8.Bölüm - Bulanık

801 78 8
                                    

Çoğu insan gibi benimde bazı şeyler elimden kayıp gittiğinde değerini anlıyordum. Afel hayatıma daha yeni girmişti fakat kapladığı yer o kadar büyüktü ki bunu ona dokunamadığımda anladım. O gözden kaybolduktan sonra sanki vücudumdan bir parça kopmuş gibi hissettim. Gidişini izlemek, sonrasında aramızdaki o bağın koptuğunu hissetmek acı vericiydi. Hava açmış fırtına dinmişti fakat ben az önceki fırtınanın katbekatını hissediyordum. Zihnim engellenemez kasırgalarla doluydu.

Arkamı döndüm ve okulun kapısından içeriye girdim. Etrafımdaki herkes bulanıklaşmışken, sınıfa girip çantamı aldım. Toprak'ın gözlerini üzerimde hissediyordum ancak ona bile hiçbir şey söylemeden sınıftan çıkıp gittim. Ona bu olanları anlatmak istiyordum fakat bu keşmekeşin içine onu sokmak istemiyordum. Ayrıca benimle ilgili bileceği her şey onu tehlikeye atardı. Yine de en yakın zamanda Toprak'a her şeyi anlatmalıydım. Bu demek oluyordu ki en yakın zamanda babamı bulup, düşmanlardan kurtulmalıydım. Olabilecek en hızlı şekilde!

Eve geldiğimde, öfkemi de beraberimde getirmiştim. Çantamı fırlattım, ardından kıyafetlerimi çıkarıp etrafa attım. Tamamen çırılçıplak kaldığımda banyoya girip suyu açtım. Ilık suyun vücudumdan aşağıya süzülmesiyle tüm gerginliğim vücudumdan silinir gibi oldu.

Rahatlayana kadar banyodan çıkmamıştım. Sonunda çıktığımda ise banyo buhardan gözükmeyecek dereceye gelmişti. Hızla fırlattığım eşyaları topladım ardından üzerime rahat bir şeyler giydim. Odamdaki tüm perdeleri çektikten sonra kapımı kilitledim. Ders notlarımı astığım panomdaki her şeyi söktükten sonra boş panoyu yere koydum. Dikdörtgen şeklinde turuncu post-it'e Katharsis yazdıktan sonra kağıdı iğneyle panoya tutturdum. Kırmızı ve yeşil renkte yün iplikler buldum ve onları da başucuma koydum. Kağıtlardan yeşil olanına babamın ismini yazdım. Aras. O post-it'i de en alta iğneyle tutturdum. Ortaya da kendi ismimi yazıp tutturduktan sonra kırmızı iplerden birini Katharsis ile kendi arama, diğer kırmızı ipi ise babam ile kendi arama bağladım. Bir kağıda Afel'i yazdım ve onu da en sola astım. Onunla kendi arama ise yeşil ipi tutturdum...

Tablonun tamamını bitirdikten sonra başlayacağım yeri en azından kafamda kesinleştirmiştim. Katharsis babamı bulamadığı için bana sarmıştı bu nedenle bende güçlenecek bir şekilde babamı bulacaktım. Tabii o sırada Katharsis'i buraya çekecektim. Babamla ilgili tüm ipuçlarını da burada toplayacak, Katharsis'i burada alt edecek ve mutluluğa ulaşacaktım. Fakat şu anlık ilk hedefim güçlenmekti. Hem de fazlasıyla.

Yanıma bir miktar para aldıktan sonra evden çıktım ve bir markete doğru gittim. Az uyku ve fazla direnç için yaklaşık olarak olarak 10 kutu büyük boy RedBull aldım. 5-6 paket kadarda buğday gevreği aldıktan sonra parayı ödeyip marketten çıktım. Eve giderken nedense bir şekilde bir yerlerden Afel'in çıkmasını bekliyordum. Onu daha 4-5 gündür tanımama rağmen sanki 4-5 aydır tanıyormuşum gibi geliyordu sanki her seferinde beni takip eden birine alışmışım gibi hissediyordum. Yanındayken beni fazlasıyla geriyordu ama yine de yanımda olmasını istiyordum. Beni karmakarışık bir durumun içinde bırakıp gitmesi tamamen bencillikti. ''Aptal.'' Diye mırıldandım elimdeki poşetlere aldırmadan yumruklarımı sıkarak. Ardından bağırmaya başladım. ''Burada başıma bir şey gelirse vicdan azabından öl Afel!''

Bunların hepsini aslında içten içe Afel'in gelmesi için yapıyordum fakat o çıkmıyordu. Omuzlarım düşük bir şekilde eve yürüdüm. Eve girdiğimde aldıklarımı olması gereken yerlerine koyduktan sonra odama çıktım. Toprak'ın bana vermiş olduğu matematik sorularını alıp çözmeye başladım ve iki soru haricinde hepsini çözdüm. Diğerleri için ise bir miktar uğraştıktan sonra kağıdın dolmuş olduğunu görüp gülümsedim. O sırada sanki hissetmiş gibi odama bodoslama dalan Toprak'ın delici bakışlarıyla karşı karşıya geldim.

UĞULTUWhere stories live. Discover now