Sevinç

2.1K 166 39
                                    

50k olmuşuz teşekkürler ahu bahçelerim...

Baekhyun;

Sabah tüm yorgunluğuma rağmen kolumu dürten el yüzünden zorla da olsa uyanıp gözlerimi aralamıştım, aniden gözüme giren gün ışığı ile battaniyemi kafama çektim. 

"Baekhyun, uyan artık." kulağıma dolan kalın sesle başımda dikilip beni uyandıran kişinin kim olduğunu anlamıştım, Chanyeol.

Battaniyeyi üzerimden atıp doğruldum ve oturdum. Hala yüzüne bakmıyordum, sürünmesi gereken konuları vardı.

"Neden beni uyandırdın?" soğuk sesimle konuştuğumda görüş açıma girmek için yatağıma doğru eğilmişti, kafasını yatağımın  üzerine koyup yan bir şekilde gözlerime bakıyordu. Fazla tatlıydı sanki.

"Çünkü kahvaltı etmen gerekiyor." beni düşünüyor olması hoşuma gitse de biraz daha tatlı kalmaya devam edebilirdi. Yavaşça ranzamdan inip tuvalete gittim, işlerimi halledip en son yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda çökmüş bir ben vardı, uykusuzluktan küçük gözlerim şişmiş, gözaltlarım siyahlaşmıştı. Boynumda ise çakının bıraktığı bir çizik.

Jongin, nasıldı merak ediyordum bu yüzden tuvaletten çıktım ve masaya oturdum. Sağ tarafımda Sehun, sol tarafımda ise Chanyeol oturuyordu. 

Chanyeol'a sormak yerine Sehun'a sormayı tercih ettim. "Jongin'den bir haber var mı?"

Sehun kötü görünüyordu, hiç görmediğim bambaşka bir yüzle bakıyordu bana. "Gardiyana sorduğumda iyi diyerek geçiştirdi." 

Önüme döndüğümde boş tabağımın genelde kahvaltıda yediğim şeylerle doldurulduğunu gördüm, anlamsızca tabağıma bakarken Chanyeol'u fark ettim. Yüzümde oluşan gülümsemeden tamamen habersizdim, yanağıma konan öpücük ile kendime gelmiştim.

Kaşlarımı çatarak siyah gözlere baktığımda kocaman gülümsüyordu, gamzesi belirginleşmiş daha da çekici kılmıştı onu. "Yemeğini ye Baekhyun." dediği şeyle yine içine çekildiğim siyah gözlerden bakışlarımı almış tabağıma dönüştüm.

Dün gece de az yediğim için karnım çok açtı bu yüzden tüm tabağımı bitirmiştim, küçük göbeğim kendini belli ederken homurdandım. Az bile yesem göbeğim hemen ortaya çıkıyordu. Göbeğimin üzerinde hissettiğim elle hemen bakışlarımı elin sahibine çıkarttım.

Chanyeol yavaş yavaş karnımı okşuyordu. Kulağımın dinine girdi ve tınısına dahi aşık olduğum sesiyle fısıldadı. "Göbeğin dahi çok tatlı sevgilim." 

Vücudum kas katı kesilirken en son seviştiğimiz gün bu kadar yakın olduğumuz aklıma gelmişti. Onu omuzundan ittirip aramızda olan mesafeyi arttırdım. "Biz sevgili değiliz Park." dediğim şeyle yüzünden geçen hayal kırıklığını görmüştüm. 

Ayağa kalkıp yatağına gittiğinde arkasından öylece bakıyordum. Yan tarafımda çekilen sandalyenin sesini duyana kadar onun sırtını izliyordum. Baktığımda oturanın Lay olduğunu gördüm.

"Baekhyun sana bir abi tavsiyesi vermemi ister misin?" yüzünde dişlerini göstermeyen bir gülümseme vardı ve gamzesi belli oluyordu bu ayrıntısı aklıma siyah gözlerin sahibini getirirken kafamı salladım. 

"Chanyeol'u uzun zamandır tanıyorum ve onun bugüne kadar ki tek amacı sevdiklerini korumaktı. Ne kadar mafya da olsa yufka yüreklidir ha bir de azıcık saftır, onu çok dolandırdım ama sorsak hala haberi yoktur." bunu dedikten sonra gülümsemesi büyümüştü, yüzünde olan ifadeden geçmişi hatırladığı belliydi.

"Bir keresinde Sehun ondan habersiz tek başına çatışmaya gitti diye onu iki sokak kovalamış sonra da biraz kafasına vurmuş olabilir."

Lay konuştukça kafamda tanıdığım acımasız adam gitmiş yerine sevdiklerine bağlı bir adam profili oluşmuştu. Lay'in anlattıklarına gülümserken bulmuştum kendimi.

TUTUKLU +18Donde viven las historias. Descúbrelo ahora