81. BÖLÜM
❝SON'SUZ❞bölüm şarkısı;
ya sidi, orange blossom
lütfen bölümü SONUNA KADAR OKUYUN YARISINDA BIRAKMAYIN geçen bölümün yarısında herkes kitabı bırakmış bana küfür etmiş ya ben ters köşeyi seviyorum tabii ki her şeyi birlikte yaşayacaklar cinsiyet öğrenme, doğum, isim koyacağız daha ve evet KİTAP MUTLU SON OLACAK ama kitap mutsuz son olsaydı nasıl olurdu derseniz bu bölüm size gelsin bu bölüm SEZON FİNALİ DEĞİL FİNALDE DEĞİLDİR normal bir bölümdür öptüm çok, mümkünse bana az küfür edin
"Karının sesini duydun. Beni özlediğin kadar mı özledin yoksa daha mı çok?" dedi Hayrettin, kendisi konuşmaya başladığın arada bir kahkaha atıyordu. "Şimdi biraz oyun vakti Karan ağa, yüzükteki GPS beş dakika içinde aktifleştirilecek. Seni o adrese bekliyorum böyle deniz kenarında senin bildiğin yer sen seversin burayı ağam tam sana layık."
"Gel ve hamile karını boğulmaktan kurtar." dediğinde nefesim sıkışmıştı. Bedenim titrerken kalbimin duracağını sandım. "Tik tak tik tak zaman başladı," dedi eğlendiğini belli eden bir sesle. "Umarım sen gelene kadar nefesi yeter yoksa karnında iki tane çocuğuyla boğularak ölecek." derken yüksek bir kahkaha patlattı. "Onların katili olmak istemezsin değil mi?"
"Seni bulduğum yerde sike sike öldüreceğim Hayrettin!" diye bağırdığımda bozuk olan sinir sistemim daha çok bozulmuştu. Hayrettin Sönmez, kötü diyebileceğim bir kahkaha patlattı.
Duyduğum telefon kapanma sesleriyle bakışlarımı Bronz'a kaldırdım. Kulağıma ilişen kelimeler beni afallatırken kalbimdeki yoğun sancı bütün bedenimi ele geçirmişti. Oturduğum yerden hızlıca ayağa kalktığımda bakışlarım dış kapıyı bulmuştu.
"Dur Karan!" dedi Bronz, beni kolumdan tuttuğunda ona kaşlarımı çatarak baktım. Kolumu tutan eline sert bir yumruk geçirdiğimde benden uzaklaşmasını sağladım.
"Neyine dur amına koyayım neyine! Duymadın mı dediklerini?" derken bir anlığına sağır olmayı istemiştim. "Puştun dalga geçer gibi bir hali var mıydı?"
Bronz yanıma geldiğinde endişeli bir tavırla gözlerimin içine baktı. "Deniz dedi, Bronz deniz dedi! Boğulacak dedi." dediğimde söylediklerime ben bile inanamıyordum. Bunu nasıl planlamış, nasıl bir oyuna getirmişse benimle karım üzerinden oynadığı yetmiyormuş gibi bir de deniz olayını çıkarmıştı.
"Dur sakin ol Karan," derken benim kadar o da stresli gözüküyordu. "Evden çıkmamışlar daha, sinyallerde aynı konumda gözüküyorlar."
"Böyle olmayacaktı." dedim, derin bir nefesi ciğerlerime yolladığımda içtiğim sayısız alkol ve sigaradan dolayı boğazlarım tahriş olmuştu. "Böyle olmayacaktı sikeyim." Zihnime bir sürü sahne doluştuğunda gözlerimi kapattım. Onu ilk kez gördükten sonra rüyalarıma konuk olmuş beni bir daha bırakmamıştı. "Gördüğüm rüyalar..."
Karanlığa perde çekilen sahnelerde onunla ilgili gördüğüm rüyalarına hepsi zihnime hücüm etti. "Onu kurtaramıyordum, kollarımın arasında ona nefes olamıyordum. Boğuluyordu." dedim acı dolu bir sesle. "Onu sadece bir kere kurtardım. O da yatta gördüğüm zamandı, sonra onu rüyalarımda hiç kurtaramadım."
"Beş dakika içinde konumu açacaklar. Bakacağız." dedi Bronz, gözlerimi aralamama neden olan ses tonuyla sakinlik denen duygu aylar önce beni terk etmişti. Aynada gördüğüm adamın saçlarında beyazlar çıkmıştı, kırlanmalar mevcuttu ve son değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER AĞIDI
General Fiction❝Bir düş, bin ağıt.❞ Marin Alakan çok küçük yaşlardayken doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda kalmıştır. Babası, kaderin sancılı ağlarının önüne geçmek için yıllarca kızının doğup büyüdüğü Mardin'e gelmesini yasaklar ve İstanbul'da herkesten gizli...