17~ KARANLIK

1.8K 59 25
                                    

Keyifli okumalar çiçeklerim🌸💙

🍒🍒🍒🍒🍒🍒

Ben heyecanla konuşmaya çalışırken arkadan tanıdık bir ses sözümü kesti.

"Melih! Kimmiş gelen tatlım?!"

Ve bir iki saniye sonra sesin sahibi kapıda belirdi. Gelen Özge'ydi. Üzerinde bedenini zar zor kapattığı bir bornoz vardı. Evet, sadece bornoz!

Bir an nefesimin kesildiğini hissettim. Nefes alamadım. Orada ölmek istedim.
Bu anı yaşamaktansa tam şu saniye ölmek...

Yutkundum. Kendime gelmeye çalıştım. Buradan gitmem lazımdı. Bacaklarımın hareket etmesi gerekiyordu! Dolan gözlerimi saklayarak başımı yana çevirdim. Sonra buz gibi bakışlarımla onlara döndüm.

"Rahatsız ettim, özür dilerim." Dedim titreyen sesimle.

Sonra da hızla asansöre binip zemin kata bastım. Melih bir yandan bağırarak ismimi söylüyor bir yandan da ayakkabılarını ayağına geçirmeye çalışıyordu. Ama yetişmesine izin vermeden asansörün kapısının kapanması için düğmeye bastım.
Kapı kapanınca daha fazla dayanamayıp göz yaşlarımı serbest bıraktım. Aşağı inene kadar hıçkırarak ağladım kendimi tutmadan. Aşağı inip koşarak ihtişamlı koridordan geçtim ve kendimi dışarı attım. Daha fazla ayakta duramayıp duvarın hemen dibine çöküp sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Ben bunu hak edecek ne yaptım ki?!

"Allah kahretsin! Kahretsin!"
Ben öylece ağlarken koşan adım sesleri yanımda durdu.

"Eylül! Ne oldu?" Diye panikle diz çöktü Can önümde.

"G-götür beni b-buradan Can." Dedim hıçkırıklarımın arasından.

Başını sallayıp ayağa kalktı ve beni kucağına aldı. Hızlıca yürüyüp beni arabaya bindirdi. Sonra kendisi de şoför koltuğuna oturdu. O sırada Melih koşarak bize doğru geliyordu. Bir yandan da bağırıyordu.

"Can acele et lütfen." Dedim. Hayal kırıklığıyla Melih'e bakarken.

Can kafasını sallayıp arabayı çalıştırdı ve hızla gaza bastı.
Biraz ilerledikten sonra dikiz aynasından bir arabanın bizi takip ettiğini fark ettim. İçindeki Melihti.

"Eylül ne oldu orada anlatır mısın artık." Dedi Can.

"Ben kapıyı çaldım, Melih açtı. Onunla konuşmak istediğimi söyleyeceğim sırada Özge geldi. Üzerinde sadece bornozu vardı." Dedim ağlayarak ve öfkeyle.

"Belki mantıklı bir açıklaması vardır. Bir dinleseydin be kızım!"

"Ya ne mantığı ne açıklaması Can?! Bornoz vardı diyorum sana! Ne açıklaması olabilir bunun?! Her şey ortada işte. Aptal gibi hayaller kurmamın sonu belliydi zaten..."

"Ben eminim bir yanlışlık var. Çocuğun sana bakışlarını gördüm diyorum kızım! Aşkla bakıyordu. Yok arkadaş böyle olmayacak." Dedi ve ani bir hareketle arabayı kenara çekti.

"Can! Napıyorsun?!" Dedim panikle.

"Yapılması gerekeni." Dedi ve arabadan indi.

Tam ben de arabadan inecektim ki arabayı kilitledi. Evet kilitledi! Of Allahım of!
Cama vurmaya başladım sinirle. Bir yandan da bağırıyordum.

"Can! Aç şu kapıyı!"

O sırada Melih de hemen arkamıza park edip arabadan inmişti. Canla bir iki dakika konuştuktan sonra birbirlerine bir şey uzattılar.

"Hey! Kime diyorum?!"

O sırada Can Melih'in arabasına Melih de benim olduğum arabaya geldi. Kapıyı açıp arabaya bindi.
Sinirle ona döndüm.

Kiraz Çiçeği Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin