekiyordu. Ben ölebilirdim. Onu hiç bırakmak istemiyordum ama durum iyiye gitmiyordu. Pazartesi günü ağır bir tedavi sürecine giriyordum. Zaten eski tedavi inanılmaz acılıydı. Şimdi nasıl olucak acaba? Korkuyorum Çiçeği bırakmaktan, ölmekten... Korkuyorum.

Çiçeği önceden olsam kucaklardım ama artık öyle bir gücüm yoktu. Hatta şuanda inanılmaz yorgundum. Bende kısık sesle 'Çiçeğim hadi uyan yatağa gidelim'dedim.

Çiçek gözlerini açtı.

'Tamam aşkım gidelim.' Dedi.

Birlikte kalktık. Çiçek uykulu olduğundan elinden tuttum yardım etmek için. Birlikte odaya geçtik onu yatırdım. Bende başımdaki bereyi çıkartıp, ışığı kapatıp yatağa yattım.

Çiçek hafif gözlerini açıp, kendini bana yaklaştırıp, kendini benim kollarımın içine soktu. Birbirimize sarılarak uykuya daldık.