KALBİN ÇILGINLIĞI (+18)

26

"Bulduğun her yere kıvrıl, yat" diye başımda biri söylendiğin de gözlerimi aralamaya çalıştım. Uykumun şu an en güzel en tatlı yerinde göz kapaklarım birkaç saniyelik açılıp, kapanmıştı. Mırıldanmaya başladığım da "Aynen aynen" diyerek bedenimi yattığım yerden havalandırdı.

Ellerimi omzuna atıp iyice sarıldığım da "Kuş gibi bir şeysin bir de" diye tekrar söylendi. Birkaç dakika sonra bir odaya girip, yavaşça yatağa bıraktı. Üstüm örtüldüğün de hafif uzaklaştığım uykumdan tamamen uyanmadan tekrar gözlerimi kapattım.

¤

Gözlerimi açıp etrafıma bakındım. Kıvanç'ın odasındaydım ve ne zaman bu odaya çıkıp burda uyuduğumu hatırlamıyordum bile. Yatakta yanıma baktığım da Kıvanç yanım da uyuyordu. Birkaç saniye yüzüne gülümseyerek bakıp öpücük kondurarak ayaklandım.

Odadan çıkmak için kapıya ilerliyordum ki odanın balkonun manzarası sabah saatlerin de gözüme çok hoş gözüktüğünden balkona ilerleyip, girdim. Korkuluklara dayanıp manzaraya bakarak derin nefes aldım.

"Orada ne yapıyorsun" diye gelen sese doğru başımı çevirdim. Kıvanç uykulu gözlerini ovalayarak yanıma geliyordu. "Günaydın" dediğim de bakışları rüzgardan dolayı açılan kalçama indi.

Gözü birkaç saniye kalçam da oyalandığın da tekrar bana bakıp. "Sana aldığım iç çamaşırları ne yaptın? Çöpe mi attın?" diye bıkkınlıkla sorup manzaraya doğru bakan tek kişilik koltuğa oturdu.

"Bana diyene bak! Evin içinde yarı çıplak dolaşan ben miyim sanki?" diye şikayet ederek konuşup karşımda boxerla oturan kendisini işaret ettim. 'Şaka mısın?' bakışlarıyla baştan aşağıya beni süzdüğün de kendime baktım. Hafif gülerek Kıvanç'a ilerleyerek "Yani tamam şu an komik oldu ama" diyerek iki yana açtığı bacaklarının arasına oturdum.

Parmak ucumu çıplak göğsün de gezdirerek "Senin de benden kalır yanın yok" dedim. Bakışlarını gezdirdiği manzaradan çekip bana baktı. Ellerimi boynun da gezdirip dudaklarımı yaklaştırırken Kıvanç'ın da eli belim de yerini bulmuştu. Aniden aklıma gelen soruyla duraksadım.

"Ender'le hiç yattın mı?" diye sorup boynunu öptüm. Belimde gezinen eli durdurup "Ender mesafeli kadındır." diye sorumu cevapladı.

"Bence istemiştir" diyerek boşta kalan elimi erkekliğinin üstüne koyup, yavaşça gezdirdim. Ensemden tutup beni sertçe kendisi çekerek dudaklarımızı birleştirdi. Büyük bir tutkuyla dudaklarımız öpüşürken araya dillerimizi de sokup, okşadığım erkekliğini sıktım.

Birkaç dakika sonra kucağından kayıp, bacak arasına girerek önünde diz çöktüm. Boxerını aşağıya indirdiğim de Kıvanç'ta hareketimi kolaylaştırmak için kalçasını kaldırdı.

Önüme çıkan erkekliğini boydan boya yalayıp ıslattıktan sonra tamamını ağzıma aldım. Kalınlığından dolayı ağzımı ne kadar açarsam açayım dişlerim değiyor Kıvanç'ta "Dişlerini değdirme" diyerek şikayet ediyordu.

Elimle avuçladığım da tişörtün etek kısmını kalçamın üstüne koyarak, ortaya çıkarttım. Belimi iyice bükerek kalçamı sergilediğim de hareket ettirdim. Bir kaç dakika sonra gülerek kalkarak bacaklarımı iki yanına koyacak şekilde açıp, oturdum.

Erkekliğini kalçamın arasına alıp sürtündüğüm de dudaklarımızı birleştirdim. Yüzüme gelen saçlarımı toplayıp arkama attı. Kucağında azıcık havaya kalıp ayağımın üstünde durduğum da erkekliğini elime alıp, içime ittirdim. Baya zorlanmamdan dolayı başımı eğip baktığım da Kıvanç'ta saçlarımı çekti.

Elimi alıp üstüne oturmaya çalıştığım da ağzımdan kuvvetli bir inleme çıkmıştı. Kıvanç ellerini belime yerleştirip "Kendini zorlamayı seviyorsun" diye inlemelerinin arasında güçlükle konuştu.