Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sandalyene yaslanıp kollarını uzattın.
"Hafta sonu ödev veren aptal öğretmen.." Nefesinin altından homurdandın, teneffüste okulda çalışmak zorunda olduğun için sinirlendin.
Oturduğun yerden kalkıp odandan çıkıp mutfağa doğru ilerledin.
"Oh anne, ne yapıyorsun?" Oturma odasına vardığında anneni bir kutunun içinde kazarken görmek istedin.
"Ah, bağış yapmak için bir şeyler topluyorum, biraz buralarda olacağım. Acıktıysan buzdolabında yemek var." diye cevap verdi, çantasına bir şeyler doldurup ayağa kalktı.
"Tamaam~" diye mırıldandın, dolaptan bir bardak alıp içine biraz su doldurdun.
Kapıya doğru ilerleyip ayakkabılarını giyerken gözlerin onu takip etti.
"Geri döneceğim!"
"Dikkatli ol!" Ona söyledin.
Kapı kapandı, seni evde tek başına bıraktı. Önünüzdeki duvara bakarak suyunuzdan son yudumu alıp lavaboya koydunuz.
"Şimdi ne yapacağım.." içini çektin, ayaklarını atıştırmalık dolabına sürükleyip açtın.
Gözlerin raflarda gezinerek şu anda ilgini çekebilecek herhangi bir atıştırmalık arıyordu.
Sen bir şeyler atıştırmakla meşgulken, kapı gıcırdayarak açıldı ve sana birinin evde olduğunu haber verdi.
Kafanı dolaptan çıkardın ve kollarını Kazutora'ya dolamış Baji'yi görmek için salona doğru yürüdün. İkisi de yenilmiş görünüyordu.
"Aman Tanrım, ne oldu??" nefesini tuttun, çabucak koştun ve kanepeye doğru yürümelerine yardım ettin.
Yüzleri dövülmüş ve kanamıştı, Kazutora daha çok baji ile dövülmüştü.
"Y/n.. biz eve dönerken biri üzerimize atlamaya karar verdi." Baji, rahatsız olduğunu açıkça belli ederek, başını kanepeye yaslayarak açıkladı.
İki çocuğa kaşların çatıldı. Kanepenin yanındaki çekmeceden iki mendil alıp iki çocuğun yüzüne yerleştirdin.
