13. Bölüm

3K 133 32
                                    

Biraz dinlenmek için çıktığım odamdan, yaklaşık olarak bir saat uykuyla ayrılıyordum. Merdivenlerden inerken saçımı dağıldıkları için ensemde topladım.

Salona girdiğimde Ela, Zehra ve Murat'ın muhabbet ettiğini gördüm. Murat'a hitaben sorduğum soruyla bakışlar bana döndü. "Millet nerde?"

Murat oturduğu koltuktan klimanın ayarlarıyla oynarken beni yanıtsız bırakmadı. "Çağan, Enes , Berk aşağı katta buldukları oyun odasındalar. Serenay ve Danla'da senden sonra odalarına çekildiler. Aktan'da mutfakta akşam için yemek yapıyor."

Murat'ı dinledikten sonra salonda oturmak istemediğim için mutfağa yöneldim. Solondan ayrılırken, Murat'a teşşekkür etmeyi ihtimal etmedim. Mutfak kapısından içeri girer girmez Aktan'ı omzuna attığı, küçük mutfak havlusuyla tezgahın önünde sebzeleri keserken gördüm.

Minik adımlarla ona yaklaşırken, geldiğimi hissetmiş gibi omzunun üstünden bir bakış attı. Gelenin ben olduğunu görünce bıçaği bırakıp bana döndü. "Yardıma mı geldin?"

Kaşlarını kaldırarak sorduğu soruyla bende aynı tepkiyi ona gösterdim. "Ben mi? Yardım mı? Ben ve yardım mı? Hemde mutfak konusunda? "

Dehşet içinde sorduğum sorulardan sonra Aktan ufak bir kahkaha attı. "Kendine haksızlık ediyorsun çok güzel kısır yapıyorsun. Ve tabiki tost."
Gülerek söyledikleriyle alaycı bir şekilde gülüp, gözlerimi devirdim.

"Komik insan." Yanına yaklaşıp, tezgaha yüzüm ona dönecek şekilde yaslandım ve konuşmama devam ettim. "Ayrıca kısır yapmakla iş çözülseydi aşçı olurdum."

Aktan söylediklerimle omuzunu silkti ve sebzelerini kesmeye devam etti. "Ben öğretirim sana."

Omuzlarımı havaya kaldırıp, indirdim. "Annen gibi izleme taraftarıyım." Aktan söylediklerimle kafasını olumsuz anlamda salladı, kestiği sebzeleri tenceredeki soğanların içine ekledi. En alttaki çekmecelerden birini açtıktan sonra eline aldığı mutfak önlüğüyle bana doğru geldi.

O yaklaşıktıkça yaslandığım tezgahtan doğruldum. Elindeki mutfak önlüğünü açıp, bir adım daha attı ve hemen sonra boynumdan geçirdi önlüğü. Benden uzaklaşmadan önce gözlerimin içine bakaran gülümsedi, parmağının ucuyla burnuma hafifçe vurup buz dolabına yürüdü. "O önlüğü bağlıyorsunuz Afitap Hanım ve bundan sonra her mutfağa girişimde bana yardım ediyorsunuz. Bugünlük sizi çok yormayacağım, salata yapmak senden."

Aktan buz dolabından aldığı salata malzemelerini tezgaha bırakıp, tencerenin içine attığı sebzeleri karıştırdı. Bende o sırada ani yakınlaşmasını üzerimden atmakla meşguldüm. En iyisinin dediğini yapmak olduğuna karar verince, önlüğümü bağladıktan hemen sonra Aktan'ın çıkardığı salata malzemelerini yıkamaya başladım.

"Ne yemeği yapıyorsun?" Aktan soruma cevap verirken, bir yandan da kesme tahtasına koyduğu tavuk etini dilimliyordu. "Tavuk sote, pilav, hava sıcak olduğu içinde yanında cacık yapacağım." Söyledikleriyle kafamı salladıktan sonra tezgahın üstünde yıkanmış olan diğer kesme tahtasını alıp, domatesleri küçük küçük kesmekle başladım. O sırada Aktan'ın sesini tekrardan duydum.

"Ve tabiki senin yaptığın salata var." Benim yaptığım salatayı unutmamasiyla gözlerimi devirerek güldüm. "Sağ ol ya benim yaptığımı alt yazı geçmen çok iyi oldu. Rica ediyorum bunu yemek yemek için masaya oturmadan öncede yap."

Aktan dediklerimle güldükten sonra elindeki bıçakla kestiğim domatesleri gösterdi. "Biraz daha küçük kes salata yapıyorsun." Seslice oflayıp, kestiğim domatesleri savunmaya geçtim. "Aktan bilmem farkında mısın ama mutfak konusunda gerçekten kötüyüm. Ayrıca kısırı sürekli yaptığım için alışkanlık oldu ve aşırı pratik bir atıştırmalık. Hem benim kestiğim domateslere kurban ol sen."

AFİTAPWhere stories live. Discover now