♤16♤

115 18 12
                                    

Okurken bunu dinlemenizi tavsiye ederim.





Son defaymış gibi davrandı o gün. Ayın
son gidişi olacaktı. Sanki sadece o hissi tekrar yaşamak için nefes alıyordu osamu. Herşey aynıydı aynı günlük yapılan aktiviteler, aynı yüzler ama bugün bunları yaparken daha canlı hissediyordu, daha derin...

İkiziyle kavga etmek bile her zaman ki gibi sıkıcı gelmemişti hatta. Sonrasın da ise barışmışlardı.

Antreman da bile tüm herşeyini vererek oynamıştı. Kalbin de ve vücudun da hissettiği o garip hareketliliğe ne deniyordu diye düşündü osamu. Belki de bi anlamı yoktu. Ya da vardı.

Kita'ya anlattığı herşeyi son defa konuşurmuş gibi anlatmıştı. Adımlarını hızlandırmış ikizi ve takım kaptanıyla onigiri yemeye gitmişti.
Tekrar baktı gökyüzüne turuncu ve kırmızı arası gökyüzü sanki içindekileri bilirmiş gibiydi.

.

Herkes uyuduğun da saati bekledi her zaman ki gibi 01:01 de gidecekti. Kapattı gözlerini derin derin nefes almaya çalışsa da engel olamıyordu kalbine. Daha hızlı çarpıyordu. Anlayamıyordu neden böyle olduğunu. Korkmaması gerekirdi. Bunu bi çok kez yapmıştı. Neden gergindi peki?
Neydi için de bağıran şey?

Etrafını hissedememeye başladı. Gözlerinin önünde ışıklar beliriyordu. Iki gezegeni hayal etti şarkı da geçtiği gibi. Iki dünya kadar uzaktılar birbirlerine.

Açtı gözlerini o yatakta ama yalnızdı. Kimse yoktu, suna yanın da değildi. Ilk zaman ki gibi hissettiği o nefes yoktu.
Ayağa kalktı karanlık olmasına rağmen etrafa bakınıyordu. Öyle korkuyordu ki... Neredeydi sevdiği?

Işığa açmak için uzanırken düştü yataktan. Umursamadan kalkıp ışığı açtı. Önce banyoya baktı sonra mutfağa bulamadı suna'yı. Her nefes alış verişin de daha da delirecek gibi hissediyordu. Sakinleşip düşünmeye karar verdi.

.

Yavaş adımlarla çıkıyordu merdivenleri. Suna'nın evinin kapısına gelmişti. Adam kapıya anahtarı soktu. Yavaşça çevirip kapıyı açmıştı.

Osamu suna olduğunu düşünerek koştu kapıya ama o değil di dehşete düşmüştü. Suna ortalıkta yok ve evine o barda onu rahatsız eden adam girmişti anahtarla...

"Sen... yine mi burdasın."

"Sen kimsin?! Suna nerde?"

"Bu seni ilgilendirmez. Nasıl buraya sürekli geldiğini bilmiyorum ama... bilki çok eğelenicez."

Adam suratın da küçük gülümsemeyle yaklaştı osamu'ya. O her geri adım attığın da adam daha da zevkle sırıtıyor ve gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Osamu'yu kolundan tutup odaya götürürken osamu ne kadar dirense de olmuyordu. Siyah saçlı iri kaslara sahip olan biriydi.

Yatağa itti gri saçlı çocuğu kaçmasını engellemek için dizini osamu'nun bacaklarının arasına sıkıştırdı. Ellerini yukarıdan bağladı.

"N-ne istiyorsun bırak beni piç kurusu!"

"Hey bunu isteyerek yapmıyorum kes sesini bari."

"İstemediğin şeyi neden yapıyorsun özürlü falanmısın?"

"Bunu bana soracağına önce sevgiline sormalıydın."

Bu söz sağır etmişti osamu'yu. Dona kaldı ve direnmeyi bıraktı. Düşündüğü şey olmasın diye dualar ediyordu.
Tanrı gerçekten bu duasını kabul edecekmiydi?

It's astronomy, we're two worlds apartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin