20

3.4K 56 1
                                    

Odaya girdiğimiz de Kıvanç'a dönüp yüzümde ki ifadeyi değiştirerek, gülerek yatağı gösterdim. Oturup sırtını duvara yaslandığın da bende dolabın üstünden eşyaları indirdim. Çekmeceye koyduğum CD'leri ve mektubu da alıp masanın üstünden de diz üstü bilgisayarı aldım.

Kıvanç'ın yanına oturduğum da kaşıyla elimde ki mektubu işaret ederek "Onun yazdığı mektup mu?" diye sordu. Bilgisayarı yatağın üstüne koyup açtığım da "Hı hıı" dedim.

"Niye çöpe atmadın mı?" diye sorduğun da bakışlarımı Kıvanç'a çevirdim. "Merak ediyorum" diye ifadesiz şekilde konuşup doğruldum. Rahat edemediğimi hissettiğim de camın önünde ki küçük masayı önümüze getirip bilgisayarı masanın üstüne koydum.

Bir kaç saniye öylece ekrana bakıp Kıvanç'a döndüm. "Korkuyorum" diye fısıldar şekilde konuştuğum da masanın üstünde ki elimi tuttu. "Istemiyors-"

"İstiyorum" diye anında lafını bölüp elime aldığım üstünde '1 - Özgür' yazan CD'yi bilgisayara yerleştirdim. Derince nefes aldım. Hiç zor günlerim olmamış ve kaybettiğim bebeğin eski fotoğraflarına bakıyormuşum gibi düşündüm. Daha normal şartlar da anne olmuşum gibi düşünüp derin nefes aldım.

Ekran da beliren dosyayı açıp anında ellerimle gözlerimi kapattım. Başımı Kıvanç'a çevirdiğim de ekrana dona kalmış vaziyette bakıyordu. "Ne var? Ne oldu?" diye sorup parmaklarımı araladım.

"Çok güzel bir... Bebek" dediğin de elimi gözlerimden çekip ekrana baktım. İlk fotoğrafı açıp baktığım da sevinçten gözlerim dolmuştu. Küçücük gözleri, küçücük burnu, küçücük dudakları. Dudaklarını büzmüş, gözleri kapalı, küçücük ellerini yumruk yapıp sıkmıştı.

"Özgür" diye fısıldayıp elimi ekrana koydum. "Çok tatlı" dediğin de başımı olumlu anlam da salladım. İkinci fotoğrafı açıp baktığım da dolan gözyaşlarım usulca yanağımdan süzüldü. Küçük Defne ve Özgür. Kucağıma almışım etrafa gülücükler yayıyorum.

Ayağında ki kırmızı ayakkabıyı gösterip "Görüyor musun? O ayakkabıyı ben aldırmıştım, zorla" dedim.

"Ben kırmızı ayakkabı istiyorum" diyerek küçük Defne kollarını birbirine bağlayıp, dudaklarını büzmüştü. Münir elini küçük kızın omzuna koyup "Sana kırmızı alıcam" dedi.

Küçük Defne dudağını iyice büzerek omzunu havaya kaldırıp bıraktı. Kadının elinde ki bebeği gösterip "Ben ona da kırmızı ayakkabı istiyorum" dedi.

"Ama o erkek. Erkekler mavi giyer."

"Bana ne. Bana ne... Bana ne!!!" diye nazlanıp bağırdığın da adam elini kaldırıp susturdu. "Tamam ona da kırmızı alırız" diyerek sakinlikle konuşup yanağından öptü.

"O zamanlardan belliymiş kalıplara sığmayacağın" dediğin de gülümseyerek sonra ki tuşa bastım. Fotoğrafın aksine video gördüğüm de videoyu oynatıp, ekran da oynayan görüntüde ki küçüklüğüme mahçupca baktım. Masaya oturmuş önümde ki kağıda bir şeyler çiziyordum. "Odan da kamera mı vardı?" diye sorduğun da bakışlarımı ekrandan çekmeden "Bende şu an öğreniyorum" dedim.

Bir kaç saniye sonraa kadraja bir kadın Özgür'le birlikte girdiğin de yüzüm de buruk bir tebessüm oluştu. Geldiklerini fark edip yerimden kalkıp kadının etrafında el çırparak dönüyorum. Kıvanç'ta aynı benim gibi ekrana bakıyor, dikkatle izliyordu. "O kadın kim?" diye sordu.

"Hatırlamıyorum ki süt annelerinden bir tanesidir heralde. Hep süt annesi değişiyordu, kabul etmiyordu" diyerek Kıvanç'a baktım. O kadar güzel bakıyordu ki bu an hiç bozulmasın istedim.

KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin