Yoğun siyah bulutlar gökyüzünü çevrelerken omuzlarıma bırakılan monta daha sıkı sarıldım.
Haziran ayının ortasında kışı yaşadığımıza hâlâ inanamıyordum. Üstelik birkaç gün sonra Jeju adasında okul gezisi olacaktı ve bu hava koşullarında gidebileceğimizi sanmıyordum.
Annemden zorla izin almışken -ki Jimin saniyeler içerisinde kapmıştı izni- bir de ertelenmesini çekemezdim.
Kafamı dağıtmaya ihtitacım vardı.
"İster misin?" kalın bir ses kulaklarıma dolduğunda bakışlarımı sesin sahibine çıkardım. Beklediğim kişi kesinlikle değildi.
Uzattığı kahveyi mahcup bir tavırla parmaklarının arasından alıp sırtımı arkamdaki duvara yasladım.
Onda çözemediğim bir şeyler vardı ve bu beni huzursuz bir insan yapıyordu.
"Kafanı karıştırdığımın farkındayım." Taeyong elini dizime yerleştirdiğinde gerilmeden edememiştim. Ağzımı açıp yanımdan gitmesini dile getirmek istiyor fakat boğazıma oturan yumru yüzünden yapamıyordum.
Kendimi bildim bileli kalp kırmaktan her zaman nefret etmiştim.
Şimdi de ters şeyler söylemek istemiyordum ve bu beni sessiz kalmaya itiyordu.
"Merak etme," dedim gülümseyerek. "Küçük şeylerin kafamı karıştırmasına izin vermem."
Histerik bir kıkırtı dudaklarından firar edip beynime çarptığında kalbim ve beynim ilk defa ortak bir noktada buluşmuştu. O iyi bir insan değildi.
"Senin için küçük bir şey miyim?" dediğinde verdiği kahveyi içmeden bir kenara bıraktım, boğazımı temizledim ve ayağa kalktım.
Kendimi açıklamak zorunda değildim ancak onunla bir daha iletişime girmemek için açıklamam gerekiyordu. "Tanımadığım bir insanın söylediklerini kafama takmam, bunu demeye çalışıyorum. Konuyu saptırma, lütfen."
"Bu ilişkiye yabancı olan sensin Chaeyoung," alayla konuştu ve alnına düşen saçlarını geriye yatırdı. "Eğer geçmişini araştırırsan Lee Taeyong'u merkezde göreceksin. Bunu söylemiştim."
Ellerimi ince hırkamın cebine yerleştirdim. Burada bulunmam bile hata sayılırken bir de onu dinliyordum.
Seri adımlarla onu arkamda bırakıp okul binasına girdiğimde sınıfımın bulunduğu katı geçmiş ve terasa ulaşmıştım.
Başımı dinlemeyi istemek bile bir lüks hâline gelmişti. Ne zaman kuytu köşelere saklansam insanlar beni bulurdu lâkin tam şu anda roller değişmiş gibiydi.
Hayatımda ilk defa onu yalnız yakalamıştım. Hemde sadece çiftlerin uğradığı bu terasta!
Sessiz adımlarla, sinsice yanına yaklaşıp arkadan sarıldım ve "İşte şimdi gerçek bir çift olduk." dedim şımarık olduğunu düşündüğüm ses tınımla.
Taehyung'a çok şey borçluydum.
Bunu asla inkar etmiyordum.
Hayatımın en boktan döneminde beni o karanlık çukurdan çekip çıkarmış ve kanatlarını önüme siper etmişti. Kah beraber gülmüş kah beraber ağlamıştık.
"Teklifimi kabul etmedin sanıyordum." beline sardığım ellerimden tutup bedenini bana çevirdi ve yanağıma küçük bir öpücük bahşetti.
Onunla yaptığım her tensel temas beni delirtmeyi başarıyordu. "Etmedim."
Rüzgar varlığını belli etmek istercesine bacaklarımı okşadığında ince kahküllerim de birbirine karışmıştı.
"Sen bilirsin," aramıza mesafe ekleyip sırtını korkuluklara yasladı. "Seninle bir şeyler yaşamak için ilişkinin adını koymamıza gerek yok."
Alayla kıkırdadım. Kendine çok fazla güveniyordu. "Ne yaşayacağız ki zaten?"
Alt dudağı dişlerinin arasında yerini aldığında gözleri ile bedenimi süzdü ve en son gözlerimde duraksadı.
"Evlenmeden anlatamam, ayıp." birkaç dakikalık sessizliğin ardından kahkaha patlattığımda gülmekten karnım sancılanmıştı.
Dün ona söylediğim şey ile beni vuruyordu ve bu oldukça komikti. Lâkin o sadece gülümsemek ile yetinmişti.
Bir şeylerin canını sıktığı bariz ortadaydı fakat sorup sormamak arasında gidip geliyordum. Sorarsam daha çok üzülecekti ancak sormazsam da içine atarak derdini büyütecekti.
"İyiyim." sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi konuştuğunda elini uzattı. Parmaklarımı parmaklarına geçirip oturduğum yerden kalktım ve tam karşısına dikildim. Bu sefer ne var ne yok dökecektik ortaya.
"Her şeyi anlatmanı istiyorum." dedim ellerimi iki yanağına yerleştirirken. "Her şeyini bilen o kız olmak istiyorum."
Burukca gülümsediğinde çiseleyen yağmur hızlanmaya başlamıştı.
Acı bir yağmur misali yağıyordu üzerimize. Kızarık, yasak dudaklar ise onları öpmem için adeta yalvarıyordu bana.
"Annem ağırlaştırılmış müebbet cezası ile Daegu'da bulunan bir hapishaneye gönderildi." gülümsemesi bir an olsun bile solmamıştı ancak acısı o istemese bile yüzüne yansıyordu. "Şimdi yalnız kaldım. Aile kavramından çok uzaktayım."
Islanmayı umursamadan dudaklarımı araladım ve inkar ettim. "Yalnız değilsin." ardından konuşmasına izin vermeden ekledim. "Ben varım ve bilmiyorsun ama ben varsam kimseye ihtiyacın yok."
Derin bir iç çekti. "Aile ve aşk çok farklı Chaeyoung."
"Hayır, değil." konuşurken aynı zamanda içimden yağmurun durması için dualar ediyordum. "Eğer ailemiz yoksa aşkla birkaç tane çocuk yapar kendi ailemizi kurarız. Göremediğimiz sevgiyi bolca aktaracağımıza eminim."
Hep böyle olurdu. İnsan yaşamı boyunca beklediği ilgiyi ve sevgiyi yeterli boyutta göremediğinde bir ilgi boşluğu oluşuyordu.
Bizde büyük bir boşluk vardı lâkin kendi çocuğumda olmasını istemiyordum.
Elbet annem gibi bir ebeveyn olma korkusu da vardı içimde ancak bu imkansızdı. Kendi parçamı asla ve asla notlar uğruna veyahut kız olduğu için harcamazdım.
"Çocuk istemediğini sanıyordum." ıslak saçlarını eli ile geriye yatırdığında gözlerimi devirdim. Konumuz ile ne alakası vardı?
Ellerimi yanağından çektiğimde "Senden olacaksa isterim." demiş ve birkaç adım gerilemiştim. Gereksiz bir hissiyat sarıyordu bedenimi her geçen dakika.
Bu saçma konuya nereden girmiştim haberim yoktu.
O, bu sene mezun olacaktı ancak benim önümde devam etmem gereken bir yıl daha vardı.
"Biliyor musun," aramızda ki mesafeyi azalttığında sıcak nefesi dudaklarıma çarpmıştı. "Yağmur yağarken öpüşmek mübahmış."
Harikaydı.
Ve ben sabah dişlerimi fırçalayıp fırçalamadığımdan emin değildim.
♡
baya uzun zaman oldu ayy pardon
bölüm de kısa oldu ama işlerim olduğu için bu kadar yazabildim :(
bu arada aranızda güneş alerjisi veya soğuk alerjisi olan var mı? sormam gereken birkaç soru varr internete yazınca cevap çıkmıyor
btw belki haftaya hiçbir kitaba bölüm gelmez çünkü şehir dışına çıkıcam ve gezerken yazamam söxşwödie
hadi
bb
değil
bye

YOU ARE READING
past life ☂ 𝒗𝒓𝒐𝒔𝒆
FanfictionRosie, son günlerin modası olan date uygulamasına kaydolacakken, yanlışlıkla başka bir uygulamaya kaydolmuştu. Ve oradan tanıştığı adamın, çocukluk aşkı çıkmasını kimse beklemiyordu.