9-Bunların hiçbiri olsun istemezdim.

164 20 3
                                    

"Sen kimsin bir fikrim yok fakat bizi öldürünce elinize ne geçecek ?"dedim.

"Sizin gibi bir beladan kurtuluruz ayrıca benim kim olduğum seni hiç ilgilendirmez."dedi sinirli bir şekilde.

"Sakin ol Anya.Onlara bir şey yapmayacağız.Roan'a gidecekler.Ama önce şu ilacı ver."

Dedi Lincoln ve Anya denen kadın cebinden bir şey çıkarıp Lincoln ile Gustus'a verdi.Bize doğru yaklaşmaya başladıklarında içinde ne olduğunu bilmediğim ilacı bize doğru uzattılar.

"Onu içmeyeceğiz."dedi Lexa ve ayağa kalktı.

"Evet."diyerek onu onayladığımda Anya beni sıkıca tuttu.Lexa onu engelleyecekti ki onu da Gustus tuttu ve Lincoln zorla bize o boktan hapı içirmeye başladı.

— —

Birinin"UYANIN !"diye bağırmasıyla gözlerimi açtım.Yüzüme çok fazla güneş vuruyordu.

Ellerimin ve kollarımın bağlı olduğunu hareket edemediğimde ve Lexa'ya bakmamla anlamıştım.O da benimle aynı durumdaydı.

"Siz de kimsiniz ?"dedi iri yapılı adam.Lexa'ya doğru döndüm.Başını olumsuz anlamda salladı.

"Konuşun."dedi.Fakat ikimiz de bir şey söylemiyorduk.Korkuyordum.Hem annemi merak ediyor hem de başımıza ne geleceğini bilmiyordum.

Bir anda kılıcını çıkardı ve tam göğsüme götürdü.Lexa anında bağırdı.

"Bırak onu."

"Kes sesini !"dedi ve bana bakmaya devam etti.Lexa'nın çırpındığını seslerden anlayabiliyordum fakat adamlardan birinin onun karnına sertçe vurduğunu gördüm.

"Ona bir şey yapma.Ne istiyorsun ?"

"Güzel.Anlaşacağımız dilden konuşuyorsun.Kimsiniz ? Oraya nasıl geldiniz ? Neden yasaklı bölgedeydiniz ?"dedi göğsümdeki kılıcı indirerek.

"Clarke Griffin.Nasıl geldik biz de tam olarak bilmiyoruz.Bir anda kendimizi o küçük gölde bulduk."

"Bir dakika Griffin mi dedin ?"

"Evet."Bana yaklaşıp ellerimi hemen çözmeye başladı.Neler olduğunu anlayamazken ayağa kalktım ve hızlıca Lexa'yı çözdüm.

"İyi misin ?"dedim elimi karnına götürerek.

Elini elimin üstüne götürdü
"Son zamanlarda en çok bu soruyu soruyoruz birbirimize ama iyiyim merak etme."dedi ve elimi karnından yavaşça çekti.

"Bunların hiçbiri olsun istemezdim."

"Biliyorum Clarke.Yapacak bir şeyimiz yok."

Dediğinde derin bir nefes alıp verdim.

"Kızım."B-bu ses..Annemin sesiydi.Hızlıca arkama döndüm.Uzun zamandır aradığım deli gibi merak ettiğim hayatımın her anında yanında olan annem..O an ki yorgunluğumu unutmuştum.Sanki zincirlerimi kırmışçasına ona doğru koştum ve sıkıca sarıldım.Tabi aynı zamanda gözümden akan yaşlara da engel olamamıştım.Şu an ona sarılabiliyor, hissedebiliyordum.

"Annem.."Saçlarımın arasında ellerini gezdirdi.Bir süre sustuktan sonra yavaşça benden ayrıldı.

"S-siz nasıl buraya geldiniz ? Bu kadın da kim ?"

"Bir geçitin içine girdik.Tam olarak ben de hatırlamıyorum."Lexa'ya baktım huzursuz gözüküyordu ama hafifçe ona gülümsedim.

"Lexa.Beni kurtardı."

"Kızımın hayatını kurtardın.Teşekkür ederim."dedi ve Lexa ile el sıkıştılar.

Bir anda Roan konuştu.

"Hemen Lexa ile Clarke'a bir oda hazırlayın.Onlar benim misafirlerim."

"Anlaşıldı komutanım."dediler ve hazırlamaya gittiler.

"Neler oluyor anne ?"diyebildim.Anlamsızca anneme bakarken,

"Hazırlanan odaya geçelim konuşuruz."dedi.

— —

Hep birlikte odadan içeri girdik.Tüm şehri gören manzaralı bir odaydı.Şehir dediğim de eski eski evlerden oluşan küçük bir yerdi.Hala ne olduğunu deli gibi merak ederken annem elimi tutup beni kendine çevirdi.

Bu sırada Lexa çoktan koltuğa oturmuştu.

"Her şeyi baştan sona anlatacağım.Benim de cevabını bilmediğim şeyler var.Her şey olduğundan çok daha karmaşık."

Ellerimi biraz daha sıkı tuttu ve derin bir nefes alıp verdi.

"Duyacaklarına hazır mısın ?"

I Want YouWhere stories live. Discover now