2.3

8.8K 395 214
                                    

Medya: Anıl

Tırnaklarımın kenarlarındaki etleri yolarken ağlamamak için dudaklarımı ısırıyordum. Ya anneme gidip anlatırsa annemde babama anlatırsa! İşim bitmişti.

Anıl hiç bir şey olmamış gibi yürürken ben titriye titriye yürüyordum. Kadının bakışlarını üstümde hissedebiliyordum o yüzden kafamı yerden kaldırmadan yürümeye özen gösteriyordum.

Banu hanım oğlunu tanıştırmak istediği biri olduğunu söyleyip salona çağırmıştı bana ise sadece bakmakla yetinmişti.

Salona girdiğimizde ortam daha da kalabalıklaşmış etraftaki insanlar koloniler halinde masaların etrafında toplanıp gülüşüyorlardı. Anneminde bulunduğu masaya ilerledik vardığımızda Banu hanım vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.

"Anıl, bu Aslan bey babanın yakın bir arkadaşı." Adamla bakışlarımız buluştuğunda ikinci şoku yaşamıştım. Cem'in babası tam karşımdaydı.

"Merhaba, tanıştığıma memnun oldum." Anıl Cem'in babasının elini sıkıca tutarak tokalaştı. İmalı konuşması sadece üçümüz arasında anlaşılabilirdi.

"Bende memnun oldum." Tek kaşı havada Anıl'a karşılık verdiğinde Anıl'ın yüzümde hoşnutsuz kindar bir gülümseme belirmişti.

Ortamın gerginliği beni yıpratırken stresten midem bulanmaya başlanıştı.

"Anne ne zaman çıkacağız kendimi pek iyi hissetmiyorum da?" Mırıldanarak konuşsamda Aslan bey duymuş olacak ki anneme yönelerek konuştu.

"Annesi misiniz? İnanamıyorum ablası gibi duruyorsunuz." Benim söylediklerim onun cümlesinin gölgesi altında kalmıştı bunu annemin o kendini beğenmiş gülümsemesinden anlamıştım.

"Ahh teşekkür ederim. Çok naziksiniz." Adam bir şey yapmadığını belli edercesine elini savuşturmuş ve gerçekleri döylediğinden bahsetmişti.

Ben şaşkın bir biçimde ikiliyi izlerken Anıl kulağıma eğilip fısıldayarak konuştu.

"İyi misin güzel kızım."

Dolu gözlerim masada gezerken Banu hanımla göz göze gelmiştim. Anıl benden cevap beklerken onunla göz göze gelmek ikinci kere basılmış olmamdan başka bir şey değildi. Şansıma bir kere daha küfür etttim ve Anıl'ı cevapsız bırakmamak adına başımı aşağı yukarı salladım.

"Kızınızın adını bir kaç kere oğlumdan duymuştum aynı dershanedeydiler. Çok başarılı bir çocuk şanslı bir annesiniz." Adam Cem konusuna girince istemsizce gerilmiş masanın altından Anıl'ın koluna elimi geçirmiştim. Ondan güç almak istercesine yapılmıştım koluna.

"Evet Doğa derslerine çok önem verir. Bizde ona her zaman desteğiz." Annemin söylediği cümleye kahkaha atmak istesemde ortamı daha fazla karıştırmamak için susup günün bitmesini bekledim.

^^
Anıl'ın evinde oturmuş bana yaptığı çilekli sütü içiyordun bir taraftan da anlattığı fizik sorusuna kafa vermeye çalışıyordum.

"Bobinlerde endüktans bobinin yüzey alanı ile doğru uzunluğu ile ters orantılıdır."

Kafam ile onu onaylarken denemede yaptığım 11.25'lik fizik netim ile kafam biraz olsun rahattı. Bunun hepsi tabiki Anıl sayesindeydi artık derslerde Tolga hocayı dinlemiyordum bile.

"Neymiş güzelim?" Birde anlattığı şeyi sorması yok muydu? Zaten böyle başlamamış mıydı bizim hikayemiz?

"Endüktans ters orantılıdır uzunlukla." Devrik ve yarım cümleme aldırmadı ve saçıma bir öpücük kondurup kitabın kapağını kapattı.

POİSONER | DADDY ISSUESWhere stories live. Discover now