seven

2.5K 278 683
                                    

Sunghoon

"Seninle biraz konuşabilir miyim?" benim boylarımda bir çocuk gülümseyerek sorduğunda olduğum duraksadım. Sanırım yaşıt değildik çünkü onikinci sınıf öğrencilerinin hepsini tanıyordum.

"Olur. Ne konuşmak istiyordun?" rahatsız edici bir gülümsemesi beni ürpertmişti ama yine de ona gülümsedim.

"Aslında seninle geçen gün kantinde konuşacaktım ama dışarı çıktın. Peşinden geldiğimdeyse yanında Jake vardı."

Sebebini anlamasam da bu çocuğun ifadeleri gercekten rahatsız ediciydi. Jake'in ismini kullanırken yüzü çok değişik bir hal almıştı.

"Neyse. Ben Jang Youngnam ve senden gerçekten hoşlanıyorum. Bir şansım var mı diye sormak istedim." tekrar gülümseye başladığında düz bir ifadeyle onu izliyordum.

"Üzgünüm, Youngnam. Bir şansın olduğunu düşünmüyorum." samimiyyetden uzak bir gülümseme kondurdum suratıma. Yürümeye devam etmek istemiştim ama kolumu sertçe kavradı. Bakışları ilk başlardaki gibi sevimli değildi.

"Neden? Bence bana bir şans tanımaktan pişman olmazsın."

Kolumu kurtarmaya çalışırken hiç beklemediğim birisi yardımıma geldi. Nishimura Riki, kolumu kurtardı ve çocuğa benden uzak durmasıyla ilgili bir kaç şey söyledi. Kendimi koruyabilirdim. Bunu gerçekten yapabilirdim ama o an donmuş gibiydim. Riki ile beraber sınıfa yürürken acımış olan bileğimi ovuşturuyordum. Sanırım moraracaktı. Mıknatıs gibi tüm manyakları üzerime çekmeyi acilen bırakmam lazımdı.

"Teşekkür ederim, Riki" gülümsedim. Riki bu okulda benimle en çok uğraşan kişi olabilirdi ama yine de bana yardım etmişti. "Bu yardımın sayesinde ilk gün kafama yumurta attığını ve bana boya dolu balonlarla saldırdını unutmuş oldum." gülerek koluma sert olmayan yumruğunu geçirdi. Ben de güldüm.

"Ne teşekkürü ya! Biz artık aile sayılırız." Riki bunu dediğinde duygulandığım için ağlamak üzereydim fakat o cümlelerine devam etti. "Sunoo'yu bana ayarlarsın olur biter." heyecanla suratıma bakan suratına karsılık göz devirdim ve ondan daha hızlı yürümeye başlayarak sınıf kapısının önüne geldim. "Rüyanda görürsün" dedim sınıfa girmeden hemen önce.

"Bugün çok neşeli görünüyorsun"

Sıraya oturduduğumda Jungwon gülümseyerek konuştu. Sanki dün gece deli gibi ağlamamış, çimlerin üzerinde uyuyukalmamış gibi mutluydum. Jeno konusunda çok daha rahat hissediyordum ve bu bana tarifsiz bir mutluluk veriyordu. Kendime engel olmadım ve Jungwon'un gülümsediği için oldukça şirin gözüken yanaklarını sıkıştırdım.

"Gece huzurlu bir uyku çektim."

Yanaklarını sıkmayı bıraktığımda cok sevindiğiyle ilgili bir şeyler söylendi.

"Günaydın, Sunghoon"

Bir kaç gündür kaçıp durduğum Jake, sinir bozucu bir gülümsemeyle yanımdan geçtiğinde tuhaf hissetmiştim. Hiç bir şey olmamış gibi selamlamıştı beni. Belirli bir noktarada takılı kalmış bakışlarım, sınıftaki çocuklardan birisinin şaşkınlıkla bağırmasıyla kapıya döndü.

"Bay Kim gelmiş!"

Yanlış hatırlamıyorsam Bay Kim dedikleri kişi tarih öğretmeni olamlıydı. Bu okula geldiğimden beri bir kez bile suratını görmemiştim. Jungwon'un dediğine göre nadiren okula gelirmiş. Dersi her zaman Heeseung anlatırdı. Evet, Jake'in arkadaşı olan Heeseung. Yetmişlerinde gözüken yaşlı bir adam sınıfa girdiğinde tüm öğrenciler saygı göstergesi olarak ayağa kalkmıştı. Adam sınıfı inceleyip elindeki cetvel benzeri şeyle beni gösterdi.

crush culture' jakehoonWhere stories live. Discover now