11. Bölüm Anı...

219 15 2
                                    

Medya: Cafe de çalan şarkı

"Bana cafe de olan bir anını anlatır mısın?"

"Tabiki birsürü anım var ama ben sana en sevdiğim anıyı anlatacağım."

"Çok merak ettim şu ana kadar kimse bana eskiden yaşadıklarını anlatmadılar bütün ilklerim'i seninle birlikte yaşıyorum"

"O zaman beni dikkatli dinle güzellik çünkü bu anıyı fazla kişi bilmez sadece belirli ve benim için değerli olan kişilere anlatırım. Ve sende onlardan birisin."

"O zaman şanslıyım öyle mi?"

"Benim kardeşim olduğuna göre evet şanslı insanlardan birisin" diyip göz kırptım Rüya'nın güldüğünü ne kadar görmesemde hissedebiliyordum.

Bende gülüp anlatmaya başladım...

🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣

TARİH 22/04/2015

Sabah Kaan'ın başımdan aşağı buz gibi su dökmesiyle yeni bir güne başlamıştım.

Ve evet yine bir doğum günü sabahı tabiki yedi senedir, yani Rüyanın kaybolduğu zamandan beri  ne yapıyorsam onu yapacaktım; kutlamayacaktım.  Bezgin bi şekilde kalkıp lavaboya girdim. Rutin halindeki işlerimi halledip aşağıya inmiştim.

Cafe de işler çok yoğun olduğu için birkaç gündür çok erken gidiyor, kahvaltı bile yapmaya fırsat bulamıyordum. Mutfağa gidip Herzaman yaptığım gibi annemin yanağına tüy kadar yumuşak bi öpücük bırakıp oturmuştum.

-Günaydın oğlum yine gülme eylemini unuttun galiba çok ciddisin.

Annemin dediğiyle gerçekten çok ciddi olduğumu  fark edip yüz hatlarını biraz serbest bıraktım ama hala gülmemeye devam ediyordum. Gülemiyordum işte zorlamasanız mı?

-Anlaşılan bu doğum günüde diğer günlerden farklı geçmeyecek, hiç olmazsa ailecek bişeyler yapalım ne dersin?

Babamın söylediği aslında güzel bir şeydi ama doğum günüm olduğu zaman yaşam hevesim içime kaçıyor,hiçbir şey yapasım gelmiyor,sadece uyumak istiyordum.

Bazen acaba neden doğdum dediğim bile oluyordu. Bugün on dokuzuncu yaşıma girecektim. Neredeyse ailedeki bütün yük babamdan sonra bendeydi.

Şimdiden şirket işleriyle ilgilenmeye başlamış,aynı zamanda okulumu bitirmeye çalışıyordum. Ha birde cafe işi vardı. Okula gitmediğim günler sabahtan cafe ye gidip akşam 21:00-22:00 dan aşağı eve gelemiyordum.

Bunu ben istemiştim. Yaşamın ne kadar zor olduğunu sadece tahmin etmek değil;yaşamak görmek benim tercihimdi. Asla pişman değildim. Eğer şu anda öğrenmesem daha sonrasında işlerim çok daha zor olacaktı.

On beş yaşımdan beri yani beş senedir falan Blue -Pink cafe de çalışıyordum. Gerçekten kısmını andıran bir dekarasyonu vardı. Bütun her yeri mavi ve pembeden oluşuyor bu da ister istemez hoşluk katıyordu. Orda kendi kafama göre arkadaşlar edinmiştim. Hepsiyle ayrı ayrı vakit geçiriyor,onları kardeşlerimden ayırt etmiyordum.

Kafa dağıtmamı en iyi onlar sağlıyordu. Bazen cafe kapansa bile gece yarısına kadar oturup sohbet ettiğimiz bir şeyler yediğimiz oluyor.

Kahvaltımı yapasıya kadar kimseyle iletişime geçmeden o güzel anılarımı düşündüm. Daha sonrasında zaten evdekilerle vedalaşıp kulaklığımı takıp bi tane şarkı açtım,cafeye doğru yürümeye başladım.

Elbette arabayla gidebilirdim ama yürümek daha cazip geliyordu. Temiz havayı içime çeke çeke cafeye gidiyor, gece ise Deniz taraflarından yürüyüp Deniz havasını soluyordum.

Bu benim yaptığım en iyi aktivitelerden birisiydi. Mutlu oluyordum. Her sabah ayrı yolarda gidip soğuğu hissetmek herkesin hoşuna giden bir şey değildi ama tuhaf bi şekilde soğuk havayı seviyordum. Bence bu sadece duygularını içinde yaşayan insanlara mahsus bir duygu olabilir.

Hele ki yağmurlu havalarda yürümek en güzel şeylerden birisiydi. Şu anda da yağmur yağıyordu ama tadına vara vara gidiyordum. Yağmurdan kaçanları anlamıyor,ben onlara tuhaf tuhaf bakıyordum,onlar da bana aynı şekilde bakıyordu. Kesinlikle ayrı dünyaların insanı olabilirdik.

Yağmur bu dünyadaki herşeyden çok daha iyiydi. İnsanlar birbirine zarar verirken kaçmıyorlardı ama yağmur kimseye zarar vermezken ondan kaçıyorlardı,çünkü ıslanıyorlardı.

Benim de dünyam buydu. Doğa, yağmur,soğuk ,yalnızlık seviyordum. Ne istiyorsan deseler her gün her dakika yalnız kalıp yağmurda yürümek isterdim. En az bir saat yürüdükten sonra cafeye varmıştım. İçeriye girer girmez Milan ve Masal bana aynı anda göz devşirmişti. Annem ve babam iki!

-Birgün hasta olacaksın. Hergün yağmurda yürüyorsun ve asla umrunda bile değil.

Bu seferde Masalın dediğine ben göz devirmiştim. Ben anlatmaktan yorulmuştum,o inatla beni anlamamaktan yorulmamıstı.

-Bence en güzelini yapıyor. Yağmurda yürümek huzur verir. Sessiz sakin kulaklığı takıcaksın,öylesine gidebildiğin yere kadar yürüyeceksin. Hem yağmurdan kaçmak bana göre büyük bir haksızlık. Zararlı insanlardan kaçamıyorken zarar vermeyen bir yağmurdan kim kaçmak ister ki? Şahsen ben istemem.

Sonunda bana katılan birisi vardı! Nihal'in yanına gidip elimi omzuna atmıştım.

-Katılıyorum. Nihal çok güzel konuştu benim bir şey dememe gerek kalmadı. Sonunda ya!

Herkes gülüşürken gün başlamıştı, ordan oraya koşuşturuyorduk. Saat akşam 21:00'u gösterdiği zaman kendimi koltuklardan birine atıp telefonuma bakmaya başlamıştım.

Diğerleri nereye kaybolmuştu hiç bilmiyordum. Ama işler bittikten sonra ortadan kaybolmuşlardı. Bunu düşünürken bi anda ışıklar kapandı ve müzik sesi duyuldu. Ardından gelen ışık, görünen arkadaşlarım ve ailem.

İstememe rağmen küçük bir kutlama yapmışlardı. Aslında hoşuma gitmişti, mutlu olmuştum. Gülümseyip önüme konulan pastayı ilk önce dilek tutup üfledim. Daha sonra herkese teker teker sarılıp teşekkür etmiştim.

Her ne kadar büyürsem büyüyeyim hediyelere bayılmayan asla vazgeçmeyecektim. Birsürü güzel hediye vardı.

Arkadaşlarım ve ailem bir kez daha beni asla yalnız bırakmamış ve gülmemi sağlamışlardı. Onlara minnettardım..

ŞİMDİKİ ZAMAN

Son cümlemi de bitirdiğim zaman tam zamanında elektrikler gelmiş ve dönme dolap hareket etmişti.

-Çok güzelmiş. Ailenin, arkadaşlarının yanında olması,istemesen bile seni mutlu etmeleri çok hoş. Çok beğendim, ara sıra böyle şeyler anlatır mısın?

-Tabiki. Sen iste yeter ki, istediğin zaman anlatabilirim.

On üç yaşımdan sonra doğum günlerim hep eksik geçmişti ama bu sene kardeşim de yanımdaydı ve gerçekten tamamlanmış ve gerçek anlamda yaşadığımı hissediyordum.

🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣🐣 🐣🐣

🐣Tekrardan Selaaam bu sefer sizi fazla bekletmeden diğer bölümü attıktan hemen sonra atmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Şatır arası yorumlarınızı eksik etmeyin özellikle bu bölüm için yorumlarınızı çok merak ediyorum. Sizleri çook seviyorum bir diğe bölümde görüşmek üzere kendinize çoook iyi bakın 🐣

Yayımlama tarihi 12/07/2021

💎825 kelime💎

Gerçek HayatımWhere stories live. Discover now