33.bölüm:Sarayda Davetsiz Misafir

151 3 0
                                    

Sarayda Davetsiz Misafir


Taşlık da valide sultan dairesi gibi hareketlenmişti. Sarayın önüne bir at arabası durmuştu. Bu hususi bir arabaydı fakat içinde kim olduğuna dair kimsenin bilgisi yoktu. Sümbül ağa;
"Nigar saraya hanedandan biri gelecek miydi? Valide sultan belki sana söylemiştir. Bizim mâlumatımız yok."

"Vallahi ağam benim de mâlumatım yok."

Herkes arabadan tarafa baktı. Sümbül ağa arabadan inen adamı tanımıştı.
"Bu Ferhat Paşa!"

Ardından Beyhan Sultan belirdi. Cariyenin yardımıyla arabadan indi. Gül ağa kimin geldiğini görmeden haber vermeye gitmişti. Şah sultan ise kumaş seçimini yapmıştı. Elini gezdirdiği açık kırmızı, ipek kumaşı seçmişti.
"Bunu istiyorum."

Mahidevran gülümseyerek
"Güzel tercih sultanım." dedi.

Kapı açıldı,
"Sümbül Ağa geldi sultanım.

Valide sultan gelsin anlamında başını salladı
"Ne oldu Sümbül Ağa? Nedir bu telaşın?"

"Sultanım sarayın önüne yabancı bir araba durmuş. Sizin haberiniz var mıydı?

"Hayır yok. Kimmiş öğrenin."
Kumaş muhabbeti unutulmuş herkes kimin geldiğini merak ediyordu.
Sümbül ağa tam çıkacakken Beyhan sultanla karşılaştı.

Valide sutlan şaşkınlıkla ve sevinçle
"Beyhan! Kızım, hoş geldin." dedi.
Sarıldılar sonra da diğerleriyle sarıldı.
"Keske geleceğini haber verseydin. Çocukları da getirmemişsin."

"Ani oldu." geçiştirmeye çalışıyordu.
"Hatice'nin nişanına da yetişemedim. Tebrik ederim kardeşim." Hatice'yi sonra Şah'ı tebrik etti.

Tebrik faslı bitince sohbete başladılar. Beyhan sultanın valide sultanla konuşması gereken önemli bir konu vardı. Fakat diğerlerinin yanında konuşmak istemiyordu. Hürrem de gelince oda iyice kalabalıklaştı. Beyhan sultanla tanıştılar.

Diğerleri gittikten sonra Beyhan sultan yalnız kalmak istediklerini söyleyip cariyeleri çıkardı.
Hafsa sultan;
"Ne oluyor Beyhan? Geldiğinden beri hâlin bir garip zaten."

"Siz de benim bir annem sayılırsınız, ben de sizin kızınız. O yüzden sizden yardım istiyorum."

"Elbette öyle. Ne yapmamı istiyorsun peki?"

"Validem, zevcim Ferhat Paşa bir yanlıştır yapmış lakin çok pişman."

"Anlamıyorum ne yanlışı?"

"Şeytana uymuş halka kötü davranmış. Düşmanları da bunları bire bir katarak anlatmış. Ne olur konuşun hünkârımızla. Bir yanlıştır yapmış cezası ölüm olmasın.

"Sakin ol. Süleyman'la konuşurum konuşmasına ama ne karar verir bilemem."

"Canını bağışlasın diye gerekirse yalvarırım. O çocuklarımın babası. Ne ceza verirse razıyım canını bağışlasın."

"Bir şekilde ikna etmeye çalışırım. Habersiz geldin diye kızmıştır git gönlünü al."

Beyhan sultan manevi annesine minnettar bir şekilde gülümseyip has odaya gitti. Nöbetçiler Süleyman'ın olmadığını söylemişti. Beyhan sultan koridorda Şehzade Mustafa'ya rastladı. Mustafa Beyhan halasını pek hatırlamasa da adını biliyordu.
"Beyhan hala!"

"Mustafa'm! Ne kadar da büyümüşsün."
Mustafa'yla kalmak istiyordu fakat gitmesi gerekti.
"Baban nerde bahçede mi?"

"Evet bahçede."

KAYBEDEN SULTANLAR: Mahidevran SultanWhere stories live. Discover now