27 ; Yule Balosu

294 32 32
                                    

Turnuvanın başlaması birlikte bazı şeyleri de beraberinde getirmişti. Tüm şampiyonların başarıyla yumurtalarını aldıktan sonra sonraki turnuvaya geçmeden önce yule balosu, yani noel nalosu da gelip çatmıştı. Tüm Hogwarts kendisine eş arama çabasına girişmiş ve etrafta dört dönüyordu. Balo sadece eş aramakla da bitmiyordu, baloya özel kıyafet ve dans becerisi de istiyordu. Hogwarts'taki diğer öğrencilerin aksine Baekhyun ve Kai bu konuda çok şanslılardı. Eşlerini çoktan bulmuşlar, geriye sadece baloda ne giyeceklerine karar vermeleri gerekiyordu. Bunun için de Kai ve Baekhyun Snape'in iksir dersinden sonra yurtta buluşmaya karar verdiler çünkü bunun hakkında biraz kafa patlatacaklardı. Fakat, bunun yanı sıra Baekhyun, turnuva gününden beri Slytherinli ile aralarında geçen konuşmadan sonra kendini günlerdir odasına kapatmıştı. Dersleri ekiyor, Kai'nin antremanlarını izlemeye gelmiyor, hatta Quiddicth maçlarında bile Kai için tezahürat etmiyordu. Üstelik Kai, onun ne derdi olduğunu da anlamıyordu. Sehun ile daha çok vakit geçirdiği için kendine alındığı fikri onun bu hallerine bir anlam yüklese de bunu ona sormadan bir varsayımda bulunmak istemiyordu. Açıkçası Kai'nin onunla bu konu hakkında konuşmaya da pek cesareti yoktu. Geçen sefer onunla bu konu hakkında konuşmak için fırsat bulsa da Sehun'u içtenlikle sevdiği gerçeğini bir kez daha dillendirmek istemiyordu. Ama konu onunla vakit geçirmeye geldiğinde o çekingenliği adeta uçup gidiyordu. Sanki aralarında adı konulmayan bir ilişki ve bunu sorun etmeyen iki kişi vardı. Fakat bu ilişkiye bir ad koyma isteği Kai'nin kalbinde çoktan filizlenip olgun bir ağaç olma yolundaydı bile.

Kai, iksir dersinden yurda vardığında tam parolayı söyleyecekti ki şişman kadın onu durdurdu. Kai, işte şimdi bittiğini düşünmüştü, uzun zamandır ya başka arkasında yurda giriyordu ya da cübbesinin şapkası başında oluyordu fakat bu gün dalgınlıktan bunların hepsini unutmuştu ki şişman kadın onu fark etti. Bu dalgınlığının en büyük sebebi ise Sehun'du.

"Sen Kai misin?"

Kai'den çıt çıkmadı.

"Sana diyorum, sen Kai misin? Günlerdir gelip geçen öğrencilere sorup duruyorum ve..." şişman kadın elini çenesine görüp düşünür gibi yaptı, "...ve senin gibi bir simayı ilk kez görüyorum."

Kai stresten dudaklarını ısırıyor ve bir bahane üretmeye çalışıyordu. Şişman kadın ise hiç olmadığı kadar ciddi duruyordu. Kai, bundan tırstı.

"Yooo...Şey, üzerindeki elbisenin daha önce sana ne kadar yakıştığını söyleyen olmuş muydu? Pembe kesinlikle senin rengin. Belki, baloda senden birkaç tavsiye alabilirim, tabi eğer sen de istersen. Çünkü...ıııı..." Kai dilinin ucundaki kelimeyi bir türlü bulamadı ve duraklamasına neden oldu, "...bu şey gibi...Neredeyse Kafasız Nick'e beyazın ne kadar yakıştığı gibi."

Bir anda ölüm sessizliği oluştu. İkisi birbirinde kitlenmiş ve söyleyecek bir kelime bulamıyorlardı. Kai, açıklama gereği duydu.

"Hani o bir hayalet ya ve hayaletler görünmezdir falan filan...AH, her neyse, bu aptala baloda ne giyeceğine dair tavsiye verecek misin?"

Kai, en sonunda derin bir nefes bıraktı. Pür dikkat şişman kadını izliyordu. Şişman kadın minik bir tebessüm sundu. Bu, herşeyin yolunda gittiğine dair bir işaretti.

"Senin kim olduğunu ve o gece neler olduğunu ikimiz de biliyoruz tatlım. O duygu nasıldır bilirim. Zamanında benim peşimden az tablo koşmadı. Mesela şu karşı duvardaki Napolyon otoportresini görüyor musun? İşte o, geçen sefer bana evlenme teklifi eden tabloydu. Hah, gövdesi, bacakları ve kolları olmayan bir adamı ne yapayım?!" 

Şişman kadın bir süre hayal alemine daldıktan sonra hipnozdan çıkmışçasına Kai'ye tekrardan döndü. "Yani demem o ki sırrın benimle güvenme. Tatlı çocuksun, sevdim seni ve evet tatlım, bir ara müsait olduğunda gel sana birkaç tavsiye vereyim."

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Aug 03, 2021 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

chamber of secrets [ sekai + chanbaek] Donde viven las historias. Descúbrelo ahora