Bölüm 22: Zehir

134 14 123
                                    

Jiang Cheng yatak odasına geri döndü, yatağa oturdu ve somurttu. Wen Qing onu yarı yola kadar getirip başka yöne gitmişti çünkü kendisinin Jiang Cheng'i neşelendirmek için bir planı vardı. Wen Qing, Tavuk'un kulübesine giderek yavru köpeği kucakladı ve yavru köpeğin kafasını okşayarak konuştu:

"Birisini görmemiz laım."

Tavuk heyecanlanmıştı. Wen Qing yavru köpeği yatak odasına taşıdı, kapıyı açtı ve konuştu:

"Wanyin."

Jiang Cheng yavru köpeği gördü ve gülümsedi, hemen olduğu yerden kalkıp onların yanına koştu, ikisine de sıkıca sarılıp suratını Wen Qing'in omzuna gömdü. Wen Qing'e sıkıca sarılırken konuştu:

"Hanımım, ben..."

Jiang Cheng birden sustu çünkü konuşmanın bir manası yoktu. Jiang Cheng düşündü; "Ben ne? Ben işlerin bu hale gelmesini istemedim? Wei Wuxian'ın altın çekirdeğini feda etmesini istemedim? İntikam istemedim?". Jiang Cheng derin bir nefes alıp Wen Qing'i bıraktı. Wen Qing, Jiang Cheng'e yavru köpeği verdi ve konuştu:

"Wanyin, Wei Wuxian'ın üstüne bu kadar fazla gidemezsin."

Jiang Cheng şaşırmıştı, yatağa oturup konuştu:

"Benimle beraber Yunmeng Jiang Klanı'nı yeniden inşa etmeye söz vermisti, sözünü böyle mi tutuyor?"

Wen Qing:

"Wei Wuxian'ı öldürmeye mi çalışıyorsun? Wei Wuxian ve Lan Wangji etrafta koşuşturup bir sürü şey yaptı. Lan Wangji yaralılara yardım edip duruyor, birçok kez meditasyon yapmak zorunda kaldı çünkü kendisi de yaralı, neyse ki efsunu yüksek ve altın çekirdeği güçlü yani o bundan çok etkilenmedi ama Wei Wuxian öyle değil! Evet bedeni güçlü ama altın çekirdeği olmadan o kadar fazla dayanamaz. Eğer bedeni güçlü olmasaydı şimdiye ölürdü. Her şey için Wei Wuxian koşturmak zorunda değil! Ben öldüm mü? Ablanla Jin Zixuan öldü mü? A-Ning bile sana yardım ediyor ama bunlar sana yetmiyor değil mi? Eğer Wei Wuxian hepimizden daha fazla çalışmazsa tatmin olmuyorsun!"

Jiang Cheng, gözyaşlarıyla Wen Qing'e baktı:

"Söz verdi... Bana tıpkı Gusu'nun Yeşim İkizleri gibi Yunmeng'in Yiğit İkizleri olacağımızı söyledi."

Wen Qing iç çekip konuştu:

"Wanyin, sen çok rekabetçisin. Kaybı ve kazancı çok fazla umursuyorsun. Layık olmadığın bir altın çekirdeği taşıyorsun. Bırak gitsin çünkü kendinin ve ailenin canını yakıyorsun."

Wen Qing ayağa kalkıp yürümeye başladı. Jiang Cheng haykırdı:

"Dur!"

Wen Qing:

"Lotus Koyu'un hanımı benim, değil mi? Ben de buradaki her karış toprağın sahibiyim. Wanyin, akşam yemekte görüşürüz."

Wen Qing odadan bir hışımla çıkıp ata tapınağına doğru yol aldı. Birkaç tane tütsü koyup onları yaktı. Wen Qing ağlıyordu. Anma tabletlerine baktı ve konuştu:

"Klan Lideri Jiang, Yu Hanım, özür dilerim. Lotus Koyu Katliamı için özür dilerim. Oğlunuza aşık olduğum için özür dilerim. Burada bir savaş çıktığı için özür dilerim."

Wen Qing eğildi ve ağlamaya başladı. Jiang Yanli ata tapınağına gitmesine yetecek kadar şey duymuştu. Jiang Yanli sessizce içeri girdi, eğildi, Wen Qing'in yanına oturup konuştu:

"Qing"

Wen Qing, Jiang Yanli'ye gözyaşalrıyla bakarak konuştu:

"Shi... Shijie, sen ne zaman geldin?"

YABANİ KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin