TANITIM

7.8K 178 23
                                    

Koyu griye dönüşmüş göğü, yırtıp gelen şimşek parladı ve ardından bulutların arkasından gelen gümbürdeme sesi, tüm varlıkların içini derin bir kasvete bürüdü. Genç adam çıplak ayaklarını son kez dipleri ıslanmış koyu yeşil çimenlerin üzerinde gezdirdi. Üzeri çıplak vücudunda yağmur damlalarını hissederken içinde zincire vurulmuş tüm korku çözülüverip vücudu ani bir kasılmayla boşluğa doğru geçiyormuş gibi oldu. Direndi; fakat bu gücünün son demleriydi. Onu bekleyenler genç adamın kaderini çoktan belirlemişlerdi ya da onun kaderi daha önceden zaten belirlenmişti. Siyah gözlerini gökyüzüne dikti ve kollarını iki yana açtı. Kaderinden kaçamayacağını bilse de onlara direnmenin bir faydası varmış gibi hissediyordu. Göğün etrafında şimşekler teker teker çakarken bir ışık huzmesiyle genç adam ortadan kayboldu ve o kaçınılmaz kaderin kollarında sisli bir geleceğe adım atmış oldu.

Gözlerini yavaşça açarken kalbinde hissettiği o derin ve ilahi gücün elinden alınmış olduğunu, onların onu bulmuş olduğunu anladı. Bunun olacağını zaten biliyordu; fakat bu olanların nedenini anlamakta zorlanıyordu. Genç adam olduğu yerde doğruldu. Başında bekleyen, melek ona bomboş bakarken genç adamın gözlerinden her türlü duygu seçiliyordu.

''Artık araftasın. Gücünü nereden alacağını biliyorsun. Bize ihanet ettin. Artık bizimle değil tek başınasın.'' Hayır diye düşündü. Burada yalnız kalmam gerçekten yalnız olduğum anlamına gelmiyor.

Yinede meleğin sözleri genç adamı ürkütmüştü. Cehennemin onda yarattığı korkudan daha fazlaydı arafın hissettirdikleri. Daha yoğun ve kalıcı gözüküyordu. Seçme şansı olsaydı cehennemi bile isteyebilirdi. Bilmediği o kadar çok şey vardı ki, her bir soru işareti genç adamı, ruhunun parmaklıklarının ardında kalmış gibi hissettiriyordu.

Genç adam, boğulma hissiyle bulunduğu ortamdan yükseldi ve bambaşka bir boyuta geçiş yaptı. Geçtiği boyutta ilerliyordu ve ilerlediği her an ruhu alev alıyormuş gibi hissediyordu. Bu boyut simsiyah ağır bir sessizliğe hakim ve boşluktan başka bir şey değildi. Kafasının içinde sesler duyduğu an da bir şeylerin olacağını hissetti ve hızla boşluktan çekilip bir toprak parçasının üzerine düştü. Kaburgalarına sızan bir ağrı sisi tüm vücudunu kaskatı kesmişti. Hissettiği acı daha farklıydı. Bir sis şeklinde anlık bir şekilde yayılıyor ve hızla geçiyordu. Bu meleklerin ona bahşettiği bir hediye olmuştu.

Genç adam etrafına baktığında bomboş bir ortamda olduğunu fark etti. Kimsecikler yoktu. Görüş açısını test etmek için güçlerini kullanmaya çalıştı. Zayıftı ve bardağın dibinde kalmış bir damla suyu çeker gibi tüm gücünü kullandı. Gördükleri arasında dehşete kapılmıştı genç.

O, Dünya ile Güneş arasındaki arafta sıkışmış kalmıştı.

UĞULTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin