12

5.1K 79 4
                                    

Alarmın sesinin duyduğum da anında gözlerimi açtım. Bugün özgürlüğümün günüydü ve tek bir hata olsun dahi istemiyordum. Risk almamak için planı Kıvanç'la beraber yaptık ve o da benimle gelecekti. Saate baktığım da 07:48 olduğunu gördüm bu aralar uyandığım en erken saat olabilirdi.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra odadan çıktım. Kıvanç'ın odasına ona seslenerek ilerleyip kapısını açtım. Yatağın başına geldiğim de elimi koluna koyup sarsarak "Uyansana" diye bağırdım.

Anında elimden çekilip sırt üstü yatağa yatırıldığım da Kıvanç'ta ellerini iki yanıma koyarak dayayıp uzandı. Ağlıyordu. Şaşkınlıkla Kıvanç'a bakarak "İyi misin?" diye kısık sesimle sordum.

"Nasıl dayandın?" diye ağlamaklı sesiyle sorduğun da gözlerim dolmuştu. Gözünden akan yaş yüzüme damlayıp yanağımdan süzüldüğün de gözlerimi kaçırdım.

Vücudunun yarısını ağırlığını vermeden üstüme bırakıp başını omzuma gömdü. "Gördüğüm iki saniyelik görüntü aklımdan çıkmıyor. Sessizlik oluşuyor, kulağımda çığlıkların yankılanıyor" dediğin de kesik kesik nefesler almaya başlamıştım. Gözümden akmaya hazırlanan gözyaşları hızla elimin tersiyle sildim.

"Düşünmemeye çalış. Sevdiğin şeyi yap o an" diye fısıldar şekilde konuştuğum da başını omzumdan kaldırıp yüzüme baktı. Bir süre yüzümün her noktasın da gözleri gezdiğin de usulca eğilip dudaklarımızı birleştirdi.

Hiç bir acelemiz yokmuş gibi narince dudağımı öpüyor, eliyle aynı sakinlikte kolumu okşuyordu. İkimizin de gözyaşları araya katıldığın da tuzlu bir tatın etkisiyle yüzümü buruşturdum. Bu ikinci defa öpüşmemizdi. İlkin de hiç bir şekil de karşılık vermemiş ondan sonra bir daha hiç öpüşmemiştik. Ve o adım atmıştı.

Bir süre sonra dudaklarımızı ayırdığın da tekrar başını omzuma koyarak "Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun" diye fısıldadı.

"Her şeyin" diye sesini zar zor duyduğum da yan tarafımda ki elini yumruk yaparak yatak çarşafını yırtmak ister gibi sıkıyordu.

¤

Kıvanç'la birlikte depoya inmiş o lazım olan eşyaları ayarlarken bende sandalyeye oturup onu izliyordum. Hiç konuşmuyor ve suratıma dahi bakmıyordu.

"Delikanlı çocuksun öyle bir anı izleyip ağlaman gayet doğal" diye sessizliği bozduğum da anlık duraksasa da işine devam etti. "Karşımda ağladığın için utanıyor falan mısın? Yoksa beni öptüğün için mi utanıyorsun?" diye sorduğum da elinde ki eşyaları çantaya koyup bana baktı.

"Bir kaç saat sonra hayatından çıkacak bir kızı öptüğün için utanmamalısın bence sonuçta beni bir daha görmeyeceksin. Bana olan borçların da borç olmalarıyla kaldı ama sıkıntı yok." diye konuşurken elinde ki siyah eldivenleri çıkartarak bana doğru gelmeye başladı. "Aklında bulunsun diye söylüyorum gider ayak saçma sapan tavırlara girm-" diye konuşmama devam ediyordum ki beni yakamdan tutup kaldırarak duvara vurur şekil de dayamasıyla sustum.

Sırtımın duvara sert çarpmasıyla acıyla inleyip daha ne olduğunu sormadan dudaklarıma yapıştı. Şaşkınlıkla gözlerimi fal taşı gibu açıp baktığım da gözlerini yummuş tutkuyla öpüyordu. Üstümde ki askılığın askılığın omzumdan aşağıya indirip göğsümü ortaya çıkarttığın da göğüs ucumu parmaklarının arasına alarak döndürdü. Zevkle bende karşılık vermeye başladığım da depoyu ikimizin inilti sesleri doldurdu.

Bir kaç dakika sonra benden ayrıldığın da süzüp çantaya doğru ilerleyerek "Seni öptüğüm için utanacak değilim" diye konuştu. Kesik kesik nefeslerimle üstümü düzeltirken çantanın fermuarını kapatıp eline aldı.

KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin