2. SEZON | 29. BÖLÜM- MONROE

94 19 15
                                    

Jay ve Amity uzun ve loş bir koridor da ilerliyorlardı. Birilerinin dövülme sesi tüm koridor da yankılanıyordu. Jay burada ne işleri olduğunu her ne kadar deli gibi merak etse de -ki kendisi zaten deliydi. Ağzını açmıyordu. Sonun da önlerin de büyük iki kanatlı boyaları dökülmüş kırmızı bir kapı çıktı. Amity bayağı huzursuz görünüyordu ki zaten öyleydi. Kız kapının kanatlarından birini iterek içeriye geçti ve Jay 'de onu takip etti ve gördükleri karşısın da gözleri kocaman açıldı. Burası eskimiş seyirci koltukları ve ortada ki ring ile yasadışı bir kafes dövüşü yeriydi ! Jay etrafı süzerken Amity ise sadece ring de terini havlusuna silen oldukça uzun ve kaslı , gri saçları askerî bir modelle kesilmiş olan orta yaşlı adama bakıyordu. Gözleri çok fazla şey barındırıyordu 𝓴𝓮𝓭𝓮𝓻, 𝓪𝓬𝒾 , 𝒽𝓊𝓏𝓊𝓇𝓈𝓊𝓏𝓁𝓊𝓀 𝓋ℯ ℴ𝒻𝓀ℯ... yılların birikmişliği olan öfke... Adam daha onları fark etmemiş ellerin de eldiven olmadan ringin ortasında ki vurma torbasını yumruklamaya başlamıştı. Jay ;

- Bu da kim böyle ?

- Hey Monroe !

Ringde ki adam Koca Army 'nin sesiyle ona dönmüştü ;

- Ne var Davindson !?

Koca Army adamın arkasını işaret edip ;

- Bak kim gelmiş

Bu sözle adam arkasına yani Jay ve Amity 'e bakmıştı ve küçük gözleri kocaman açılmıştı... Şimdi koca salon da iki çift toprak rengi gözün bakışmalarından başka hiç bir ses yoktu...

-

Joker;

- Neymiş o acil durum ?

Jonny ;

- Konu ikizler...

-

Lucy başında ki siyah kasketi gözlerinin oldukça üstüne indirmiş üzerin de bunlarla;

Lucy başında ki siyah kasketi gözlerinin oldukça üstüne indirmiş üzerin de bunlarla;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Çanta ve gözlük yok)

Sokaklar da yürüyordu . Luna park da hiç yiyecek kalmamıştı bu yüzden az önce yanından geçtiği genç adamın yan kesicilik yalarak cebinden  arakladıgi 20 dolar ile yakınlarda ki Burger    King 'e gidecek ve kendine biraz burger alacaktı. Elbette ki o Lucy 'di ve hiç para ödemeden tehdit yoluyla da istediğini alabilirdi ancak her yer de onu yani Toxic 'i arıyorlardı bu yüzden de dikkat çekmemesi lazımdı. Burger King binasına girdiğin de içeri de kasiyer haricin de hiç kimse yoktu. Hemen hızlı adımlarla kıza doğru yaklaşıp aceleci bir şekil de konuştu ;

- Bana bir et burger . Büyük boy olsun. Ve için de sakın mayonez olmasın .

- Tabi efendim .

Kız burgeri hazırlarken Lucy ise sabırsız bir şekil de parmaklarıyla kasiyer tezgahın da ritim tutuyordu. Kız elin de kese kağıdıyla yanına gelince kızın iyi günler dileğini umursamadan hızla torbayı elinden kaptı ve  20 doları tezgaha öylece koyup hızlı bir şekil de binayı terk etmek için yürüyordu ki bir bedene çarpttı ve sinirle konuştu;

- Dikkat etsene be !

Asıl sen dikkat etsene! Lanet şapkayı ağzına kadar indirmesen bana çarpmazdın !

Lucy sinirli bir şekil de kafasını kaldırdı ve karşısında ki bu iri , kaslı erkeğin gözlerine öfke kusan bakışlar attı. Jason 'da aynı sinirli bakışlarla ona baktı ki kavga çıkmasından ödü kopan ödlek kasiyer kız bu bakîşmaların devam etmesini engelledi;

- N-ne arzu edersiniz b-bayım ?

Jason kısılan gözleriyle Lucy 'e bakmayı kesip kıza döndü ve cevap verdi;

- Bana büyük boy bir et burger ver.

- P-peki efendim. Mayonez?

- Koyma

- Tamam.

Lucy daha fazla orada kalmayıp binayı terk etti ve burgerini daha fazla soğumadan bir an önce yiyebilmek için Luna Park a doğru yola çıktı...

-

- Ne istiyorsun Amity ?

Amity karşısın da ki adama alaycı bir öfkeyle cevap verdi;

- Gebermen dışın da mı? Buraya hesap vermen için geldim !

- Neyden bahsettiğin hakkın da hiç bir fikrim yok ...

Adam bunu derken o kadar umursamazdı ki ... Amity daha da çileden çıktı;

- Seni âdi pi* ! Beni polise sen gammazladın biliyorum ! Senin yüzünden Arkham denen bo* tan yer de süründüm !

- Seni ben gammazlamadım Amity ! Ayrıca ağzını da topla ! Ben hâlâ senin babanım!

Jay;

- Baba mı ?

Amity;

- Hah ! Benim bir babam yok ! Sen sadece kan bağıyla bulaşan bir hastalıktan ibaretsin !

Genç kız bunu söylerken sesi ağlamaklı çıkmıştı ki bunların ardından salonu terk etmişti.

Jay ;

- Ams !

Diye seslenip Amity 'nin arkasından gitmeye başlamıştı...

-

- Ams! Hey ! Ya kızım bi dursana be !

Amity ve Jay binadan çıkmış Gotham nehrinin kıyısına gelmişlerdi. Amity ayağının önünde ki taşa bir tekme atarken beraberinde de bir lanet savurmuştu ;

- Lanet olası yaşlı domuz ! Umarım mezarın da seni sıçanlar kemirir ve cehennem de şeytanlar seni bir an olsun rahat bırakmaz !

Jay öfke kusan kız arkadaşını bileğinden yakalayıp konuştu;

- Hop hop hop sakin ol kaplan.  Şimdi sana ne yapacağımızı söylüyorum. Öncelikle en yakın yerden kahve aşırıyoruz çünkü senin yaptıkların kesinlikle berbat. Sonra da bir çatıya oturuyoruz ve sen bana her şeyi açıklıyorsun. Eğer bu dedikleri mi reddetmeye kalkarsan Tanrı şahidim olsun ki Amity Monroe seni burada saçlarından kavrayıp o bir işime yaramayan beynin kanayana kadar yerden yere vurur ardından da şu lanet olası dereye atar sonra da üstüne el bombaları atarım ! Şimdi hangi seçeneği seçiyorsun ? 3 saniyen var.

Jay bunları sıraladıktan sonra kollarını kavuşturmuş ve sağ ayağıyla ritim tutmaya başlamıştı. Amity çaresizce iç çekip konuştu;

- Latte mi olsun mocha mı ? Jay;

- Hadi gidelim o zaman .

Dedi ve kollarını birbirlerinin omzuna atıp bir çift sevgiliden çok kanka edasıyla yürümeye başladılar...


{BETER İKİZLER}Where stories live. Discover now